Kıbrıs Türk halkının yıllarca yaşadığı mezaliminin baş sorumlularından olan Rum Ortodoks Kilisesi’nin yeni seçilen Başpiskoposu Yeorgios,daha “taç” giymeden,Rum siyasi elitlerini etkileme gücünü kullanmaya hızlı başladı.
7 Kasım 2022’de vefat eden Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskopos’u 2. Hrisostomos’un yerine seçilen ve 8 Ocak’ta düzenlenecek törenle Rum Ortodoks Kilisesi Bapiskoposu olarak “taç giyecek” olan Yeorgios, ilk demeçlerinde, Rum siyasilere parmak sallayarak, “Millî davada Kilise’nin sözü dinlenmeli” dedi.
Rum toplumunu etkileyen kurumların başında gelen Kilise’nin, Rum siyasetinde ve eğitim sisteminde etkili olduğu bilinen bir gerçek.
Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlama hedefi olan Enosis’in bayraktarlığını yapan Rum Ortodoks Kilisesi, Kıbrıs Türklerinin 1974’e kadar yaşadığı ve soykırıma dönüşen vahşet dolu yılların da baş sorumlusudur.
Yeni Rum Başpiskopos Yeorgios, 2022’in son günü 31 Aralık 2022’de, haftalık yayımlanan Rum Kathimerini gazetesinde çıkan demecinde, “millî dava” olarak tanımladığı Kıbrıs sorununda Kilise’nin, Rum yönetimine ve halkına “doğru nasihatlerde bulunması gerektiğini” söylemiş, “nasihat, dinlensin diye edilir” diyerek deŞubat ayında yapılacak Rum başkanlık seçimi öncesinde “etki gücünü” hatırlatmıştır.
Yeorgios, gazeteye açıklamasında,Kıbrıs Türklerini azınlık gören ve Türklerin yıllarca ölüm korkusu altında yaşamalarına neden olan Rum politikasının baş mimarlarındaneski Başpiskoposlardan övgüyle bahsetmiş,“seleflerinin yaptıklarından daha azını yapmayacağını”söylemiştir.
Yeni Başpiskopos Yeorgios, şöyle devam ediyor:
“Büyük seleflerimin harika çizgisi, hangisini sayayım? Türklerin astığı Kiporianu’yu mu, Kıbrıs halkına adalet talep etmek için bir yıl İngiltere’de kalan Sofronio’yu mu, İngiliz sömürge yönetimi tarafından kovuşturulan ancak Kiliseyi özgür tutan Kirillus’u ve Leondios’u mu, Makarios’ları, ömrünü millî davamıza adayan 3’üncü Makarios’u mu?”
İzinden gideceğini söylediği selefleri Türk kanı akıttı…
“Büyük seleflerimin harika çizgisi” diyor...
“Büyük selefleri” ne mi yaptı?
Çok uzağa gitmeyelim; Başpiskopos Makarios, Türk-Rum ortaklığında kurulan 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Enosis’e sıçrama aracı olarak kullandı, Ortak Cumhuriyet’te Kıbrıs Türklerinin haklarını ortadan kaldırmak için her oyunu oynadı, Kıbrıs’ı gizli gizli silahlandırırken bir yandan da “garantörlük kalksın” diye uğraştı. Makarios zamanında Kıbrıs Türklerini yok etmeyi hedefleyen Akritas planı hazırlanarak uygulamaya konuldu, Kıbrıs Türkleri 1963-1974 yılları arasında Ada’nın yüzde üçüne hapsoldu ve vahşet dolu yıllar yaşadı…
Yeni Rum Başpiskopos Yeorgios, bunları “harika çizgi” diye anıyor ve bu çizgide devam edeceğini söylüyor.
Kendisinden önceki Başpiskopos 2. Hrisostomos ise “Mücadelenin bitmediğini, Girne’de milli marş söyleyeceklerini” dillendiriyordu…
Türkiye’den Kıbrıs’a su geldiğinde söylediği de hafızalardadır; 2. Hrisostomus’un, “deli saçması” olarak nitelenen “Türk suyunu içeceğime zehir içmeyi tercih ederim” sözleri de gerçek zihniyet ve düşüncelerini yansıtıyor.
Daha birkaç ay önce Rum papazlara silah kullanma eğitimi de verilmişti.
Ayrıca, Papazlar neden silah kullanma eğitimi alır ki!?
Yine Kıbrıs’ı kana bulamaya mı hazırlanıyorlar..?
Rum Başpiskopos Yeorgios, gazeteye yaptığı açıklamasına şöyle devam ediyor:
“Millî davamızı da izleyecek, gereken yerde hükümete ve halka doğru nasihat ve müdahalelerimizi yapacağız. Nasihat, dinlensin diye yapılır. Nasihat, millî meseleyi yönetmekten sorumlu hükümete ve hükümeti seçen halka yapılır. Saçma şeyler de istemiyoruz. Avrupalıların ve özgür insanların yararlandığı insan haklarımızın tesis edilmesini istiyoruz. Diğer bütün Avrupalılar Avrupa’nın bütün ülkelerinde serbest dolaşım hakkı varken bizim kendi ülkemizde serbest dolaşım hakkımız olmasın mı? Onların mülk edinme hakkı varken bizim olmasın mı? Kıbrıs (Rum) halkının haklarının böyle tesis edilmesini istiyoruz.”
Rum Başpiskopos Yeorgios, yine 31 Aralık 2022’de Rum haber ajansına (CNA) açıklamasında da Başpiskopos 2. Hrisostosmso ile “görüşlerinin aynı” olduğunu ve uygulamalarını takip edeceğini belirterek, “Avrupalıların sahip olduğu tüm insan haklarını halkımız için aramalıyız” diyor.
Yeni Başpiskoposdemeçlerinde ısrarlı bir şekilde, “Kıbrıs’ta serbest dolaşım, serbest yerleşim” hakkından bahsediyor.
Türk askerinin sağladığı güven ortamında serbestçe dolaşabilirsiniz
Kendisine tavsiyemiz; komşu devletin vatandaşı olarak, kimliğinizi göstererek sınırdan geçip, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’nin topraklarında Türk askerinin sağladığı güven ortamında serbestçe dolaşabilirsiniz.
Ama Kıbrıs Türklerinin insan haklarını da unutmayın!
İnsanlık suçu ambargolar altında yaşayan, Kıbrıs adasının sahibi Kıbrıs Türklerinin en temel insan hakları, mensubu olduğun “devlet” tarafından engelleniyor.
Başpiskopos Yeorgios, hayalden uyanın!
“Büyük seleflerinin” geçmişte Enosis hedeflerinin Kıbrıs’ı ne hale getirdiği, Kıbrıs Rum toplumun başına ne işler aştığı, Kıbrıs Türk halkına ne acılar yaşattığı gerçeğinden ders çıkarın!
Halkınıza Kıbrıs Adasının gerçeklerini söyleyin.
Kıbrıs’ta egemen iki ayrı devlette, yan yana yaşayan iki ayrı toplum olduğu gereceğini kabul ediniz.
Kıbrıs Türk halkı ile iyi komşu olarak yaşamaya bakınız.
Rum halkı ve Rum siyasiler tarafından dinlenmesini istediğiniz o nasihatlarınızı, Kıbrıs’ta iki ayrı devletin iş birliği yapması ve iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi üzerine yapınız.
*