Siyasette yeni yüzler görmek istiyoruz artık. UBP ve DP harıl harıl erken seçime hazırlanırken vekil adaylarında yeni yüzlere de yer vermeye hazırlanıyor. Tabi olay yeni yüze yer vermek değil aslında. Yeni yüze yer verirken siyasi alanda başarı sağlayabilecek başarılı genç siyasetçileri bulmak ve kadroya katmak marifet.

Bugün baktığımızda 40 yaşına merdiven dayadık. Ama etrafıma baktığım zaman bizim dönemin gençleri maalesef siyasi alanda ilerlemeyi tercih etmedi. Üzüldüm açıkçası. Ben kadın olarak siyasete sıcak bakarken neden gençler bugün yenilenmesi gereken siyasi kadrolarda yer almak için adım atmıyor.

Siyasetçi yetiştirmek de siyasetçi olmak da kolay değil.

Orta ve lise yıllarında sınıf arkadaşım Anıl Kaya adını duyuran tek isim oldu. Anıl gibi birçok sınıf arkadaşımın siyasi arenada boy göstermesini isterdim.

Gerçi Anıl’ın bugün adını duyurması çok da kolay olmadı. Hemen hemen tüm gençlik çağı belirli çalışmalar içerisinde geçti.

Ayni sınıfı paylaştık, zaman zaman belirli çalışmalarda birlikte yer aldık.
Anıl lise yıllarından itibaren siyasete oldukça meraklıydı. O zamanlar genelde gençlerin hiç umurunda olmayan kitaplar okurdu ki eminim bu ona çok şey katmıştır.
Üniversiteye girdiğimizde bir yerde kendi arkadaşlarının arasından ayrılarak siyasal çalışmaların içine girdi.
Bir çok dernek, çevre örgütü ve spor kulübü çalışmalarının içinde yer aldı.
Üniversite yıllarında özelikle Avrupa Birliği ile çok ilgiliydi. Sürekli araştırıyordu hatta zaman zaman yazılar yazıyordu.
O yıllarda genelde arkadaşları arasında bu faaliyetleri çok ilgi görmüyordu. Herkes gençliğini yaşarken Anıl gençlik yaşamayı tercih etmedi. Cafeler, barlar yerine kendisinden bilgi edinebileceği kişilerle istişare etti.
Üniversite sonrasında Cumhurbaşkanlığında görev aldı.
Sanırım on yıl önce Milletvekilliğine aday oldu ve Anıl sıralamadaki yerine rağmen çok iyi oy alarak seçimi az bir oy ile kaybetti.( ki o yıllarda henüz 28 yaşındaydı)

Ardından siyasi çalışmalarına son vererek bir süre benim de kendileri
ile birlikte çalıştığım, basın danışmanlıklarını yürüttüğüm Aydınlık Yarınlar Hareketi'ni kurdu.
Kısa sürede bu hareketi ada genelinde örgütledi.
Emeğini hiç acımadı bir kişi için Mağusa’dan Güzelyurt’a gittiğini ben bilirim.
Aydınlık Yarınlar Hareketi ile bu ülkede pek çok ilkleri yaşattı.
Her zaman ben değil biz olgusunun altını çizerek toplumu ortak akılda buluşturmayı hedefledi.
Ana karakterleri belli olan toplum ve dayanışan toplum hayalini kurdu.
Sadece şikâyet eden değil eğer çevreye duyarlı ise gidip ağaç diken
kan bağışında bulunan, çeşitli yardımlaşma faaliyetleri içinde olan ve bunları numaralandırarak örneğin 8.Ağaçlandırma faaliyeti gibi insanları bir araya getirerek farkındalık yarattı.
Sistemden de rahatsız olduğunu her vesilede dile getirdi.
Yeni vizyon yaratmak için ve sistemin değişmesi için ciddi çalışmalar içerisine girdi.
Müşavirler, Faiz Yasası, Ekonomik Ampüllerin Kullanımı, Kamu Reformu, Seçim Sistemi, Sivil Toplumun Değişimdeki rolü, Lobicilik, Gönüllülük, Katılımcılık, Demokrasimizin güçlenmesi adına örneklerle karşımıza çıktı.

Bir sivil toplum örgütü olarak Amerika Birleşik Devletlerine davet edilerek 'Leadership Program'a katıldı.
Çeşitli defalar Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Komisyonunda gelen davetlere katılarak en üst düzeyde temaslar gerçekleştirdi.
İngiltere’de Lordlar Kamarası bakanlıklar Parlamentoları ve dünya çapında pek çok sivil toplum örgütü, düşünce kuruluşu ile temasa geçti.
Türkiye Cumhuriyeti’nin üst düzey yetkilileri ve dünyanın çeşitli ülkelerinden bakanlarla bir araya geldi.

Aslında bu duruşu ile onu takdir edenler de oldu eleştirenler de. Bence ‘bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz’. Neden mi yazdım bunu… eleştirmek kolay…ama işte aramızda yani Gazimağusa’da kendi dönemimden yetişen tek kişi. Özellikle bizim kuşak arasından bu denli yetişmiş bir arkadaşımıza destek vermek zor olmasa gerek.
Ben ‘inanarak çalışan insanların başarılı olacağına’ inanıyorum…umarım gençler siyasi alanda kendini gösterir ve bu hantal yapı tamamen değişir. Bazen partiler değil, kişiler önemlidir. Belki bunu artık fark eder ve ona göre adım atarız.