Hükümet asgari ücrette 4 ayda bir artış kararı almıştı…

Şimdi bu karardan pişman oldu gibi geliyor bize!

Geçtiğimiz aylarda bu karardan geri dönüp eski uygulamaya geçilmesi için bir takım çalışmalar oyduğunu biliyoruz…

Konu çok büyük ihtimalle kurultaydan sonra netlik kazanacak!

Geçenlerde Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ilk bombayı attı ortaya, ortalık kalktı oturdu…

Bin dolar fazla ya da eksik elbette tartışılır!

Sonra Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz’in açıklaması tuzu biberi oldu…

Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse iş dünyasının önü daha bir kapanıyor, halkı olarak da tek çare zam yapmak oluyor!

Çünkü devlette böyle bir sıkıntı yok…

Maaşlar ne kadar artarsa artsın bir şekilde ödeniyor!

Ama özelde durum çok farklı…

Aradaki uçurum büyüdükçe büyüyor!

İş insanı, hem üreten hem de ihracat yapan Mahmut Erden geçenlerde asgari ücret konusunda tüm gerçekleri ortaya koydu…

Doğru yönleri de bir hayli fazlaydı:

“Bir ata sözü var, bekara karı boşamak kolay diye. Tamda öyle oluyor. Muhalefet ve Sendikalar başladılar asgari ücret için bol kepçeden sallamaya...

Bu arada sendikacıların kaç tanesi maaş ödüyor onu da sormak lazım...

Yahu, Hollanda gibi kişi başı milli gelir 75 bin dolar olsa Asgari ücreti 2-3 bin dolar yapalım sorun yok. Ancak özel sektörün zar zor yarattığı ekonomiyle 12 bin dolar milli geliri olan memlekette asgari ücret 1000 dolarsa ve daha fazlası talep ediliyorsa orda bir arıza var demektir...

Vay efendim pahalılık varmış...

Yılbaşından bu yana Döviz sadece %11 arttı. Yani piyasadaki pahalılık dövize bağlanamaz. Neden dövizi söyledim çünkü KKTC mutlak bir ithalat ülkesidir. Türkiye'de o kadar olmayabilir ancak KKTC'de Döviz kuru hayat pahalılığını korkunç etkiler. 

Döviz değilse nedir o zaman?

Yaratılan yağmalama ekonomisi içerisinde oluşan pahalılığın birinci temel sebebi hükümet eliyle Asgari ücrete, Memura, Ete, Süte bol kepçeden ver zammı, ver zammı politikasıdır. İkincisi Toplumun davranış biçimidir. Yani Enflasyonu rant kapısı haline getirmiş olmasıdır. Hükümet olarak gidin buna çözüm bulun..

Türkiye’de enflasyon gerilemeye başlamışken tam bu esnada okkalı bir asgari ücret zammını özelde imalat sanayii ve Hizmet sektörü, genelde ise KKTC özel sektörü kaldıramaz...”

Dün devlette yılarca çalışmış, ekonomi konularında uzman bir dostumuz aradı…

Bu memleket nereye gidiyor diye sordu!

Son günlerde en fazla sorulan soruların başında geliyor bu…

Biz ülke olarak tamamen kurultaya ağırlık verdiğimiz için ciddi konuları göz ardı ediyoruz!

Oysa kurultay da gelecek hafta başından itibaren geride kalacak ve gerçeklerle yüzleşme zamanı gelecek…

Hatırlarsanız Başbakan Üstel geçen yılın sonlarında 2024, 2023’ten çok daha iyi olacak demişti!

Bu konuda gözle görülür bir şey olmadı…

Yine Başbakan geçenlerde 2025, 2024’den çok daha iyi olacak dedi!

Umarız öyle olur ama sadece ummakla da bir şey olmuyor…

Başta iş dünyası olmak üzere kamuoyunun büyük bir bölümü gelecekten endişe duyduklarını belirten açıklamalar yapıyor, vatandaşın karamsarlığı her geçen gün artıyor!

Asgari ücret hem de böyle sıkıntılı bir dönemde elbette önemlidir ama ara sıra eğri oturup doğru konuşmakta kesinlikle faydalı olacaktır…

Asgari ücret tamamen uzman kişilerden oluşan bir ekip tarafından masaya yatırılmalı sağlıklı bir yöntem belirlenmelidir!

Siyasetten, popülizmden ve partizanlıktan tamamen uzak olarak…

Zira gittiğimiz yok kesinlikle yol değildir!

MESAJ KUTUSU

Sayın Hüseyin Çavuş KELLE, yurt dışından gelen libazma adlı gübrelerin toplamının tek bir kişi tarafından satın alındığı ve fahiş fiyatla çiftçilere satışa sunulduğu çok ciddi ihbarlar yapılmaya başlandı. Ülkede tarımda en yetkili bakan olarak konuyu araştırıp haksız kazanç elde edenleri deşifre etmeniz bekleniyor…

Sayın Bulut AKACAN, hem Türkiye’de hem de KKTC’de infialle karşılanan meritkingnews olayının ardında bazı basın kuruluşlarında perde gerisinde olduğunuz yönünde haber ve yorumlar yapılmaya başlandı. Yanlış algı operasyonlarına neden olmamak için ayrıntılı bir açıklama yapmanız şart oldu değil mi?

Sayın Tufan ERHÜRMAN, eski bazı partilileriniz CTP’de iç karışıklar yaşandığı yönündeki açıklamalar hem parti içinde hem dışında bir takım tartışmalara neden olmaya başladı. İktidar partileri bu durumdan hayli mutlu ama ateş olmayan yerdenr duman da çıkmaz değil mi?

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, pandemi döneminde yaşanan sıkıntılar nedeniyle ek bütünleme derslerinin niye kesildiği yönünde vatandaştan hayli ilginç sorular gelmeye başladı. Sunun muhakkak mantıklı bir açıklaması vardır değil mi?

Sayın Hasan TAÇOY, son 15 günde iki kez yaptırdığınız kurultay anketlerini çok yakınlarınızdan bile gizlediğiniz ama bir hayli de mutlu gözüktüğünüz konuşulmaya başlandı. Bu arada anketin birinin Türkiye’den özel getirilen bir şirkete yaptırdığınız da iddia ediliyor…

Sayın Mehmet Salih KARALIM, bu sıralar ünlü bir iş insanına hayli kafayı taktığınız ve kendisine bazı sürprizler hazırladığınız konusunda iş çevrelerinde söylentiler yayılmaya başladı. Bu arada diğer mağdurlar da aralarında örgütlenmeye başladılar, gazanız mübarek olsun…

Sayın Zorlu TÖRE, kurultayda aday olan tüm kesimlerin size yaklaşmalarına rağmen tarafsızlığınızı sonuna kadar koruyacağınıza dair yanıtlar vermeye başlamışsınız. Bu arada yeniden aday olduğunuzu açıklamanız bir çok partili tarafından memnuniyetle karşılanmış diye duyduk…

Sayın Batu BEYİT, hafta sonu yapılacak olan UBP kurultayında kilit isim pozisyonunda bulunduğunuz ve tüm perde gerisi çalışmalarda yek yetkili olduğunuz konuşuluyor. Gizli de olsa yüz yüze görüşmeleriniz dikkatlerden kaçmıyormuş!

Sayın Koral BOZKURT, süper kupayı kazandıktan sonra maç gecesi tüm yönetim ve futbolcularınıza 7 yıldızlı otelinizde yine 7 yıldızlı ziyafet çektiğiniz söyleniyor. Terleyip kazananlar her türlü ödülü hak ediyor değil mi?

Sayın Süleyman ULUÇAY, bölgenizde çok sayıda otobüs durağını yenilemeniz bir yana artık bu durakların gerçekten kullanılıp kullanılmadığını da tartışmak gerek. Zira bir çoğu durak dışı hemen her yerde yolcu bindirip indiriyor ve trafiği aksatabiliyor…