Ülkemizde büyük bir değişim yaşanmakta, seçim heyecanı artarak yayılmaktadır. Siyasetçilerin geçmişte yaptığı hatalar nedeniyle siyasete olan güvenini kaybetmiş, geleceğe olan umutları parçalanmış insanlar, 19 Nisan’da yapılacak seçimlerde bir ümit ışığı görmüş ve halkın lideri olarak seçilecek kişinin sahip olması gereken nitelikleri daha fazla konuşmaya başlamıştır.
Geçmişi temiz, adalet duygusu yüksek, özü sözü doğru, dik ve onurlu duruşuyla örnek, dünyaya barış diliyle konuşan ve daha pek çok olumlu özellikleri taşıyan güvenilir bir lider seçmek heves ve arzusu halk arasında yaygındır.
Mevcut adaylarımız, halkın içinden çıkmış kişilerdir. Geçmişte yaptıkları ve/veya yapmadıkları/yapamadıkları halk tarafından bilinmektedir. Bazı yaşanmış olaylar, verilen fakat yerine getirilmeyen sözler gizlenmeye çalışılsa da halkın beyninde yer etmiştir. Mal varlığını açıklamayan adayların, şeffaflıktan kaçarak bazı şeyleri gizleme çabasında olduğu ve sırf bu nedenle dahi halkın güvenini kaybettiği hissedilmektedir.
Gizli kapaklı işler her zaman değer ve güven kaybına neden olmaktadır. Ne yazık ki uzun bir süre önce açıklanması gerekirken henüz açıklanmayan, 500 sayfa kadar olduğu iddia edilen Sayıştay raporunu gizleyen Sayıştay Başkanlığı da halkın gözünde değerini ve güvenini kaybetmektedir.
Bazı adayların ve medya mensuplarının ısrarlı taleplerine rağmen TV kanallarında veya benzer ortamlarda hep birlikte halkın karşısına geçerek fikirlerini ve düşüncelerini tartışmak suretiyle halkı bilgilendirmekten kaçan adaylar da halkın kafasında soru işaretleri oluşmasına neden olmaktadır.
Ülkemizde esen değişim rüzgârlarını görmezden gelerek, insanları korkutarak, bazı adaylara çamur atıp kötü göstermeye çalışarak ancak kapkara bulutlarla kaplı bir geleceğe gidebiliriz. Önemli olan ortaya çıkan değişim rüzgârı ile kara bulutları dağıtmak ve aydınlık bir geleceğe ulaşabilmektir.
***
Yıllar önce Ankara’daki öğrencilik günlerimde, kullanılan düşük kaliteli yakıtlar nedeniyle soğuk kış günlerinde Ankara’yı sisli, dumanlı ve zehirli gazlarla dolu kirli bir hava kaplardı. O zamanlar ah keşke biraz rüzgâr olsa da bu kötü, kirli havadan kurtulsak dediğimiz günleri hiç unutmuyorum. Çıkan bu rüzgârlarla sisli, dumanlı ve kirli hava dağılır, insanlar birkaç günlüğüne de olsa rahat nefes alırdı.
Ülkemizde 1970 yıllarının Ankara’sına benzer şekilde hava kirliliği yoktur. Fakat siyasette büyük bir kirlilik vardır. Halkın 19 Nisan’da sandığa giderek vereceği oylarla kötü sistemi büyük oranda değiştirmeye ve gelecekte daha güzel bir gelecek kurmaya başlamak mümkündür.
Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Mustafa AKINCI etrafında hafif bir meltem şeklinde başlayan esinti her gün biraz daha fazla kuvvetlenerek rüzgâra ve fırtınaya dönüşmektedir. Gün geçtikçe güçlenen bu rüzgârla ülkemiz siyasetindeki kirliliği dağıtmanın mümkün olacağı görülmektedir.