Öncelikle bize gelen 2 mesajı isimleri saklayarak paylaşalım;
“Levent Bey iyi akşamlar, ben bugün haberini yaptığınız E. D.’in eşinin kızıyım. Haber sitenizde paylaşılan haber dolayısıyla annemin telefonları susmuyor, zaten ağır bir süreç içerisinde ve olayın duyulması onu daha da hırpaladı.
Bütün gün gazetenizdeki ilgililerle iletişime geçerek haberin kaldırılmasını talep ettik en sonunda sizinle iletişim kurmamız söylendi.
Söz konusu mağdur bir kadın ve üç bebeği, lütfen o haberi kaldırın çünkü gören duyan herkes ulaşmaya çalışarak annemi daha da baskı altına sokuyor.
Haber dolayısıyla çok mağdur olduk haberin kaldırılmasını istiyoruz, şimdiden teşekkürler...”
...
“Ben D.D.
Yaşadığım kolay değil defalarca dayak yedim ama ben anneyim iki tana ilk eşimden 20 yaşında ve 18 yaşında iki kızım var ikinci evliliğim olan E.D’den olan 3 yaşında ikiz kızlarım ve 1.5 yaşında oğlum var benim iznim olmadan darp ile yaptığınız haber hepimizin psikolojisini bozdu ben zaten çok zor süreçten geçiyorum bu haberi duyan bütün herkes beni arıyor çocuklarımın okul hayatını ve psikolojilerini düşünerek bu haberi kaldırmanızı rica ediyorum...
Lütfen ben çocuklarım konusunda çok hassas davranıyorum aynı hassasiyeti sizden bekliyorum...”
...
Hani insanın içi cız eder ya...
Bir sızı belirir ansızın!
Çok derinlerden gelir o sızı, moral motivasyonunuzu allak bullak eder...
Kelimeler ağzınızda düğümlenir, söyleyecek bir kelime bile bulamazsınız!
Ve tabi ki vicdanınızla baş başa kalırsınız...
Son iki gündür bu duygular içindeyiz!
Yüreğimiz sızlıyor resmen...
Ne zaman bir kadına şiddet uygulandığı haberi düşerse masamıza aynı ruh halini yaşarız!
Bir tarafta güçlü ve kuvvetli kaslı bir erkek...
Diğer tarafta narin ama güçsüz bir kadın!
Hem de 5 çocuk annesi...
Talihsiz kadın feryat ediyor aynı zamanda da itiraf!
Eşi tarafından defalarca dayak yediğini söylüyor...
Ve siz empati yapıyorsunuz!
Yok böyle bir acı daha...
...
Lütfen dikkat eder misiniz?
Acılı kadın bir an olsun bile kendini düşünmüyor...
Her şey çocukları için çünkü!
Yeter ki çocuklar duymasın üzülmesin anlayışında...
Çocuklara duymasın ama gerekirse defalarca dayak yemeye hazır olduğunu da ima ediyor!
Siz de bu cümleler karşısında eriyip bitiyorsunuz...
Bir yanda yüreğiniz izim ezim olurken diğer tarafta kadına şiddet uygulayan hem de defalarca eşini döven bir erkek müsveddesine lanetler yağdırıyorsunuz!
Elinizden de başka bir şey gelmiyor çünkü...
...
Öncelikle bu hanımefendiden haberi siteden kaldırmadığımız için defalarca kez özür diliyoruz...
Ama kendisinin de bizi anlamasını isteriz!
Sırf çocuklar üzülmesin diye eşinden dayak yemeye razı olan bir zihniyet sadece kendine ve çocuklarına değil aslında bu topraklarda yaşayan tüm kadınlara da zarar veren bir zihniyettir...
Kadınlar belki kas kuvveti olarak erkeklere nazaran çok güçsüz olabilir!
Ama bir çok kadın yürek olarak erkeklerden daha güçlüdür ve öyle olmak zorundadır...
Zira annelerinin, babalarından defalarca dayak yediğine şahit olan çocukların ruh hallerini de düşünmeleri gerek!
Onları kendi gibi zayıf değil, güçlü yetiştirmek zorundalar...
Kendi yaşadığı talihsizlikleri, çocuklarının ileride yaşamamı için!
Mantık da bize bunu emreder...
MESAJ KUTUSU
Sayın Mustafa AKINCI, Sibel Siber öyle bir iddia ortaya attı ki örtülü dışında aylık maaşınızın 150 Bin TL’ye kadar ulaştığını açıkladı. Bu inanılmaz bir rakam ama yine son sözü sizin söylemeniz de şart oldu sanki değil mi?
...
Sayın Ayşegül BAYBARS, sosyal konut projeniz konusunda yüreğinizin pır pır ettiği ve en büyük hayalinizin artık gerçekleşme aşamasında olduğu için akşamları uykularınızın kaçtığı konuşuluyor. Tebrik eder başarılı icraatlarınızın devamını dileriz...
...
Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, DAÜ raporunun soruşturulmasında elinizi biraz ağır hareket ettirince ne yazık ki yaşanan kaosun daha fazla artmasına neden oldunuz. Ha keşke yara kangren olmadan neşteri vursaydınız!
...
Sayın Dursun OĞUZ, CMC bölgesinde devletin 40 Bin TL’lik bir su motoru alacak parayı bulamaması devlet ciddiyetine çok da yakışmıyor. Büyük ihtimalle de durumdan haberiniz yok. Bir el atıverin lütfen!
...
Sayın Mehmet HARMANCI, belediye sınırları içinde yer alan Haspolat’ta bir fabrikanın dere yatağının tam da ortasına yapıldığını ve bunun da çeşitli sel felaketlerine yol açabileceğini biliyor muydunuz? Bir araştırın bakalım hangi ensesi kalın iş adamının bu garip eser!
...
Sayın Özdil NAMİ, son günlerde yaptığınız açıklamalar sanki de federasyon karşıtlığı olarak algılanmaya başladı. Bazı partililerin de tepkisi her geçen gün artıyor, uyarma ihtiyacı hissettik!
...
Sayın Sedat AVCAN, daha uzun bir süre olmasına rağmen Göçmenköy Muhtar adaylığı için kolları sıvamış hatta ekibi de kurmuşsunuz bile! Zaten bu bölgede değişime çoktandır ihtiyaç duyuluyordu, hayırlara vesile olsun artık...
...
Sayın Ziya ÖZTÜRKLER, DAÜ’de yaşanan son olumsuz gelişmeleri göz önünde bulundurur, buna bir de bankanın açıklamalarını eklersen müsteşarlık görevi sanki de yaklaşıyor değil mi? Hayırlı olacaksa niye olmasın ki...
...
Sayın İlkay ASLIM, her nedense artık üç gündür ağzınızı bıçak açmıyor, futbol yorumlarında da uzak kalmaya çalışıyormuşsunuz! Hayırdır inşallah sizin kanaryanın kanatlarını birileri mi kırdı acaba. Büyük geçmiş olsun artık başka ne diyelim ki...
...
Sayın Fuat Türköz ÇİNER, Cumhurbaşkanlığına adaylığınızı açıkladıktan sonra derin bir sessizliğe gömülmeniz dikkatlerden kaçmıyormuş! Hayırdır yoksa fikir değişikliği arifesinde misiniz? Siyasetin aynı zamanda cesaret istediğini de unutmamak gerek değil mi!
...
Sayın Gülgün VAİZ, Lefkoşa Devlet Hastanesi’nin en sevilen hekimlerinden birisi olduğunu biliyor muydunuz? Hastanız olan bin çok vatandaş bunu her fırsatta dile getiriyor ve çocuklarına sizi örnek gösteriyor. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi bu hayatta...
...