İlk, ablam telefondan haber verdi. Dedemiz, ağıtından sonra Kıbrıslı Türklerin kültürel tarihinde bir kez daha yer bulacakmış. “Arap Ali Destanı” operalaştırılıyormuş. Sonra da bir akrabam beni sosyal medyada bununla ilgili habere etiketledi. Kıbrıslı Türklerin ilk operası imiş, Cumhurbaşkanlığı senfoni orkestrası çalacakmış. Açılışa Arap Ali’nin ailesi olanlar mutlaka bekleniyormuş. Ben düzenli bir opera izleyicisiyim. Adayarısı’nı da yüreğinde her daim taşıyan, kültürel zenginliklerinin korunmasını isteyen biri. Buna dedem (babamın babası) Arap Ali’nin hikayeleri ile büyümeyi de ekledi mi, sevgili okur benim için böyle bir operanın kıymetini mutlaka anlamlandırabilecektir.
Ama ben, Adayarısı’ndan uzakta yaşamımı kazanmak zorundayım. Sosyal Bilimler doktoramı bitirdikten sonra memleketime döndüğümde, akademinin içler acısı halini gördüm ve akademide çalışırken, sahte diplomalıların gençlerimizin karşısında derse girmesini kabul etmediğim, başkalarından çalarak intihalli yazıları yazanlar memleketin vergileri ile sürdürülen üniversiteleri işgal etmesinler diye mücadele ettiğim için kapı dışarı edildim.
Mustafa Akıncı Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmadan önce memleketin insanlarının Adayarısı’na dönebilmesine önem veren propagandalar yapıyordu. Bilimin ilerlemesi gerektiğini, akademiye önem verilmesi gerektiğini söylüyordu. Şimdi de çıkmış DAÜ’de bilimi bilim yapacak olan en önemli şeyin “özgürlük” olduğunu söylüyor. Bilim özgürleşsin diye memleketinde mücadele verip memleketini uzaktan izlemek zorunda olanlarınsa dışarında kalıp, geri dönmemesi için tüketiyor enerjisini. Yanında tuttuğu akademisyenler? İntihal mücadelesi karşıtı, hatta kim bilir, belki de intihalci destekçisi… İntihal mücadelesi yapanın ayağını kaydırmak için elinden geleni ardına koymayanlardan. Neden? Cevabını okurun takdirine bırakalım, düşünsün.
Son günlerde bir örtülü ödenek tartışmasıdır gidiyor. Göz boyayan sosyal etkinliklere harcandığını düşünmüyorsunuz herhalde bu paraların. Şeffaf olmayan ve kalemlendirilmeyen hiçbir şey adil ve halk geneline dönük değildir. Sosyal medyada paylaşılan fotoğraflara dikkat verseniz kimlerin taraflı “siyasi tahmin” ve propaganda karşılığı olarak gezmelere gönderildiğini ve bu paraların suyunun nerelerden geldiğini görürsünüz. Değişen hiçbir şey yoktur Adayarısı’nda. Her gelen, örtülüyü de açığı da kendi bir sonraki seçiminin malzemesi olarak kullanır. Kendi yanında besledikleri de “bu dönemde her şey çok değişti, artık her şey daha iyi” der. Elbette, kendi tecrübeleri, beslendikleri için çok daha güzel, her şey daha “adil”, daha önceki dönemlerde esamesi okunmayanlar artık bir “şey”. Hukuk fakültesini bitirdiğinde stajdayken “ben avukatım ama hukukçu değilim” diyecek kadar daha ne olduğunu bilmeyenler bugün çok daha güzel bir siyasi ortamda yaşıyorlar. Çünkü meğerse düzeltmeye hacet yok hukukçu olamadan avukat olabilmişler cumhurbaşkanlığı himayelerinde. Tıpkı akademide daha tezlerini paylaşamayanlar akademik-politikler olabildikleri gibi.
Hak ve adalet için çalışanlara soracaksınız bu cumhurbaşkanlığı döneminde işler değişti mi değişmedi mi. Üniversiteler dün olduklarından daha iyi yerde mi? İntihal ve sahtecilik bitti mi? Kritere göre iş sahibi olabilme ve Adayarısı’nda nefes alabilme olanakları açıldı mı?
Memleketimi uzaktan izliyorum. Yüzüne hayranlık nameleri dizip, ardından işini gücünü bırakıp propaganda ofislerinde oturması istendiği için içerleyenler aklıma geliyor. Birçok insanın “onlar sadece kendi çevrelerine ve kendi çocuklarına çalışırlar” deyişlerinin haklılığını izliyorum üzülerek. Bir beş yılın daha, adil, kendi insanına sahip çıkan, şeffaf bir yönetime ve para politikasına sahip olan bir yapı kurulamadan tükenişini izliyorum. Yandaşlara, eleştirisiz destekçilere, vakit bitmeden “ne koparabilirsek”çilere kaynakların bir kez daha heba edilişini izliyorum.
Arap Ali Destanı Operasına benim için de git sevgili okur. Kültürüne sahip çık. Ama cesareti ile haklının yanında durması ile tarih olmuş bu karakterin operasını izlerken torunlarının adalet arayışından dolayı memleketlerini uzaktan izlemesini destekleyen bir Cumhurbaşkanın, “yapmış olduğu iyi işler” seçim hanesine sakın bu operayı yazma.