Cumhuriyetçi Türk Partisi yeni döneme dair eylem planını basın toplantısıyla duyurdu.

CTP, “Biz Varız: Bu Yol Birlikte Yürünecek” sloganıyla her ilçede çember eylemleri düzenledi.

Erhürman, “Meclis daha çok sokakta, sokak daha çok Meclis’te olacağını söylemiştik. Sokağa çıkıyoruz. Biz halkımızla birlikte bu yoksullaştırma, göç sürecine dur demek için bir yola çıkmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu yolda ancak birlikte yürürsek doğru yola ulaşabileceğimizi söylüyoruz. Bu yolun sonunda da bu ülke birlikte yönetilecek” dedi bu süreci anlatırken.

Erhürman, ‘Ülke en büyük istikrarsız dönemini yaşadı, Enerjide de rezaletler yaşatıldı, İradesizlik, beceriksizlik ve gailesizlikvar , Eğitim bir felakete dönüştü, Tarihin en ciddi yoksullaşma dönemindeyiz, Kıbrıslı Türkler sadece yoksullaşmıyor, yoklaşmaya doğru gidiyoruz’ dedi.

Sonra her ilçede çemberlerde güzelce bayrak salladılar.

90’lardan kalma bir hareket.. Etkinliği gücü tartışılır.

Bu ayrı konu ama hükümetin başarısızlıklarını, yapamadıklarını ya da herkesin bildiği gerçekleri sürekli tekrar edip iktidarın zayıf yönlerinin muhalefeti zafere taşıyacağını beklemenin artık modası geçmedi mi?

Türkiye’de iyi başlayıp sonra tarihin en ağır ekonomik krizini yaşatan AKParti’nin defalarca sandıktan çıkması tesadüf müydü!

Türkiye’de muhalefet iktidarın yanlışlarını hatalarını koro halinde yıllarca anlatmadı mı?

Peki neden başarılı olamadı.

Muhalefet yüzünden…

Halkı ikna edemediler ve daha iyisini yapacaklarına inandıramadılar.

Şimdi CTP ne vaat ediyor. Ülkede yaşanan sorunları Kıbrıs konusuna bağlayıp suçu oraya mı atacak. Yoksa bu sistem içinde mi bir çare bulacak sorunlara.

Türkiye’nin iki devletli çözüm politikasına uyum sağlayacak mı yoksa Türkiye’yi federasyon konusunda ikna mı edecek?

CTP, Bu nokta da Türkiye ile ters düşmeyi ve bunun bedelini ödemeye hazır mı?

Şuan ki hükümeti iradesizlikle suçluyorsunuz, eyvallah!

Peki CTP’nin iradesi nereye kadar?

Erhürman’ın sitemleri eleştirileri yerindedir. Kendisi gerçekten bu ülkeyi yönetebilecek bir isimdir.

Bu ülkedeki ekonomik sıkıntıları çözmek için eleştirmenin dışında ne vaat ediyorsunuz.

Üretim mi?

Üretimse ne üreteceğiz, planınız ne?

Turizm ve eğitim için parlak fikirlerinizi merak ediyoruz.

Tam gün eğitim konusunda kararı siz mi vereceksiniz sendikalar mı?

Enerji konusunda, özelleştirmeler konusunda irade sizde mi olacak, sendikalar da mı Türkiye de mi?

Net olarak bu kanayan yaralarla ilgili vaatlerinizin arkasında mısınız?

Bu konuda eğer kararlıysanız geriye halkı ikna etmek kalıyor.

Artık bunu çemberlerde bayrak sallayarak mı yaparsınız nasıl yaparsınız bilemeyiz.

Eğer iktidara gelecekseniz şuan ki hükümetin zaafları sizin kurtarıcınız olmasın.

Siz, siz olduğunuz için tercih sebebi olun!..”

...

İklim kriziyle imtihanımız…

Geçtiğimiz günlerde Siyasal ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi SİTA'nın düzenlediği, Yeşil Barış Hareketi, Biyologlar Derneği ve GİKAD'ın katkıları ile gerçekleştirilen SİTA Kuzey Kıbrıs İklim Zirvesi yapıldı.

Devletin zirvesi oradaydı.

Nutuklar atıldı konuşmalar yapıldı.

Farkındalık için gerçekten önemli bir zirve emeği geçenlere tebrikler.

“İklim krizinin ülkedeki etkilerini gözler önüne sermek, ülkesel önleme ve uyum stratejilerinin belirlenmesine katkı sağlamak, acil önlem planlarının oluşturulmasına zemin hazırlamak ve sivil toplum kuruluşları ve toplumla karar vericileri eyleme geçirmek” amacıyla düzenlenen Zirvede, “Lefkoşa İklim Sözleşmesi” de imzalandı.

İklim krizinin etkilerini yaşıyoruz.

Seller, su baskınları, orman yangınları, kuraklık bunlardan ilk göze çarpanlar.

Bu küresel bir sorun ancak biz ne yapabiliriz bizim elimizden ne gelir?

Arabasından yol kenarına çöp atan, yol kenarlarındaki otları bile temizleyemeyen çevre kirliliği utanılacak düzeyde olan bir toplumdan küresel bir konuda çevre konusunda imza atmanın önüne geçeriz inşallah.

Bu arada hatırlatalım iklim krizi kaynaklı felaketlerden bizleri koruyacak kurumlardan biri olan Sivil Savunma’ya bile personel istihdam ettirmeyenlerin nutukları çok inandırıcı gelmedi…

MESAJ KUTUSU

Sayın Ersin TATAR, daha iki sene olmasına rağmen Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda yatığınız açıklama biraz erken olmadı mı? Zira size çok yakın bazı şahsiyetler hem içeride hem de dışarıda yoğun kulisler yapmaya başladı her türlü sürprize hazırlıklı olmak gerek!

...

Sayın Hakan DİNÇYÜREK, Sigortalar Dairesi ile sözleşmeniz bile olmaması halde baçı siyasi rakiplerin sizi de sahte reçete skandalına karıştırmak istemesi ve bel altından vurmaya çalışması insafın çok ötesinde bir davranıştır. İstanbul dönüşü bu konuda meraklı soruları yanıtlarsanız iyi olacak gibi görünüyor...

...

Sayın Gülşah Sanver MANAVOĞLU, Kudret Özersay’ın Halkın Partisini terk edip partiyi istifacılara devretmesi yönündeki açıklamanız kafalarda çeşitli soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Bazıları da bunu parti içi ayaklanmasın ilk mesajları olarak yorumları yakında kokusu çıkar değil mi?

...

Sayın Sibel SİBER, kelepçe konusu belli ki çok ağrınıza gitmiş olmalı ki bir etkinlikte hem Cumhurbaşkanı hem de Başbakanla el sıkışmadığınız dikkatlerden kaçmamış. Bu arada sahte reçete sürecini konu eden bir kitap yazma hazırlığında olduğunuz konuşuluyor, güzel Türkçenizle niye olmasın ki?

...

Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, bu ülkede yaşanan yolsuzluk olaylarının üzerine bu kadar kararlı gidiliyor ve bunun mimarı olarak acımasızca eleştiriliyorsunuz ya insanın aklı almıyor. Kelepçe konusu dışında tüm operasyonlarda halkın büyük desteği var sakın ola geri adım filan atayım demeyin...

...

Sayın Ecevit ALPER, sizin sözleşme konusu tam bir yılan hikayesine dönüştü büyük ihtimalle yanlış bir bilgilendirme nedeniyle biraz daha bekleyecek gibi görülüyor. En üst makamlara bir ziyaret gerçekleştirirseniz belki de yaşanan bir takım pürüzleri anında halledebilirsiniz zira beklemek gibi kötüsü yoktur değil mi?

...

Sayın Murat ŞENKUL, Girne’de hirondel çemberi diye bilinen bölgeyi Rauf R. Denktaş olarak değiştirmeniz en iyi icraatlarınızdan birisi olarak kabul edildi. Eleştirenlere bakarsanız o makamda tek bir doğru icraat bile yapamazsınız, ne yazık ki bizim ülkede siyaset bu kadar kötü bir meslek haline geldi.

...

Sayın Ertan BİRİNCİ, yaşça büyük olan meslektaşlar son günlerde arka arkaya rahmetli olunda kalanlarla fotoğraf çekmek istemenize kimse olumlu yanıt vermemeye hatta yanınızdan kaçmaya başlamışlar. Allah hepsine de sağlıklı uzun ömürler nasip etsin demek ki bundan böyle safları biraz daha fazla sıklaştırmak gerek değil mi?

...

Sayın Aysu Basri AKTER, uzun bir ayrılıktan sonra mesleğe yeniden dönmeniz camiada memnuniyetle karşılandı. Bu meslek artık karın doyurmasa da en verimli döneminizdesiniz ve ülke insanına vereceğiniz daha çok katkılar olacaktır, kaleminize kuvvet artık...

...

Sayın Cafer GÜRCAFER, Lapta Huzurevi’nin yeni binasının yapılması için artık ilgili bakanlık da ses vermeye başladığına göre bu konuda top artık tamamen sizin kucağınızdadır. Görelim bakalım diğer müteahhit arkadaşları yanınızda mı duracaklar yoksa ortalıktan sıvışacaklar mı?

...