Çok üzücü olaylar yaşıyoruz son zamanlarda.
Gerek uyuşturucu gerekse intihar vakalarının artması üzücü olduğu kadar düşündürücüdür de.
Bugün ülkemizdeki çekirdek aileleri sorguladığımız zaman birçok aile içerisinde ciddi sorunlar yaşandığına şahit oluyoruz. Yani boşanmaların yanı sıra geçim sorunu yaşayan birçok kişi evliliğini öyle ya da böyle sürdürmektedir. Doğal olarak aile içi sorunlar çocukların psikolojik yapısını ve ruhsal durumunu derinden etkiliyor. Kolay etki altında kalan gelişim yaşındaki çocukların aileleri ile konuşmak yerine içine kapanık olduklarına şahit oluyoruz. İçine kapanık, dünyadan kopmuş ve özgüveni olmayan bu çocuklar küçük bir sorunla karşılaştıkları zaman bile mücadele edemeden pes ediyor. Bu, çocukların suçu değildir. Bu ailelerin sorumluluğunda olan ve çözümlemeleri gereken ciddi bir sorundur.
Anne babaların kendi sorunlarını çözemedikleri yerde çocuklarına bu sorunları yansıtmaları gerçek anlamda bir travmadır. Yaşanan binlerce evlilik iki kişilik olduğu düşünülse de aslında her çocuğun sayısına bölünerek düşünülmelidir. Yani üç kişilik bir ailedeki sorunlar anne babanın yanında çocuklarının da sorunudur.
Nedense aileler çocuklarının iç dünyasından haberdar değildir. Onların ruh halini, nasıl olduğunu veya sorunlarla nasıl mücadele ettiklerini dahi bilmeyen aileler var. Birçoğu çocukları ile konuşamıyor bile. Çocuklarının kendi içinde ne yaşadığından bi-haber olan aileler, onların kendi dünyalarında neler yaşadığını bilmeden davranış sergiliyor. Birçok aile çocuklarının içine kapanmalarına neden olurken, onların bu sorunları yaşayan en büyük şahit olduğunu da unutmaktadır.
Birçok genç ergenlik döneminde çelişkiler yaşar. Yani geleceği ile ilgili plan kuramaz, arkadaş edinemez, kendi içinde hayaller kurarak kendi dünyasını yaratır. Özellikle ergenlikten gençliğe geçiş döneminde yaşanan bu çelişkilerin en büyük nedeni de anne babalardır. Anne babaların çocukları ile bir anne babadan öte arkadaşça, onlarla sohbet edip, sorunlarını dinlemeleri beklide birçok sorunu başlamadan çözümleyecektir.
Küçük sorunlarla bile mücadele edemeyen çocuklarımıza en büyük kötülüğü bizler yaparak, onları dinlemek yerine onları kendi kendilerine bırakıyoruz. Birçok aile çocuklarını yalnız bıraktıkları zaman ona iyilik yaptığını düşünse de bu çocuklara yapılan en büyük kötülüktür. Çocuğunuzun sorunlarını dinlemediğiniz sürece ona yardım edemezsiniz. Çocuğunuza nasıl yaklaşmanız gerektiğini bilerek, onu incitmeden yaklaşın. Onun sorunu sizin sorununuzdur. Ama bunu ona hissettirerek atın adımınızı. Onunla arkadaş olun. Konuşun, soru sorun, dinleyin, anlayın… belki de birçok sorunu çözmüş ve ortadan kaldırmış olacaksınız. Ona yardım edin. Bu dünyaya bakış açısını değiştirin ve onun ne kadar değerli olduğunu ona her seferinde hatırlatmaktan usanmayın. Lütfen çocuklarınıza sahip çıkınız. Ama canınız yanmadan önce…