Caner Arca’yı şahsen tanımam ama az çok yapılan işleri ve icraatları hakkında bilgi sahibiyim. Kendisi şu an Kıbrıs Türk Diyabet Derneği'nin başkanlık görevini yürüten kişidir. Ama bugünden sonra başkan kalır mı kalmaz mı , nasıl bir yol izlenecek bilemiyorum.
Neden mi?
Hemen yazayım…
Önyargılı olmadan yazdığımı baştan belirtmek isterim.
Derneklerin genelde kurulum amaçları bellidir. Varlıklarını sürdürmek adına üyelerinden aidat toplarlar veya çeşitli etkinlikler düzenlerler. Dernekler aslında denetlenir, attıkları her adım da kayıtlı olduğundan yasalara bağlı hareket etmek zorundadırlar.
Dernek; kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel bir kişiliğe sahip kişi topluluklarındandır.
Burada dikkatinizi ‘kazanç paylaşma dışında’ kelimelerine çekmek isterim.
Evet tam bu noktada gelelim bizim Diyabet Derneği’ne…. Derneğin içerisinde ve olayları yakından takip eden bir dostumdan detaylı bilgi aldım. Olay aynen şöyle gerçekleşmiş…
‘Her şey geçen yıl, dernek sekreterinin 80 bin TL civarında bir parayı zimmete geçirmesi ile başladı. Geçen yılki Genel Kurulda bu yüzden Mali Rapor aklanmadı.
Polis soruşturma başlattı. Bu arada olay fark edilince sekreter, başkan Caner Arca ile işbirliği içinde parayı yerine koydu.
Evet buraya kadar olay gayet net… Herkes zaten bu para olayını duymuş ve halen bu olay netleşmiş değil. Kolay mı üyelerden alınan aidatlar ve ortada olamayan 80 bin TL…
Neyse devam edelim,
Caner Arca bu olaydan oldukça rahatsız olmuş ki hırsızlık ortayını ortaya çıkarıp, etrafa duyuran denetleme kurulu ve bazı üyelerin üyelikten kolayca atılmasını sağlamak üzere tüzük değişikliği yapmaya karar vermiş. Tabi bu olay ancak böyle kapanır ve üzerinden bir bardak su içilirdi… Sayın Arca sanırım işlerin böyle kolay olmadığının farkında değil…
Eski Tüzük yerine hazırlanan yeni tüzüğe göre üye olarak kaydolmak oldukça zor. Ancak üyelikten atılmak çok kolay….
Vay vay vay….Arca’nın senaryosu gayet iyi işlemiş şu ana kadar.. Ta ki Sevgili Emete İmge’nin müdahalesi olana kadar olay sessiz sedasız devam etti.
Tüzük içerisindeki 11.Madde'ye göre çok da sebep olmadan her kimi isterlerse üyelikten atabiliyorlar.
İşte Madde 11;
Hayır kurumu olan böyle bir derneğe herkesin kolayca üye olmasını için kolaylaştırıcı maddeler içermesi gerekirken tam aksi yapılması çok düşündürücü değil midir? Bu madde kişilerin dernek üzerinde Hegemonya kurmasını sağlayacaktır.
Kısacası bu dernek diyabet hastalarının değil kişi/kişilerin derneği olacaktır. Kimse de hesap soramayacak, sorarsa da disiplin suçu işlemiş olup dernekten kolayca atılabilecektir.
Geçtiğimiz gün yapılan Olağanüstü toplantı şeklinde tek madde ile ( Tüzük değişikliği ) toplanıldı. Toplantıya 98 kişi ile başlandı. Tabiî ki aklanmayan bir mali rapor varken ortalığın sessiz sedasız olması beklenmezdi. Önce Arca bu gerginlik nedeni ile toplantıyı ertelediğini duyurdu ancak daha sonra toplantıya devam ediyoruz diyerek Divan başkanı seçimine gidildi. Eski dernek başkanı Emete İmge toplantıyı yönetmek için Divan Başkanı seçildi. Fakat, tüzük değişikliği için maddeleri tartışılmaya başlanınca, gerginlik arttı ve kavga çıkacak noktaya geldi. Çünkü sayın Arca’nın kendi hayalleri ile süslediği tüzük benimsenmedi. Tabi Emete İmge toplantıyı ertelediğini duyurdu ve toplantıyı kapattı. Ama sayın Arca kendi hiyerarşik sistemin,i kurmak adına kendi adamları arasından yeni bir divan başkanı seçip toplantıya devam etti ve tüzüğü değiştirdiklerini ilan etti.
Bu olay kolay kolay ört pas edilecek bir olay değildir. Arca’nın öncelikle 80 bin TL’nin hesabını vermesi ve daha sonra da zan altında kaldığı için istifa etmesi ŞARTTIR.