Ülkemizde oldukça tanınan ve bilinen bir cins olan bukalemun halk arasında Burnukapan olarak da bilinir. Yaşadığı yerler daha çok Güney İspanya, Kuzey Afrika ve Türkiye’nin Güney illeri ve Kıbrıs’tır. Özellikleri; renk değiştirerek çevreye en iyi şekilde uyum sağlar. Çeşitleri: Adİ, Sudan, Dağ ve Pars bukalemunu en çok bilinenidir.

Bizim ülkemizde en çok da ADİ cinsine rastlanır. Pullu sürüngenlerden renk değiştirebilme özelliğine sahip, yavaş hareketli bir hayvan. 85 kadar türü bilinmektedir. Vücudu yandan basıktır. Bazılarında boynuz gibi çıkıntı bulunur. Avına çok yavaş yaklaşır. Boyuna yakın uzunluktaki ucu yapışkan dilini, hızla böceklere fırlatarak avlanır.

Avustralya'nın Melbourne Üniversitesinde yapılan araştırmada, bilinenin aksine bukalemunların, bulundukları ortama adapte olmak için değil, rakiplerini kovmak veya karşı cinsin ilgisini çekmek için renk değiştirdiği belirlendi.

İşte tam da bu noktada bu sürüngen bukalemungillerle ülkemizdeki bazı insanların bir çok ortak benzerliğe sahip olduğunun farkına varıyoruz son zamanlarda. Özellikle bu tiplere siyaset, basın ve sosyal yaşamda bolca rastlıyoruz.

Siyasetteki son örneğini daha birkaç gün önce hem gözlerimizle gördük hem kulaklarımızla işittik. 1974’ten itibaren Türkiye’deki iktidarların ideolojik yaklaşımlarına göre renkten renge girenlerin son marifetleri bukalemunları bile gölgede bırakacak cinsten.

Türkiye’de iktidar milliyetçi mi oldu ! Hade hurra bunların tümü ultra milliyetçi; vatan, millet, Sakaryacı olur, geriye kalan halk ise tümden vatan haini. İktidar değişip muhafazakar mı oldu! Hade hurra bunların tümü namazında niyazında örnek Müslüman hacı hoca olurlar, geriye kalanlar ise zındık, mendebur, dine muhtaç mahluklar olurlar. Tabi cins de bukalemungillerden olduğu için hop hop hop değiş tonton misali kalıptan kalıba, şekilden şekle, renkten renge girer bu cinsler.

Son 4 yılda neler gördük neler, önce konuşmalar değişti; kısmet, inşallah, maşallah, hayırlısı ile, Allahın izniyle, falan filan. Bir kaldı halka hitap ederken “ ey cemaat-i muslümin” desinler. Ha sakın beni yanlış anlamayın; tüm bu ifadeleri canı gönülden inanarak, ibadetle söyleseler ve yaşam tarzları da bu olsa, söyleyecek bir şeyim olmaz. Ancak tüm bunlar bukalemun ideolojisine bağlı olarak değişkenlik gösteren ve dalkavukluk yolunda azimle ilerleyen düşüncelerin ürünü olduğu için hem sırıtıyor hem de eğreti duruyor bu kaypak bünyede.

Bir de yeni bir moda çıktı bu cinslerde. Kendi halkına hakaret edip biad kültürlerine binaen yakarışlı “bizi dize getirin” taleplerini dile getiriyorlar taptıkları ustalarına. Ondan sonra da halktan tepki alınca yemin billah “aslında ben öyle demediydim” deyip de işin içinden yine yağ gibi sıyrıldıklarını sanıyorlar.

Yahu kardeşim eğer bu sözleri söylemediysen röportaj verdiğin gazeteye hiçbir çekincen olmadan bir tekzip yazısı gönderirsin, hatalarını düzeltmelerini talep edersin ve gereğinin yapılmaması durumunda tüm haklarının saklı kalarak hukuki sürecin başlatılacağını söylersin. Ha eğer bu sözleri söylemişsen ve sırf halkı yanıltmak için fasondan basın açıklaması yapıp sadece “söylemedim” dersen ve unutulması için olayı zamana bırakırsan ben senin dürüstlüğünden şüphe duyarım ve halkını gerçekten küçük düşürücü ifadeleri sarf ettiğine inanırım.

Bırakın artık bu BUKALEMUN modundaki yaşam tarzınızı; komik oluyorsunuz, hem de çok komik ve halkın gözünde zavallı.