Kıbrıs meselesinin halli yolunda on yıllardır bütün dünya kafa patlatıyor. (!) Ama herkes kendi işine geldiği yönde fikir beyanıyla bir yöne çektiğinden, çözüleceği yerde iyice arap saçına dönüyor.Hep söylüyorum,yine söyliyeyim kaç jenerasyon daha harcanıp gidecek bu ülkede…
Yıllar önce BRT’de tam 4.5 yıl “Düşümdeki Kıbrıs” isimli bir program hazırlamış ve sunmuştum.TRT İnt,kanalı ile dış dünyaya açılabildiğimiz ilk pencereydi bu. Rahmetli İsmet Kotak böylesi kritik bir program için beni düşünmüştü. Bugün bu programın o günkü müdavimleri ile karşılaştığımızda övgü dolu sözlerle bahsederlerken,ben demek ki bu görevi bir tamam hakkıyla yapmışım diye düşünürüm hep.
Programa dünyanın dört bir yanından yağmur gibi telefon yağardı. Bu yüzdende 3 ayrı tel. hattı başında 3 oparatör program esnasında görev yapardı ve santral her programda kilitlenirdi.. K.Kıbrıs’a ait ne varsa, ama ne varsa en güzel şekliyle ekrana yansıtıldığı bu programla muazzam bir tanıtımın yapıldığını düşünüyorum.
Bu gün BRT’nin Arşivlerinden bulunup izlendiğinde farkedilecek en önemli şeyin,dış dünyanın bize bakışındaki,samimiyet,sevgi ve saygı olduğunu farkeder herkes. Ama zaman zaman çok kritik sorularla da karşılaşırdım o canlı Tel. Bağlantılarında.. Mesela bunlardan bir tanesi günümüz tartışmalarına çok uyuyor diye sizlere aktarmak istedim.
Anavatandan saf, temiz yürekli,iyi niyetli bir adamcağız katıldı yayına. Kıbrıs’a,Kıbrıs’lı Türke,verilen mücadeleye hayranlığını dile getirdi. Epeyce konuştuktuktan sonra konuşmasını “İnşallah artık, Kıbrıs’ta Türkiye’mize 82 nci vilayet olarak katılır ve huzur içinde olurlar” diye bitirmek istedi ..Ben bırakmadım…
“işte bu son söylediğiniz yanlış oldu” dedim..Neden ? diye sordu.
“Anavatanımız Türkiye, bizimle tarihte kurulmuş ikinci bir Türk devleti olarak gurur duyuyor. Bizler de böylesi onurlu,şerefli zorlu mücadeleler sonrasında kendimizle bu devleti kurduğumuz için gurur duyuyoruz. Arzumuz Dünya durdukça, Anavatanımızın yanında her platformda 2 nci bir parmak olarak kalmak isteriz” demiştim. Ve bu o fikrin sahibi kişi de dahil olmak üzere herkesin hoşuna gitmişti.
O günlerde bu düşünce hakimdi genel olarak toplumda ve hatta Anavatandaki siyasi erkte. Peki öylemi oldu derseniz,kesinlikle “Hayır” dır cevabım.Çok yanlışların yapıldığını yaşıyarak gören biriyim.Ama o başka bir konu ve başka bir büyük sorun..
Yazarız onları da zamanı geldikçe. Şimdilik KKTC’nin kendi ayakları üzerinde durabilen bir ülke olması arzumu ve bunun zaruri olduğu düşüncemi paylaşmak istedim. Yani bu açıdan bakınca bu düşünce de bir terslik yok..Yeterki bu bir maksat olarak kullanılmasın...