Güzelyurt, turistik yatırımların yapılmaya başlandığı bir bölgemiz. Ha verildi ha verilecek derken, sürekli ihmal edilen bölgede nihayet bazı turistik yatırımlar yapıldı. Turistik yatırım açısından en riskli alan olarak kabul edilen Güzelyurt’ta yaşanan bunca gelişmeye karşın, Gaziveran (Gaziveren) Yeşilyurt Sahil Şeridi’ndeki Piyade Atış Alanı’nda, deniz kenarından hala piyade atışı yapılabiliyor. Atış Alanı’ndan habersiz olarak denize giren ya da sörf/kite sörf yapan turiste ileriye gittiği takdirde, her an alandan atılacak hedefini şaşırmış bir kaza kurşunuyla öldürülme riski altında olduğunu söylediğinizde, o turistin bırakın Güzelyurt sahillerine, Kuzey Kıbrıs’a bir daha gelmeyi düşünmesi mümkün mü?
İşin tuhafı, bazı atış alanlarının Bakanlar Kurulu Kararı aranmadan yani herhangi bir izin alınmadan, keyfi olarak açıldığı iddiasıdır. Avrupa Birliği Natura 2000 Özel Koruma Alanı ve caretta carettaların yumurtlama alanı olduğu gerekçesi ile özel koruma bölgesi ilan edilen Akdeniz köyü koylarında, Yayla bölgesinde de, izinsiz açıldığı ileri sürülen bir tank atış alanı daha mevcut. Bir tankın ateşlediği kocaman mermilerin hedef ıskalandığında gideceği yer, deniz maalesef... Akdeniz-Yayla arasındaki sahillerin uzunca zamandır Turizm Yatırım Bölgesi ilan edilmesi beklenirken, hedefe isabet etmeyen tank mermilerinin hasbelkader denize gireni nasıl bir riske attığını insan düşünmek bile istemiyor...
KKTC genelinde yapılan tüm anketlerde, KKTC yurttaşlarının “en güvendiği kurum”un, Asker/Silahlı Kuvvetler olduğu belirlenmiştir. Fakat en güvenilen kurumun, özellikle turistik bölgelerde atış alanlarına sahip olmasını birçok insanın desteklemeyeceğini öngörebiliriz. Hangi ebeveyn, denize giren çocuğunun hayatını bir kaza kurşunu ile riske edebilir? Hangi turizmci, yatırımının bulunduğu yerin yakınlarında denize doğru atış yapılmasını destekleyebilir? Ve hangi turist, hangi yurttaş böyle bir sahilde denize girmeyi göze alabilir?
Stratejik öneme sahip olan bazı bölgeler, Bakanlar Kurulu kararlarıyla Askeri Bölge ilan edilmiştir ve bu bölgeler haritalarda belirtilmiştir. Bazı Askeri Bölge’lerde komando birlikleri, bazılarında sahil güvenlik birimleri konuşlanmıştır. Ancak askeri kullanım tahsisi için izin çıkarılmadığı iddia edilen bazı atış alanlarının yakınındaki turistik tesislere gelen insanların bu kadar ciddi bir risk altında bırakılması makul kabul edilemez.
Turistik bölgelerde hendek açıp, izinsiz atış alanı kurulduğuna ilişkin iddiaları gerek askeri makamlar gerekse de diğer ilgili merciler araştırmalıdır. Hükümet ve ilgili bakanlar konuyu araştırmaktan ve gerekli önlemleri almaktan aciz bir tavır sergileyeceklerse, sivil bir inisiyatif kurularak sorunun tartışılmasına ve çözüm yollarının bulunmasına zemin yaratmalıdır.
Askeri makamlar KKTC turizminin gelişmesine destek olmak perspektifiyle üzerlerine düşeni yaparak, keyfi olarak, izinsiz açıldığı tespit edilen atış alanları varsa, kapatmalıdır. Turizmin gelişmekte olduğu bölgelerde denize nazır atış alanları kaldırılarak, şayet çok gerekli ise, gerekli izinler alındıktan sonra muadili alanlarda askeri atış bölgeleri yasal olarak açılmalıdır.
Askeri makamların konuya özenle yaklaşacaklarını ve duyarlı davranacaklarını umuyorum.