3 siyasi partinin Ankara ziyaretine tepki gösterenler yerden göğe kadar haklıdır...

Çünkü bir çoğunun da ifade ettiği gibi dışarıdan bakıldığında Kıbrıs Türkünün siyasi iradesine müdahale edildiği algısı yaratılmıştır!

Ankara dönüşü yapılan açıklamalara baktığımızda Fuat Oktay ile yapılan görüşmede hem hükümetin durumu hem de Cumhurbaşkanlığı seçimleri masaya yatırılmıştır...

Yine yapılan açıklamalara göre her ikisinde de uzlaşma sağlanmamıştır!

Bunu siyasi parti liderleri kendi ağızlarıyla söylemişlerdir...

Bize de söylenenlere inanmak düşer!

Ankara’nın bu çıkışını anlamak hayli zor...

Böyle bir toplantıya ne gerek vardı ki!

Oysa sadece 3 parti başkanı değil CTP’nin ve TDP’nin başkanlarıyla davet edilseydi, hatta bu ziyarette Kudret Özersay da olup seçimler değil de ülkenin genel sorunları görüşülseydi ki salgın ve özellikle de ekonomik dar boğaz için çözümler üretebilecek bir toplantı gerçekleşseydi buna kimsenin itirazı olmaz, aksine Ana-Yavru bütünlüğü için de önemli bir adım atılmış olurdu..

Ama olmadı işte!

Kamuoyunda bu konu hep siyasi iradeye müdahale olarak kalmaya mahkumdur...

...

Şu anda net bilgi şudur...

Öncelikle hükümetin bozulmasını bekleyenler hayal kırıklığına uğramıştır!

Hükümet olanaklarından yararlanmak isteyen kesimin beklentileri boşa çıkmıştır...

En azından seçimlere kadar hükümetin bozulmayacağı kesinleşmiştir!

Bu arada ziyaret sonrası hükümetin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra bozulabileceği beklentisi oluşmuştur...

Anlaşılan bu beklenti daha çok uzun sürecektir!

Sonra 11 Ekim seçimlerinin bol adaylı bir seçim olacağı da artık kesinleşmiştir...

Sağ bölük pörçük seçime katılırken solda sadece iki aday yarışacak ve artık en azından ikisinden birinin ikinci tura kalacağı da kesinleşmiştir!

Bize gelen duyumlara göre bu ziyarette aslan payı Başbakan Tatar’ındır...

Tatar, ikinci tura kaldığı taktirde ki bir başkası yayınlanmadığı sürece ikinci tur garanti görülmektedir, DP ve YDP’nin oyları Tatar’a yönlendirilecektir!

Tabi ki partiler seçmenlerine söz geçirebilirse...

...

Kimse kırılıp gücenmesin ama Ankara burada acemice bir hata yapmıştır...

Ve sokakta konuşulan da şudur;

Yapılan bu hamlelerin hepsi de Cumhurbaşkanı Akıncı’ya yaramaktadır...

Hatta bu konuda öyle mesajlar alıyoruz ki bazı vatandaşlar Ankara’nın adayı Akıncı mıdır diye sormaya başlamıştır!

Gayet de mantıklı bir düşüncedir bu...

Böylelikle böyle bir ziyaret acaba bilinçli mi olarak gerçekleştirilmiş diye de insan ister istemez kendine bazı sorular yöneltiyor!

Bu soruların cevabı da burada değil Ankara’dadır...

...

Çok kez yazdık hatta bazı çevreler tarafından da dolaylı olarak tepkiler aldık...

Bu tür müdahaleler her neden yapılıyorsa artık görüntü olarak siyasi iradenin değiştirilmek istenmesiyle eş anlamlıdır!

Daha önce bu tür müdahaleler yapıldı mı yapıldı...

Hepsin de ters etki yarattı!

Herkes şunu da bilecek ki, Kıbrıs Türkünün ezici bir çoğunluğu Türkiye’nin bu ülke için önemi bilmekte, kabul etmektedir...

Türkiye olmadan nefes almakta bile zorluk çekeceğimiz aşikardır!

Kamuoyunun geneli bu ruh halindeyken, müdahale gibi görünen girişimlere ne gerek vardır?

Bunun iki ülke arasındaki ilişkilere kesinlikle zara vereceği hiç mi düşünülmemektedir!

Bunları düşününce insanın aklı almamakta, taşları yerlerine oturtamamaktadır...

Hal böyle olunca da aklımıza şu soru geliyor hemen;

Acaba buradan birileri bizi Ankara’ya yanlış mı tanıtmakta ve pazarlamaktadır?

...

Aslında Ankara ziyaretinde çok önemli şeyler de vardı bu çok da kimsenin umurunda olmadı...

Örneğin bizde yılan hikayesine dönen pandemi hastanesinin bu yıl içinde Türkiye tarafından yapılması...

Az buz bir şey değildir bu!

Bu hükümetin başaramadığını Ankara başarmış, cömertliğini göstermiştir...

Önümüzdeki günlerde gündemden düşmeyecek olan Doğu Akdeniz ve Maraş konusu!

Kıbrıs Türkü bu konuların neresindedir, bilen var mı?

Yaksa bizim işimiz her zaman olduğu gibi hep siyaset ve kısır çekişmeler mi?

Döviz rekor üstüne rekor kırarken bunun altında ezilen büzülen insanımız için hangi önlemler alınmıştır!

Yok biz illa ki hep siyaseti konuşacağız, seçimleri ve hükümetin akıbetini tartışacağız...

Huyumuz kurusun inşallah!

Başka diyecek bir söz bulamıyoruz...

...

MESAJ KUTUSU

Sayın Ersin TATAR, Ankara’ya biraz endişeli gittiniz ama devamında hele de Tayyip beyle görüştükten sonra tam manasıyla ülkeye şen döndünüz. Yine de Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde ipi elinizden bırakmamanız gerekiyor zira oylar bu kez aslanın midesinde bekliyor...

...

Sayın Hüseyin TÜFEKÇİ, Ankara’dan bir şirketten alınan hammaddenin ücretinin son günlerde fazlasıyla tartışıldığını biliyor muydunuz? Bu konuda bazı ortaklarınız da sağa sola haberler göndermeye başladı, sürprizlere açık olmak gerek değil mi?

...

Sayın Dimağ ÇAĞINER, bayram sürecinde biraz doluluk gösteren oteller bayram sonrası yine doluluk oranlarında düşüş gösterdiler. İşletmeler hükümetin turizme özel üçüncü paketinin ne olduğunu soran mesajlar gönderiyor. Hükümetin kapısını çalma zamanı geldi de geçiyor değil mi?

...

Sayın Serhat AKPINAR, işten durdurulduğunu söyleyen eski bir çalışanınız muhasebeden alacaklı olduğunu iddia ederek medya turuna çıkmaya hazırlanıyor, bu konuda bir önlem almanız artık şart oldu. Özellikle dar gelirli insanlar kuruşun bile hesabını yapmaya başladı, haberiniz olsun istedik...

...

Sayın Mehmet HARMANCI, pandemi döneminde hijyene bir hayli fazla önem veren büfelerin artık tüm önlemleri bir kenara bırakıp gevşemeye başladıkları yönünde şikayet mesajları geliyor. Aynı elle hem para hem de sandviç tutulur mu Allah aşkına. Ciddi bir denetleme ve ceza sistemi şart oldu gibi geliyor bize...

...

Sayın Kutlu EVREN, turizm işletmeleri kendilerine özel hazırlanan katkı paketinin ne zaman uygulamaya gireceğini soran mesajlar göndermeye başladı. Bu konuda elinizi çabuk tutmakta yarar görüyoruz zira bir çoğu yüzlerce çalışanını durdurmak zorunda kalacak. Önümüzdeki aylarda bu konuda ciddi sıkıntılar yaşanacağa benziyor...

...

Sayın Narin Ferdi ŞEFİK, mahkemelerde yaşanan sıkıntılar konusunda hukuk camiasının büyük bir bölümü açıklama ve uyarılarınıza tam destek beyan ediyorlar. Hatta hükümetin dikkatini çekmek için sokağa dökülmeye hazır olduklarını bile ifade edenler var...

...

Sayın Ali ÇAYGÜR, devlet hastanelerinde bir çok diş hekiminin salgın nedeniyle hasta bakmamak için direndiklerini biliyor muydunuz. Elbette haklı yönleri de var ama hastalar da onların keyfini beklemez ki!

...

Sayın Erkut YILMABAŞAR, İskele’de lunaparktaki oyuncaklara sizin çocuklardan çok sizin bindiğiniz görülmüş. Çocukluk günlerini özlediniz desenize. En azından geçmişi yad ettiniz, keyfiniz bol olsun...

...

Sayın Ali ÖZGÖÇMEN, sağlık çalışanlarına risk ödeneği verilmemesi konusunda yaptığınız açıklamalarda yerden göğe kadar hakkınız var. Ama ne yazık bizim siyasiler de çalışanlar sokağa dökülmeden önlem almayı akıllarına getiremiyorlar. Onlar bunu analarından emdikleri helal süt kadar hak ediyorlar...