Her şey bitti.
Normalleşme yolunda.
Denetim ve yaptırımlara su çekmeden devam.
Turizmde yol haritası uygulamada.
Ekonominin çarkları da tamam.
Ne kaldı geriye, tek dert?
Şeftali kebabı.
Sahi, yok mu sizin daha önemli işleriniz?
Hatırlatmış gibi olmayalım ama mesele eğitim ne zaman başlayacak, üniversiteler eğitimlerine devam edecek mi, başlayacaksa eğitim okullarımız hazır mı, özellikle okul öncesi ve ilkokullarımızda durum ne ve benzeri bir sürü deli soru.
Hastanelerimiz ve sağlık sisteminde gereken reformlar da tıkırında, değil mi?
Ekonomiyi hiç konuşmayalım, zaten her şey yolunda.
Ha bunlar tamam, her şey yolunda, popülizm siyasetinden bir mevzide ben kapayım güdüsü ile Meclisin kürsüsünü şeftali kebabı ile işgal etmek bugünlerdeki tek önemli mesele.
Yazıklar bile olmasın artık.
Bu kadar mı siyaset ayaklar altına alınır ve bir toplum diğerinin gözünde bu kadar mı yerlere düşürülür.
Aç kalan, çocuklarının önüne sıcak bir çorba koyamayan, ev kirasını veya banka kredisini nasıl ödeyeceğini kara kara düşünen insanlarımızdan utanın bari.
Her şey bitti nasıl olsa, tek derdimiz kaldı şeftali kebabı.
Covid-19 salgın mücadelesinde şeftali kebabını düşündüğünüz kadar Kıbrıs Türk’ünü düşünmediniz, ey efendiler.
Nelere kadirmişsin ey şeftali kebabı.
Siyasetin o vurdumduymaz, bilinçaltında dalga geçen, kayıtsız, umursuz, ciddiyetten uzak yüzlerini bir kez daha hatırlattığın için.
Girne ve İskele başta olmak üzere, heykellerin dikile, caddelere adın verile.
Adına üniversiteler açıla, her şey dahil oteller dikile.
Partiler üstü eğitim politikasını oluşturamayan, denetim ve yaptırımlarını özel okulların kapısından içeriye koyamayan Bakanlığa ait bir daire, hiyerarşide bırakın karşılığını dengi olmayan bir kuruma gönderdiği gayri ciddi yazı ile tüm ülkenin itibarına gölge düşürsün.
Olacak iş mi? Olmaması tuhaf olurdu, siyaseti işgal eden böylesi bir haleti ruhiyede.
Sonra da yavru vatan dendiğinde, Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti ifadesi kullanıldığında küplere binelim, nutuklar atalım.
Devlet’e saygıyı sağlayamayanların elinde oyuncak oldu memleket, farkında mısınız?
Aman abartma.
Yak mangalı, at üstüne şeftaliyi, boş ver böyle şeyleri, değil mi?
Baby patates olmaz ama.
Ama bebekler mama bulamaz, sorun değil.
Meclis kürsüsünde konuşan yok.
Varsa yoksa, şeftali.
Hükümet yine memura hoş görünmek edasıyla yaz mesaisi ile ilgili müjdeyi de verdi, nasıl olsa.
Covid-19 salgını, koronanın virüsü, boşver.
Yarım gün devlette mesai, yarım gün mangalın başında şeftaliler dönsün.
Hatırlayın, Hürriyet gazetesine birinci sayfadan haber olmuştu.
Annan Planı referandumu öncesinde yeni Devletin! yeni bayrağı için düzenlenen yarışmada önerilen bayrağı.
Beyaz zemin üzerine tam ortada çapraz duran iki şiş ve üzerinde dizili kebaplar.
Tam da bugünün siyaset kurumunu anlatan bir kara mizah örneği.
Hakkınız ödenmez.
Yeni nesillere katkınız da büyük.
Devlet kurumlarının nasıl yöneltilmemesi ve siyasetçinin nasıl olmaması gerektiğini gösterdiğiniz için.
Her şey bitti.
Normalleşme yolunda.
Denetim ve yaptırımlara su çekmeden devam.
Turizmde yol haritası uygulamada.
Ekonominin çarkları da tamam.
O halde, eller havaya.
Sağ ve sol, hiç fark etmez.
Şinanay yavrum şinanayyyy.
Kahrolsun baby patates, Yaşasın Şeftali kebabı.