"Yaratan rabbinin adıyla oku"



Bilindiği üzre ilk vahiy Hz. Peygamber(sav), inzivaya çekilmeyi âdet edindiği Hira mağarasında iken Ramazan ayının 27. gecesi (Pazar-Pazartesi) tan yerinin ağarmaya başlamasından az önce ufukta nurdan bir şekil görmüş; o zamana kadar hiç karşılaşmadığı bu nurânî varlığın (Cebrail) kendisine seslendiğini duymuştur.

Cebrail adlı melek seslenmiştide ama peygamberimiz okuma yazma bilmiyordu.Böyle bir durumda -okuma yazması olmayan- peygamberimizin “ben okumayı bilmem”demesinden daha tabii ne olabilir ki..

Oku kelimesi bir emirdi yüce Allah tarafından kendisine ve insanlığıda tabii olarak devamında peki bizler için şuan durum ne, ne kadar okuyoruz ve okuduğumuzu ne kadar anlıyoruz?

İnsanlık tarihinden bu güne tüm peygambere kitaplar gönderildi.Dört büyük kitap var bizler hepsini kabul ediyoruz.Ama en son indirilen Kuranı_Kerim biz müslümanların kitabı olarak bizler için son peygamber olan Hz Muhammed Mustafa'ya ve bizlere bahşedildi.

Şimdi son dönemlerde okuduğum onlarca kişisel gelişim kitaplarında ana temel noktadalar hep aynı yazarlar farklı,kitapların kapakları,sunumu,işleyişi ve isimleri farklı ama temalar aynı,ana fikir düşünce,yola çıkış şekli bir peki bunlar neler?

Kimseye kötülük düşünme çekim yasası aynı olayı başınıza getirir
Hak yeme ve kul hakkına girme
Gıybet etme yani dedikodu yapma
Başınıza gelen olaylara sabır gösterin mutlaka bir hayır vardır onda
Dili dini ırkı ne olursa olsun insanı yaradandan ötürü sev
Yönetici ve liderseniz eger eşit ve adil paylaşımla halkınızı kucaklayın
Zenginseniz muhtaçlara el uzatınız

Daha bunlar gibi sıralayacak onlarca iyiliği emreden,kötülüktende bizleri men eden sıralamalar dolu.Buraya kadar her şey normal bunları bir kişisel gelişim kitabında okuyup anlatınca entellektüel oluyorsunuz.Fakat Kuranı Kerimden örnek ve ayet olarak sununca insanlara, yobaz yada şeriatçısınız.

Oku diye bizlere emrenulmuşta bizler okumaktan,anlamaktan aciziz malesef.Okumakta yetmiyor,onu anlayıp uygulamak gerekli sanırım.Birbirimizi yargılamaktan,eleştirmekten,büyüklük, üstünlük saglamaktan vazgeçebilsek halbuki ne güzel olacak...

İnsanlığın ve insan gibi yaşamanın temel taşları aslında din kavramı ondan ötesi yok.Sabır,anlayış,tevazu karşı tarafın haklarına helal getirmeksiniz,kimsenin yaşam alanına mudahale etmezsek,biraz saygıyı hayatımıza serpiştirebilirsek,yargılamadan, eleştirmeden karşımızdakini anlamaya çalışırsak diyalog ve birazda empati yaparak aşılamayacagını düşündüğüm her olayı aslında ne kadarda kolay çözeriz...

Sevgi saygı son zamanlarda kaybettiğimiz değerler bence herkes bir boşlukta ve hep aynı şikayetler...Oysaki çok zor birşey değil insan olduğumuzu hatırlamak ve yaşam amacımızın ne olduğunu düşündüğümüzde her sorunun cevabını kendimizde bulacağız..Aradığımız her değer kendimizde mevcut eger dünyanın ve insanların değişmesini istiyorsak kendimizden başlamalıyız.Melekler gibi temiz.Yada şeytan kadar Günahkarda olsa.İnsanları yargılamak.Sadece Allaha mahsustur…Ve son söz Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.” Bakara Suresi, 216