Yakışmadı hocam!

YÖDAK Başkanı Hüseyin Gökçekuş’u anladığım yanları var anlayamadığım yanları var…
Önce anlayamadıklarım:
Bu ülkedeki çok sayıdaki profesörlerden birisin…
İyi bir akademik geçmişin var geleceğin de…
Sadece KKTC’de değil dünyanın neresinde olursan ol istediğin okulda iş bulursun!
YÖDAK gibi her ne kadar devletin fazla ilgi göstermediği ama üniversiteler için hayati olan bir kurumun başındasın…
Bu kadar özelliğe sahip biriyken kendini zanlı durumuna düşürmenin anlamı ne!
Sanki de manşetlere düştün iyi mi oldu yani?
Kısmen şöyle anlarım;
YDÜ’nün bugünlere gelişinde katkın büyük…
Bu üniversitemize görevin süresince çok şeyler verdin, belki karşılığını alamadın…
Ama gönül bağı her şeyin ötesinde gelir;
Belki de söz verdin ve sözünden dönmemek için böyle bir yasa dışılığa geçit verdin!
Söz ağızdan çıkar deyip patronu kıramadın…
Hatta istemeye istemeye bu usulsüzlüğü yaptın!
Ama bak gördün mü işte…
Ne kadar uzun bir süre geçse de her şey er ya da geç ortaya çıkıyor!
Değer miydi be hocam…
Ülkemizin vazgeçilmez hastalığı bu;
Mesleğinde en başarılı olan isimler bile ya siyasetçilerin elinde ya da patronların oyuncak gibi kullanılıyor…
Bunun için devletin makamlarından birisinin koltuğunda oturmak yeter de artar bile!
Ama bu kez suç epey önemli ve büyük;
Olumlu kara çıkmamış bir konuda yönetim kurulunun görüşünü hiçe sayıp kararı olumlu gibi gösterip geçirmek ve bir üniversiteye haksız rant sağlamak!
Ha keşke doğru olmasaydı dedim bu haber için ama belgeler de yalan söylemez ki hiçbir zaman!
Hüseyin hoca adına üzüldüm bu olayda…
Gökçekuş’un yerinde olsam ne yapardım bilir misiniz;
Ne polis, ne avukat ne de yargı süreci…
Hemen bugün önüme beyaz kağıt ve kalem alıp doğru olanı yapardım!
İstifa etmek de erdemdir klasik düşüncesiyle…
Hüseyin hoca bunu yapar mı hiç sanmam ama yargı sürecini seçerse belki de yıllar sürecek olan bir uzun maratonda hem kendisini yoracak hem de kurumu!
Bunu çok iyi düşünüp taşındıktan sonra fazla da beklemeden kararını vermeli…
Bundan böyle eğitim camiasının yüzüne nasıl bakarsın bilemem ama belki de özür dileyip istifa yolunu seçersen kim bilir belki de o erdem seni küçültmez aksine daha da büyütür!
Karar senin artık!
 
 
 
7 öğretmen yine işe gitmedi!
 
Şht. Ertuğrul İlkokulu'nda sorun çözüldü değil mi!
Orada çözüldü ama sorun başka okullara yansıdı.
Bakanlık resmi yazı yazmadı diye 7 öğretmen yeni okullarına gitmiyorlar.
Müdürler isyanda!
Şimdi 7 okulda birden sorun yaşanıyor!
Bir işi de doğru yapsanız olmaz değil mi!
Allah mustahakınızı versin sizin, başka ne diyeyim…
 
 
Talat’ın açıklaması düşündürücüdür!
 
CTP-BG Genel Başkanı Mehmet Ali Talat’ın iyi bir çözüm yanlısı olduğunu bilmeyen yok…
Kıbrıs konusunda da bir çoğundan deneyimlidir, Rum kesimi yöneticilerini de herkesten iyi tanır…
Ama son açıklaması epey garibime gitti, diyor ki Talat;
“Kıbrıslı Türklerin ‘hayır’ı bizi derin izolasyonlara iter!”
Açıkça olası bir referandumda Kıbrıslı Türkleri ‘evet’ demeye çağırıyor…
Buraya kadar tamam da;
Ortada henüz fol yok yumurta yok!
Daha bir çok önemli husus görüşülmemişken Talat gibi bir deneyim nasıl olur da vatandaşa ‘evet’ çağrısında bulunur!
Varsa bir izahı lütfen açıklasın…
 
 
 
Devlet okullarında yığılma var!
 
Son yıllarda eğitimdeki kalite düşüklüğü ile eylem ve grevlerin velileri özel okullara yönelttiği malum…
Önceleri parası olanlar çocuklarını daha güvenli hissettiği özel okullarda okuturken sonra parası olmayanlar da ne yapıp ne edip bir yerlerden borçlanıp özel okullara yöneldiler!
Ta ki bu yıla kadar…
Şu anda dövizin de patlamasıyla özellikle dar gelirli aileler artık özel okullardan vazgeçip yine devlet okullarına dönüş yaptılar o da mecburiyetten dolayı!
Şu anda devletin neredeyse bütün okulları kapasitelerinin çok üzerinde öğrenci kayıt ettiler ve kimi ek sınıf açarken kimi de imkanı olmadığı için 40 kişilik sınıflarda eğitim vermeye çalışıyor…
Durum bu kadar vahimdir!
 
 
İki belediye çalışanı!
 
Dün sabah sandviçimi yerken aynı mekanda iki kişinin sohbetine kulak misafiri oluyorum;
Birisi Lefkoşa Türk Belediyesi’nde diğeri de Girne Belediyesi’nde temizlik işçisi…
Kurban Bayramı’nda ek mesai alacakları için ikisi de hesap kitap peşinde;
Lefkoşa Türk Belediyesi’nde çalışan arkadaş hesabını yapıp alacağı ek mesainin bin 120 TL olacağını söylüyor…
Diğerinin yüzü daha gazla gülüyor;
O da alacağı ek mesai ücretinin bin 970 TL olacağını ifade ediyor!
Paylaşma gereği duydum…
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Hüseyin GÖKÇEKUŞ; biz seni YÖDAK’daki yanlış yönetiminizden dolayı yazılarımızda eleştirdikçe siz gidip bizi polise şikayet ettiniz. Sonuçta sizin de gördüğünüz gibi biraz geç de olsa gerçekler su yüzüne çıktı. Başka bir şey demeyeceğiz size!
Sayın Kemal DÜRÜST, Şht. Ertuğrul İlkokulu sorununu çözüp öğrenci ve velilerin yüzünü güldürdünüz ama bu kez de 7 öğretmenin naklini yazılı yapmayınca 7 ayrı okulu zora soktunuz. Okul müdürleri sinirden sara geçirmek üzereler bilesiniz!
Sayın Kutlu EVREN, filtresini çalıştırmayan AKSA’ya 6 asgari ücret para cezası kestiğinizi memnuniyetle öğrendik. Bir de şu yılan hikayesine dönen Teknecik için bir formül üretebilirseniz vatandaş sizi öpüp baş üstü edecektir…
Sayın Ahmet BENLİ, belediyenizin öğrenci taşıyan otobüslerine hiç bindiniz mi? Camı penceresi bile olmayan bir otobüs ile hiç öğrenci taşımacılığı yapılır mı Allah aşkına! Sizin gibi çağdaş bir zihniyete sahip başkana yakıştıramadık!
Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, KKTC’deki Fenerbahçeliler Derneği’ne randevu verip Galatasaraylılar Derneği’ni sallamanıza fena tepkiler geliyor. Bu arada Molde diye bir takum varmış neyin nesi hangi ülkenin temsilciliğini yaptığını biliyor musunuz? Hani bir laf vardır ya gülme komşuya diye, aynen öyle işte!
Sayın Hayati ÖZOK, eski iki kadim dostunuz mesaj göndermiş uzun bir süredir sizinle görüşememekten şikayetçi oldular.Oysa bir zamanlar sırtınızı ona dayadığınızı ve aranızdan su sızmadığını iddia ediyorlar, iletelim istedik!
Sayın Tözün TUNALI, büyük bir atak başlatıp çok kısa süre içinde bütün ilçelerde örgüt binası açmak için kolları sıvadığınız görülüyor. Böyle bir siyasi boşlukta doğru karar ve doğru zemin, hayırlara vesile olsun diyoruz, Allah utandırmasın!
Sayın Serhat KOTAK, görevden alınmayı beklemeyip kendi rızanızla Kıbrıs Sigorta’da veda etmeniz kamuoyunda memnuniyetle karşılandı. Demek ki bir çoğu gibi koltuğa Japon yapıştırıcı sürmemişsiniz. Biraz da gen meselesi değil mi?
Sayın Osman FIRAT, 23 Nisan İlkokulu olarak bin 40 öğrenci ile sarınız şu anda ülke rekorunu siz elinizde tutuyorsunuz. Geçen sene gelememiştik ama bu sene söz mutlaka gelip kahvenizi içeceğiz, zira bazı şikayetler de yok değil…
Sayın Remzi GARDİYANOĞLU Mağusa Hastanesi’nin en büyük sıkıntısı doktor eksikliği ama ne gariptir ki asıl mesele bir çok doktorun ikinci işi olduğu için hastaneyi ‘devlet malı deniz yemeyen keriz’ olarak görmeleri! Bu arada mahkeme günü de yaklaşıyor  değil mi?
Sayın Hüseyin KABA, “Çığlık Çığlığa Lefkoşa” kitabınızın ikinci bölümüyle bir kez daha okuyucunun karşısına çıktınız ve daha ilk günden büyük takdir kazandınız. Bir de bu tür kültürel tarihimizi yansıtan kitaplara devlet el atsa ne iyi olurdu değil mi? Tebrik ederiz…
Sayın Sibel TATAR, Kanal T’nin kuruluşunun 19’ncu kuruluş yıldönümünü kutlar başarı dolu nice yıllar temenni ederiz. Ekip kuvvetli olunca başarı da zaten kendiliğinden geliyor değil mi?
Sayın Ahmet Bülend GÖKSEL, KKTC’de bir yerel gazetede köşe yazılarına başladığınıza göre acaba adaya geri dönüş yapma planlarınız var diye geçti içimizden. Falda iki vakte kadar bir rektörlük merkezinden beyaz kağıt gözüküyormuş, hadi hayırlısı..
Sayın Emine SOLYALI, gıda denetimlerini yoğunlaştırıp vatandaşın büyük sigortası konumundasınız. Bakanlıkta da bütün çalışma arkadaşlarınız başarılarınızı konuşuyor. Biz de tebrik ederiz!