Yine ortalığı aydınlatan ve hiç durmayan şimşeklerden sabaha kadar uyuyamadık.Sağnak yağmur ani bastırdı.
Acaba çatı akıtacakmı.İşe gidebilecekmiyiz.Hangi yollar kapalı.Dereler taşacakmı.Çocuklar okulda ne alemde acaba diye endişeler tekrar başladı.
Yağmur bir nimet fakat son yıllarda bizim ülkemizde artık endişe verici olmaya başladı.
Bu durmudada hepimiz küresel iklim değişikliğinin ne demek olduğunu yavaş yavaş anlamaya başladık.
Tabii keşke bunun için bedel ödemek zorunda kalmasaydık ama insanoğlu böyle.İllede başına bir şey gelmeden anlamıyor ne yapması gerektiğini.
Ani bastıran sel suları evlerimize dolmaya ,bahçe duvarlarımızı yıkmaya, hortumlar çatlarımızı yerinden söküp uçurmaya portakal büyüklüğündeki dolular arabalarımıza zarar vermeye sel sularında sürüklenmeye başlayınca yavaş yavaş idrak etmeye başladık gibi.
Anladıkta buna karşı ne yapmamız gerektiğinide anlamamız gerekiyor.
The Independent gazetesinde yer alan habere göre, Zürih Federal Teknoloji Enstitüsünden çevre bilimci Thomas Crowther ve ekibinin yürüttüğü çalışmada ağaçların iklim değişikliğiyle mücadelede en güçlü silah olduğu belirtilmiş.
Yürüttükleri yeni çalışmada dünyada 1,2 trilyon yeni ağacın dikilmesi için yer olduğunu ifade eden Crowther, bu sayıda ağacın insan kaynaklı karbon emisyonunu önemli miktarda azaltacağını söylemiş.
Crowther, 3 trilyon ağaçta 400 gigaton karbon depolandığını belirterek, trilyonlarca yeni ağaç dikilirse, son 10 yılda insandan kaynaklanan zararlı gazların tamamen temizlenebileceğine dikkati çekmiş.
Biz ne yapabilir demeyin eğer dünya bu konuda ayağa kalkımışsa bizde karınca kararınca katkı koyabiliriz.
Sonra taş atıpta yorulmayacaksınız ya.En masrafsız şeyi yapacaksınız.
Mevsim şimdi uygun.
Ağaç dikeceksiniz.
'Ağaç dikme çözümü'nün şimdiye kadar oluşturulan tüm çözümlerin içerisinde en etkili ve en masrafsızı olduğu kaydedilmiş zaten.
Tabii ağaçların faydası bir tek bununla sınırlı değil .
Hepimiz, ağaçların havayı temizleme, taşkınları azaltma, ruh halini düzeltme ve aşırı ısınmış şehirleri serinletme gibi eşsiz özellikleri olduğunu biliyoruz.
Ağaçlar şehirleri serin tutmak için gizli olmayan silahlardır.Ancak bugüne kadar tek bir şehir bloğunda gündüz sıcaklıklarının düşmesi ve gece boyunca serin kalması için kaç ağaca ihtiyaç duyulduğu belli değildi. Bilim insanları bunun sayısınıda tesbit etti.
Yüzde 40'lık gölgelik alan, şehirdeki sokaklarda etkili bir şekilde serinleme sağlayabilirmiş.
Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan Wisconsin-Madison Üniversitesi'nin yeni çalışmasında, araştırmacılar bir kanopinin sıcaktan rahatlama sağlama kabiliyetini göz önüne alarak yüzde 40'ın sihirli sayı olduğu sonucuna varıyorlar.Sıcaklıkta hissedilebilir bir fark olması için tek bir şehir bloğunun kaldırımlar, sokaklar, binalar gibi geçirimsiz yüzeylerinin en az yüzde 40'ı dallar ve yapraklarla gölgelenmelidir.
Kent ağaçlarının sayısız faydaları hakkında bildiklerimize dayanarak, yaz mevsiminde en az yüzde 40 ağaçlandırmaya sahip bloklarda yaşayan insanlar, yeterli ağaç olmayan komşu blokların sakinlerinden daha düşük elektrik faturası öderler. Çünkü daha az klima kullanırlar.
Kısaca "Dışarıya çıkıp ağaç dikmek yeterli değil, kaç tane diktiğimizi ve onları nasıl diktiğimizi ve fidanları nasıl ağaç haline getirceğimizide düşünmemiz gerekiyor’’
Ağaç dikmek küresel iklim değişikliğine karşı bir önlem .Tabii daha sayısız yapabileceğimiz şey var.Ama bir yerden başlamak gerek.
Bir ağaç dikmekle ne olacak demeyin sizi gören komşunuzda bir ağaç dikecek sonra onların komşularıda dikecek.Birbirimizi böyle etkilersek Dünya kurtulacak göreceksiniz.
Yağmurlar sele ,sel ölüme dönüşmeden zaten başka yolumuzda yok.
2 şık var ya “Arkamıza yaslanıp iklim değişikliğinin etkilerini izleyeceğiz
yada olacakları düşünüp birşeyler yapmaya başlayacağız.’’