O kadar çok inanmıştık ki Avrupa Birliğine , Verhaugene
40 yıldır oturduğumuz evlerimizden çıkıp ,40 yıllık anılarımızdan vazgeçip Rumlara vermeyi seve seve kabul etmiştik.
Akşam iş dönüşü kahvemizi yudumlarken dost ahbap sohbetlerinin yapıldığı günün yorgunluğunu üzerimizden attığımız o köy kahvehanelerinde 40 yıldır yaptığımız arkadaş sohbetlerinden vazgeçmiştik.
Dostlarımızın arkadaşlarımızın belkide ailemizin yakınından çok daha uzaklara gitmeyi, arkadaşlarımızla birlikte büyüdüğümüz koşup oynadığımız binbir anıyı içinde barındıran mahallemizden bir anda ayrılırken geride bırakacaklarımızı düşünmeden karar vermiştik.
Kimimiz evetin hemen sonrasında, kimimiz 1 yıl ,kimimiz planın devreye girmesi ile 3 yıl içinde yeniden göç yollarına düşmeyi göze almıştık.
Belki karşılığında havuzlu villalar verileceği ,AB’ nin hukuku içersine girerek bizleri yoksulluk, yolsuzluk, işsizlik ve baskıdan bunaltan bu mendebur düzenden kurtulacağımız, insana değer veren saygın AB içinde yer alacağımız umutları bizlere bunları yaptırmıştı.
Anavatanınıda dinleyen Kıbrıs Türk halkı Annan planına 24 nisan 2004 de %65 le Evet demişti.
Çoluk çocuk İnönü meydanını doldurduğumuz kimilerine göre 80 bin, kimilerine göre 100 bin insanının meydanlara sığmadığı, ‘’Kıbrısta barış engellenmez’’ sloganlarının yeri göğü inlettiği mevcut yönetime kin öfke kusan çarşaf çarşaf pankartların açıldığı o günlerde bir evetle AB’e bağlanacağımıza binlerce insan inanmıştı.
Biz evet dersek ve Rumlar hayır dese bile ödüllendirilecek olan tabii ki biz olmalıydık ve öyle olacaktı.AB ve Vergauhende öyle diyordu.
Saygın AB ve onun temsilcisi Verhaugene yada Talat, Hiristofyas yoldaşlara inanmayıpta 40 yıldır memlekette bize kan kusturan bizi yönettiğini iddia eden bizdeki milliyetçi bayrak sevdalıları AB karşıtlarınamı inanacaktık.
Tabbii ki ‘’Yes be Annem’’ diyecektik.
Biz evet dersek AB Rumları hayır dediği için cezalandıracak doğrudan uçuşlar Ercana başlayacak ,Gazi Mağusa limanı ticarete açılacak Villalar yanında Avrupa Birliği bize İş ,aşta verecekti.
2003 yılının ikinci yarısı ve 2004 yılının ilk çeyreği bu rüya ile geçti.
Taki 24 Nisan gecesine kadar.
24 Nisan günü gece saat 21.00 civarlarında rüya bitti.
Kıbrıs Türk halkının %65 le Evet dediği plana Rumlar %75 ‘le hayır demişti.
O güne kadar her şey çok güzeldi.
O güne kadar Kıbrıslı Türklere onlarca vaatte bulunan AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Verheugen, sadece "Rumlar tarafından aldatılmış hissedildiğini" söyledi.
Birdaha da ortalıkta görünmedi.
Rüya bitipte uyandığımızda bu mendebur düzenin seçmenleri olarak kendi kendimize şu soruyu sormaya başladık.
Şimdi ne olacaktı.
Plan gerçekleşecek diye başta Girne olmak üzere Kuzeydeki Rum arazileri üzerine olurda elimizden alınır diye her metre karesine gelişi güzel döktüğümüz betonlar ile ortaya çıkardığımız hilkat garibeleri ne olacaktı.
Kıbrısta hep en son pazarlıklar bir sonraki planın parçası olur ya 40 yıldır pazarlık konusu dahi olmayan son Planda Rum parça devletine verilen arazilerimizi arsalarımızı evlerimizi bundan sonra ne yapacaktık.
Tahsis, mücahit puanlı arsamızı elden çıkarıp bir başkasınamı Ka……..lamalımıydık.
Yoksa
Artık rahatlıkla üzerine korkmadan çocuklarımız için 3 oda bir salon inşa edebilirmiydik.
40 yıldır içinde ikamet ettiğimiz tamda devretmeye hazırlandığımız kapı penceresi dökülmüş boyası eskimiş Rumdan kalma evimiz ne olacaktı. Boyasını yaptırıp kapı penceresini değiştirebilirmiydik.Artık bu eve evimiz diyebilirmiydik.
Evet .Annan planında her şey bir evete bağlanmıştı .Evet diyerek dünyaya bağlanmaya .Villalara
.
Yalnız bir evetle halkını dünyaya bağlamak isteyenler birtek şeyi unutmuşlardı.
Plan onay gördüğü taktirde neler olacağı belliydide onay görmediği takdirde ne olacaktı.
Şimdi İçinde oturduğu konutunun artık kendinin olmadığını onunla olan tüm aidiyet duygularını koparmaya hazır hale gelen Kıbrıs Türk insanı bu psikolojik sendromdan nasıl kurtulacaktı.
Şimdi soruyorum.
Bazılarının dediği Barış için bana göre Kıbrısta yeni bir dönem için bunca çabaya bunca özveriye, gerekirse yeniden göçmen olmayı göze almaya rağmen ortaya çıkacak plana Kıbrıs Türk halkı tekrar evet derse ve karşıdan yine hayır gelirse ne olacağız.
Artık içerisinde oturduğumuz evimize evim diyebilecek . Gözümüz arkada kalmadan güneyde bıraktığımız tarlamıza karşılık verilmiş olanı Çocuklarımıza miras bırakabilecekmiyiz.
Gönül rahatlığı ile birgün kapı önüne konur yine göç yollarına düşer diye üzülmeden eşimin mücahitlik puanlarına karşılık verilmiş olan arsamız içerisine kızıma ev inşa edebilecekmiyim.
Dünyaya bağlanmak için artık Rumun illede evetine ihtiyaç duymadan yaşayabilecekmiyim.
Bizden tekrar çıkacak bir evet sonrası karşıdan hayır çıktığı taktirde yıllardır hep pazarlık konusu olan Güzelyurta ,hep kapalı tuttuğumuz Maraşa artık gönül rahatlığı ile vatan toprağı diyebilecekmiyiz.
Meftalarımızı Gönyeliye değil Güzelyurta defnedebilecekmiyiz.
Son Annan planında o güne kadar pazarlık konusu olmayan bir anda son planda Rum parça devletine bırakılan Lefkenin kuzey sahil şeridinde bulunan uluslararası Gemikonağı limanını dünyayaya açabilecek Yedidalgaya Yeşilyurta Türk köyü Yeşilırmağa artık Türk toprağıdır diyebilecekmiyiz.
Kıbrıslı Türklerin maruz kalacakları ekonomik izolasyonları hafifletmek üzere bizi ihya eden yeni Yeşil Hat, Mali Yardım ve Doğrudan Ticaret Tüzüklerimi gündeme getirilecek.
Müktesebat askıda kalmaya devamı edecek.
Evet soruyorum.
Evet için çalışanlara.BM’ ye ,AB’e ,Güvenlik konseyinin 5 daimi üyesine Anavatan Türkiyeye ve sayın Akıncıya.
Bir kere Evet dedik.aldatıldık.
İkincisini dememiz için bunların cevabını biliyormusunuz yada bunlara ne cevap
vereceksiniz.