Vatandaş faturaya bakar!

Su konusunda da aynı tartışmalar yaşanmıştı...
Kertenkelelerin yuvalarının bozulacağını ve ülkenin ekolojik dengesinin alt üst olacağını söyleyenleri bir yana bırakıyorum!
Su işi tamamen Türkiye'nin kontrolüne bırakılınca kamuoyu gerilmiş ve olaya siyaset de girince tu kaka yaygarası başlamıştı...
Vatandaşı sudan soğutmak için tonunun en az 7 TL olacağını yazıp çizen kendini bu konuda uzman gösteren kişiler bile olmuştu!
Aslında suya karşı olanlar vatandaşı filan düşünenler değil, Türkiye'ye karşı muhalif olanlardı...
Sırf Türkiye'den gelecek diye de Kıbrıs Türkünün kaliteli yaşam hakkını ellerinden almak istediler...
Ama başaramadılar!
Şimdi ne cenabet geziyorlar, ne de sidiklerini içiyorlar...
Bal gibi bu kaliteli suyu doya doya kullanıyorlar!
...
Bu arada yeni tartışma konusu elektrik...
Bu konu sudan daha bir farklı konu!
Ama ne yazık ki tartışmalar daha çok teknik düzeyde değil siyasi bazda yapılıyor...
Kimse kusura bakmasın ama nasıl Rum kesimi Türkiye ile KKTC'nin elektrikte kablo ile bağlanmasını istemiyorsa bizim içimizde de aynı kulvarda olanlar var!
Onlara da saygı duymayı çok isterdim ama duyamıyorum işte...
Kıbrıs Türküne adada azınlık hakkı vermekten başka bir düşüncesi olmayanlara bizim içimizden de destek giderse bu üzücüdür, düşündürücüdür ancak!
Bir de tabi ki Kıb-Tek konusu var...
Yüzlerce çalışanın geleceği de tartışılıyor!
Ve hem KTHY örnekleri veriliyor...
...
Bir başka önemli konu...
Türkiye'den kablo ile elektrik gelince bunun faturalara yansıması nasıl olacak!
Çoğunluğun asıl tartışması ise bu...
Vatandaş cebinden çıkacak paraya bakıyor haklı olarak!
Konu bu kadar basit diyenler de olabilir ama asgari ücretin bin 800 TL olduğu bir ülkede hele de yaz döneminde vatandaş bu paranın 500 TL'sini kuruma yatırıyorsa, yeni fiyatın ne olacağını sorgulamasında yerden göğe kadar haklıdır...
Zira özellikle son yıllarda vatandaşın alım gücü dip yapmıştır ve evinde klima olduğu sürece kumandaları dolaba kilitleyip pervanelere mahkum edilmiş ciddi bir kitle yaratılmıştır!
...
Sonuç olarak...
Gelecek olan elektriğin fizibil olup olmadığı kimsenin umurunda bile değildir!
Ayrıca vatandaş teknik terimlerden usanıp bıkmış bir ruh hali içindedir...
Sadece cebinden çıkacak olan paraya bakar bir hale gelmiştir, bunun hesabı kitabı içindedir!
Teknik terimler ise sadece kafa karıştırmaktan ibarettir...
Su konusunda ülkeye nasıl kaliteli bir yaşam geldiyse, elektrik konusunda da vatandaşın haklarını gözetecek bir sistem kurulduğu sürece gerisi edebiyattan ibarettir!
 
 
 
 
Tabela kaldırıldı!
 
Güzelyurt insanının gözünün içine sokulur gibi ana yol kenarında yıllardır kadın ticaretinin reklamını yapan tabelalar...
Nihayet önceki gün kaldırıldı!
Gece kulübü sahibinin tüm diretmesine rağmen İçişleri Bakanlığı ve Güzelyurt Kaymakamlığı bu kez işi sıkı tuttu ve gelen baskılara aldırış etmeden tabela yerinden sökülüp götürüldü.
Bakanlık Müsteşarı Gürkan Kara ve Güzelyurt Kaymakamı Tevfik Direnç'e hassasiyetlerinden ötürü teşekkür ederiz...
 
 
 
Kel kertenkele kim!
 
“Kertenkele'nin meşhur bir "kuyruk bırakma" taktiği vardır. Kendisini tehlikede hisseden kertenkele, karşısındaki hasmının dikkatini dağıtmak üzere kuyruğunu bırakır ve muhatabı onun kuyruğu ile ilgilenirken ortadan sıvışır. Bu "kertenkele taktiği" aslında propaganda teknikleri açısından da çok yaygın kullanılır. Sizinle bizzat yüzleşmeye cesareti olmayan "üst akıl" piyonları aracılığıyla zihnen sizi meşgul edecek saldırılarda bulunur. 
Bu bazen iftira biçiminde olur, bazen dedikodu biçiminde. Son zamanlarda CTP'de kurultay zamanının yaklaştığını, kertenkelelerin piyasaya çıkmasıyla anlıyoruz. 
Bugün bir sahte facebook hesabı üzerinden benim bir işletmeden rüşvet aldığım iddia edilmiş. İşin ilginci hem ben hem de arkadaşlarım artık bu taktiklere çok aşinayız. Gerçekten bu artık bizim rutinimiz oldu. CTP Kurultayı öncesinde peşinen Asım Akansoy'u yıpratalım da günü geldiğinde rahat edelim...
Fark şu ki biz artık Kertenkele'nin önümüze sırf bizi meşgul etsin diye bırakılan kuyruğuyla ilgilenmiyoruz... 
Kertenkelenin başı bellidir... Kuyruğu teferruat…”
 
(Asım AKANSOY)
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Talip ATALAY, siz burada Güney’deki papaz efendi ile dirsek temasını yoğunlaştırıp muhabbeti ilerletirken Türkiye’de düzenlenen İslam Avrasya Şurası’na davet almıyor ve bizi temsil etmiyorsunuz. Din adamları kıpır kıpır bilesiniz!
Sayın Asım AKANSOY, CTP’nin Mağusa ilçe kongresine gelmeyip protesto ettiniz ama şu kel kertenkele açıklamasını bir türlü ben de dahil kimse çözemedi. Bu arada bütün keller üstüne aldı bilesiniz!
Sayın Suat GÜNSEL, çocukluk yıllarında çamurdan arabalar yapardınız şimdi gerçek arabalar üretmeye başlıyorsunuz. İyi de çamurdan savaş uçakları ve tanklar filan yapmamışsınız da böylelikle uluslar arası bir krize neden olmadınız değil mi! Hayırlı olsun…
Sayın Oktay KAYALP, partinizin Mağusa’daki yeni başkanı olarak çok iddialı seçim vaatleri veriyorsunuz ama taban fena kaynıyor, hatta yakında bölünmelerin bile olabileceği konuşuluyor. Kılıçlar çok erken çekildi ve kelle isteyenlerin sayısı artıyor!
Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, iş insanlarına piyango bileti satarak ancak işlerini yapan bürokratın peşine düştüğünüzü memnuniyetle öğrendik. Biraz sabır ederseniz bu arkadaş zaten o görevi kendi isteğiyle bırakacak. İddiaya girelim mi!
Sayın Emir ERSOY, hiç kullanmadığınız telefon hattına 17 TL’lik ücreti görünce gözleriniz fal taşı gibi açılmış. Bu konularda elden fazla bir şey gelmez, ‘vatan sağolsun’ deyip bir de üstüne soğuk su içerseniz sinirleriniz biraz olsun yatışabilir!
Sayın Faiz SUCUOĞLU, kannabis yağının artık KKTC’de de tıp alanında kullanılması için yaptığınız girişimler nihayet sonuç verdi ve bazı hastalar için bu icraat şifa kaynağı oldu! Cesur adımlar başarılı sonuçlar getiriyor değil mi!
Sayın Vakkas ALTINBAŞ, çok yakında gaz işine gireceğinizi ve bu sektör için çok büyük bir istasyon kuracağınızı öğrendik. Doğru karar verdiniz zira çok yakında artık Kıbrıs’ta doğalgaz olayını çok daha fazla konuşmaya başlayacağız. Hayırlı olsun…
Sayın Serdar DENKTAŞ, bütçe sıkıntı nedeniyle hadi diğer dairelerin personel sıkıntısını bir nebze anlayabiliriz ama konu mahkemeler olunca zaten çok hantal bir yapı olan bu kurum artık hiç işleyemez hale geldi. Bir el atıverin lütfen…
Sayın İsmail ARTER, Gülseren bölgesinde deniz kenarındaki sahilin çevre katilleri tarafından katledildiğini biliyor muydunuz. Bölge halkı buraya çok acil müdahale edilmesini isteyen mesajlar gönderiyor, top sizde artık…
Sayın Derviş EROĞLU, UBP’nin kuruluş balosunda şahsınıza gösterilen ilgiden bir hayli mutlu ve mesut olduğunuz söyleniyor! Saçlarınızı demek ki bu uğurda boşuna ağartmamışsınız değil mi!
Sayın Ömer TATLI, İskele ve yöresindeki işletmeleriniz hırsızların uğrak yeri haline gelmiş. Yakında uyurken sizi de kaçırırlarsa sakın şaşırmayın olur mu! Sizin gibi uyanık bir iş adamı nasıl böyle faka basar hayret doğrusu…
Sayın Ali KİŞMİR, dünkü seferberlik görevinin bir hayli zevkli geçtiğini öğrendik. Bu arada bir palaska sorunu yaşadığınız da söyleniyor. Siz mi zayıfladınız yoksa palaska mı yoğunlaşıp genleşti acaba!
Sayın Ferdi Sabit SOYER, herkesten beklenirdi ama sizden ilçe kongresini boykot etmek hiç beklenmezdi doğrusu! Acaba diyoruz işe siyaset girince akil adamlık filan bitiyor mu! Vardır elbet bir bildiğiniz değil mi!
Sayın Mustafa EMİROĞLULARI, TDP’nin Mağusa’da yaşanan son gelişmeleri başka boyutlara taşınacak diye duyduk! Bu sıralar aman bel atı vuruşlara dikkat! Umarım bana fısıldananlar doğru değildir!
Sayın Ali Özmen SAFA, sizin gazetede çok ciddi muhabir eksikliği olduğu yönünde sitem mesajları alıyoruz. Hazır şu devlet desteği de gelecekken acaba kadroyu biraz zenginleştirseniz mi diyoruz!