UMUT HALKIN KENDİSİDİR
“Devlete adam yığmamak lazım. Kabahat edeni cezalandırmak lazım.”
“Başbakanlığa 25 kişi aldı, masada oturacak yer kalmadı.”
“400 hayvanı olana değil, 20 hayvanı olana teşvik vermek lazım”
“Başa geçersanız köylere bakasınız ki devlet yıkılmasın.”
Hoş bir konuşma ağzı ile bir biri arkasına yukarda yazılanları söyleyen köylüyü dinleyince konuşulanları not almaya ve yayınlamaya karar verdim. İnsanımız durumu nasıl gördüğünü kendi uslubu ile izah ediyor:
“Partiyi idare edmeyen ülkeyi idare edemez.”
“Rozet olmazsa hizmet yok.”
“Sadece Karpaz’a değil, batıya ve eski Türk köylerine da yatırım yapılsın.”
“Bir devlet çiftliğine gittim. Müdür kamyonet dolusu maydonoz ile geldi, bağ yapar (kişisel işidir). 100 koyun ve 50 düveye 15 – 20 kişi, bir ata bir bakıcı bakar. Nasıl batmayacak bu devlet?”
“Çamlıbel Girne’den Kaymakamlık, Lefkoşa’dan tapu, Güzelyut’tan elektrik ve Lapta’dan da Belediye hizmeti alır. Nere gideceyik şaşırdık.”
“Üretim olmuyor. Günden güne küçüldük eridik.”
“ Köyde işlerik şehirdeki gibi vergi öderik.”
“ Bahçe işi yaparım. Devlet bize engel. İlaca, tohuma ve mazota her gün zam. Domates ektim. İçerili iki tüccar ihtiyaç var dedi, ithalata izin verdi. Battım.”
Durumu tesbit edip eleştirdikleri gibi çözüm önerileri de söylediler:
“Bu sistem ile olmaz. Girne Bakanı olmaz. Başkanlık sistemi olsun. Başka sistem olsun.”
“Organik tarım için proje yapılsın, kooperatif kurulsun.”
“Benim adamım denmeyecek, sandalye kavgası olmayacak.”
“Devletin katkı payı muhtarlıklara verilsin daha iyi hizmet alırık.”
Türkiye ile ilişkileri çok iyi kavradıklarını ifade ettiler:
“Türkiye’ye yarısını alacayık dedi. 1200 kişi emekli, 2400 kişi aldı.”
“Türkiye’den para gelsin da dağıtayım. Bunu ben da yaparım.”
“İşin kolayını buldular. Türkiye öyle ister derler. Öyle birşey yoktur.”
KKTC, Türkiye ve Güney Kıbrıs’ı çok iyi bildiklerini isbat ettiler:
“Kapılar açılınca Rumlar endişelendi “Güçlü Türkiye ekonomisi sayesinde, ucuz ve kaliteli mallarınan dolacak KKTC cazibe olacak” deyi kortu. Şimdi Türk malları güneyde daha ucuz.”
Bir biri arkasına iktidara gelen ve “kim gelse değişen bir şey olmaz” söylentilerini yayanlar, halkın içine düştüğü umutsuzluğu tırmadırarak sadece kendilerini kandırıyorlar. Umutsuzluk ve korku salarak, hayal vaat ederek ve yalan beyanda bulunarak tekrar iktidara geleceklerini sananlar, yanılıyorlar.
Halk uyandı. UMUT HALKIN KENDİSİDİR.