UBP’yi arar mıyız?



Ülkede birkaç saatlik maaş krizi yaşanınca UBP’ye de iyi malzeme çıktı.
Özgürgün, bunu fırsat bilip ‘bizim zamanımızda maaş krizi hiç yaşanmadı’ dedi…
Aslında doğru dedi!
UBP, ‘kalk Arap, otur Arap’ pozisyonunda olunca, maaşlarda hiçbir sorun yaşanmadı.
Herkes paracıklarını ay başı gelince bir tamam aldı cebine koydu!
Zaten Ankara hükümeti niçin uslu çocuk olan KKTC hükümetlerinin keyfini kaçıracak icraatlar uygulasın, değil mi ama?
Ne kadar şükran o kadar para, ne kadar itaat o kadar sırt sıvazlama!

Ankara Hükümeti’nin elince geçmiş hükümet dönemlerinde imzalanmış kapı gibi ekonomik program var…
Programlar her ne kadar bizim tarafça hazırlanmadıysa, Allahları var bizi bizden iyi tanıdıkları için her şey en ince ayrıntısına kadar hesaplanmış ve yazılmış.
Bizimkilere de altına imza atmak kalmış, onlar da zaten öyle yapmış!
UBP, protokol konusunda arıza çıkarmadı ve seçimlerde mahallenin yolunu tuttu.
CTP ve DP ise ‘bu protokol bizim iklime uymaz ‘diye seçim kazandı ve hükümeti devraldı.
Peki, gerçekten bu protokol yeni hükümet döneminde uygulanmayacak mı, ya da KKTC iklimine göre revizyona mı uğrayacak?
İşte onda şüphelerimiz var!

AKP, şu anda önümüzdeki yıl Mart ayında yapılacak olan yerel seçimlere hazırlanıyor.
Hem de müthiş bir çalışma temposuyla…
Bu konuda Ankara’da Kızılcahamam’da kampa girdiler.
Varsa da yoksa yerel seçimler konuşuluyor, zayıf oldukları illerde nelerin yapılabileceği tartışılıyor.
Aralarında bizim dostlarımız da var…
Tamam, konu tamamen yerel seçimler ama, Kıbrıs konusunda sorduklarımıza da net cevaplar veriyorlar.
Örneğin Kıbrıs konusunda…
Onlara göre ‘ bu iş tamam’ 2014’de kronik hale gelmiş sorun kökünden çözülecek…

Yeni KKTC hükümeti konusunda da kulağımıza bir şeyler fısıldadılar…
Kalaklarımıza inanamadık!
Siz ister inanın isterse inanmayın…
Bizim hükümet şimdi ekonomik protokolü uygulamamak ya da sulandırmak için kıvırıp duruyor ya!
Bakmayın siz onlara…
Biraz gecikmeli olsa da protokol maddelerinde ne varsa hepsi uygulamaya girecek…
Öncelikle Ercan’ı artık aklınızın ucuna bile getirmeyin!
Oraya eli dokunanın eli fena yanacak!
Kıb-Tek gitti gidiyor.
Sırada telekomünikasyon var…
BRTK ve TÜK’de yeniden yapılanmadan nasibini alacak!
Yani, hükümetin erkekliği öyle çok fazla sürmeyecek…

İyi de madem ki UBP’yi bu halk koşulsuz teslim olmakla suçladı ve bunları seçti…
CTP ve DP de aynı yolda giderse, onlar niye iktidar oldular ki?
Partililere makam sağlayıp müşavir ordusunu büyütmeleri için mi?
Yok, bu hükümet iktidar olduktan sonra ‘asarız-keseriz’ demeyip, ülke gerçeklerini kamuoyuna anlatsalardı o zaman saygı duyardık…
Zamsa zam, tasarrufsa tasarruf!
Ama sağ gösterip, sol vurmak, ancak UBP’yi yüceltir, bilmelerinde fayda var!
En azından onlar daha dürüst davranıp bunlar kadar kıvırmıyorlardı…



Yorgancıoğlu, ne demişti?

Yeni hükümet KIBTEK'in devletten alacakları için yeni bütçeye bir kuruş koymamış. Çok uzağa gitmedik. Tarih 25 Aralık 2012. Dönemin anamuhalefet lideri, CTP Başkanı Yorgancıoğlu'nun basın açıklamasının tam metni şöyle:
"Göreve geldiği günden beridir halkımıza mutsuzluktan başka bir şey veremeyen UBP Hükümeti ülkemizi adeta karanlıklara boğdu. Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nu elinden çıkarıp peşkeş çekmeyi kafasına takmış bulunan hükümet, her davranışıyla bu niyetini gözler önüne sermektedir.
Kıb-Tek’in devletten alacaklarını ödemekle ilgili herhangi bir niyeti olmayan İrsen Küçük Hükümeti, göz göre göre bu kurumu batırmaya çalışmaktadır.
Çalışanların kurumuna sahip çıkmak için görevlerini yapmasına dahi engel çıkaran hükümet, faturayı da halka çıkarmaktadır. Bütün yerleşim birimlerimizi karanlıkta bırakan böylesi çağ dışı bir uygulama asla kabul edilemez.
Belediyelerin sokak aydınlatmalarından kaynaklanan borçlarının ödenebilmesi için partimizin hükümette olduğu dönemde karşılıklı uzlaşıyla sağlanan iyileşmeyi ters yüz edip bozmayı marifet sayan Derviş Eroğlu Başbakanlığındaki Hükümet, (K-II) 404-2008 sayılı Bakanlar Kurulu kararını yürürlükten kaldırmak suretiyle sonun başlangıcını sağladı.
Bu Bakanlar Kurulu kararıyla oluşturulan durumu sözde yasayla düzenleyeceğini belirten hükümet şimdi de İrsen Küçük’ün başbakanlığında kılını kıpırdatmadan resmen kaos yaratmaktadır.
Hatırlatmak gerekirse, elektrik kurumu ile borçlu kamu kurum ve kuruluşları arasındaki borç sorununun çözülebilmesi için, 2008 yılında partimiz tarafından bir düzenleme yapılmış ve (K-II)404-2008 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile uygulamaya koyulmuştu. Bu kararla birlikte her bir faturaya maktu ücret olarak 3 kuruşluk ilave yapılmıştı.
Bu ilaveyle devletin ve belediyelerin birikmiş borçları ve sokak aydınlatmasından kaynaklanan borçlar ödenecekti. Buna karşılık da 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren belediyeler sokak aydınlatma sisteminin bakımını üstlenerek Kıb-Tek’ten olan alacaklarından feragat edeceklerdi. İşte böylesi bir uzlaşıyı ortadan kaldıran UBP Hükümetleri o gönden beridir Kıb-Tek’e adeta üvey evlat uygulaması yapmaktadır.
Yerleşim yerlerinin kararmasına, Kıb-Tek çalışanlarını halkımızla karşı karşıya bırakmak istercesine hükümetin ve Kıb-Tek yönetim kurulunun sessizce yaşananları izlemesine akıl erdirmek mümkün değildir.
Partimizin aldığı önlemlerle Kıb-Tek cari giderlerini karşılayabilen, idame masraflarını ödeyebilen bir durumdayken, UBP Hükümetlerinin ardı ardına indirdiği darbelerle sürekli borç yükü artan ve görev zararı katlanan bir duruma sürüklenmiştir.
Bunun adı bilerek ve isteyerek batırma ve ardından da yok pahasına elden çıkarmadır. Bunun adına özelleştirme diyen hükümet resmen halkı kandırdığını sanarak avunmaktadır.
Bizler bu oyunu bozmaya kararlıyız. Kıbrıs Türk Halkı ile birlikte toplumsal varlıklarımızı koruyacağız ve peşkeşine asla izin vermeyeceğiz. Hükümet bunu böyle bilmeli ve aklını başına almalıdır"...
Şimdi, Sn. Başbakan Yorgancıoğlu da aklını başına almalı mıdır?

(Nuri SILAY)

GÜNÜN FOTOĞRAFI


MESAJ KUTUSU


Sayın Şahap AŞIKOĞLU, sizin için bir iyi bir de kötü iki haberimiz var. Kötü haber, müsteşarlık yakında gidiyor. İyi haber, en az müsteşarlık kadar çok önemli bir göreve atanıyorsunuz. Hayırlı ve uğurlu olsun…

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU,
Aziz Yıldırım başkanlıktan düşsün diye Fenerbahçe kongresine katıldınız ve oy kullandınız ama Aziz bey aksine oylarını ikiye katladı. Son zamanlarda acaba diyoruz tercih sorununuz mu var?

Sayın Özkan YORGANCIOĞLU,
Bilbay abinin bugünkü cenaze töreninde hükümetten en azından bir tane temsilci bulundurmanızı çok isterdik. Tarihe mal olmuş bir meslektaşımızın cenaze töreninde gözlerimiz sizi aradı.

Sayın Cenk MUTLUYAKALI, bir gazetenin başına gelebilecek en kötü deneyimi yaşadınız ya büyük geçmiş olsun. Herhalde bundan sonra matbaada artık bir temsilci bulundurur böyle ilginç olaylar yaşamazsınız…

Sayın Polat ALPER
, aylardır beklenen Kaan nihayet dünyaya merhaba demiş ve sizi de ikinci erkek babası yapmış. Anneyi ve sizi tebrik eder, minik yavrumuza da sağlıklı, mutlu ve başarılı bir ömür dileriz. 40’ından sonra baba olmak gibisi yoktur değil mi?

Sayın Mehmet SAYDAM, pastırmaları sipariş verdiniz ama yine almaya gitmediniz. Birkaç güne gittiniz gittiniz yoksa müşteriler kapıda kuyrukta bekliyor haberiniz olsun. Umarız 10 kilo pastırmayı tek başınıza tüketmezsiniz…

Sayın Ahmet BENLİ, belediyenin reklamları sadece parti gazetesine gidiyor ve diğer gazete yöneticileri de küplere biniyor. Yerel seçimlerin yakın olduğunu düşünürsek daha adil olmanızda yarar görüyoruz…

Sayın Serdar DENKTAŞ, şu elektrik zammını bir an önce halletseniz de vatandaş da rahatlasa diyoruz. Bir çoğu bin kere ölmektense bir kere ölelim daha iyidir diye düşünmeye başladı haberiniz olsun…

Sayın Ahmet CENNETOĞLU
, bölgenizde partinize bol miktarda üye yapmaya başladınız ama bölgenin partili bakanını da dışladığından şikayetler gelmeye başladı. Böyle devam ederseniz minik çaplı bir krizle karşı karşıya kalabilirsiniz…

Sayın Sibel SİBER,
Meclis’in daha verimli olabilmesi için oturumlarda canlı yayınların kaldırılması öneriliyor. Zira bazı vekiller ekranlarda gözüksün diye konuşmaları uzattıkça uzatıyorlar.

Sayın Zeren MUNGAN, öğretmenlerin hazırlık ödenekleri konusunda elinizi çabuk tutmakta yarar görüyoruz. Zira sendika da artık konuyu gündeme getirmeye başladı. Umarız bu konuda kaynak ayırmışsınızdır…

Sayın Mehmet ERÜLKÜ
, Kalecik’te yaşanan çevre felaketi bir turizmci olarak en fazla sizi etkilemiş diyorlar. Eğer önümüzdeki yılın rezervasyonları iptal edilirse değil dükkan kapatmak ülkeyi terk etmeniz gerekebilir.

Sayın Mehmet ÇAKICI, siyasette vefa olmadığını eğer yeni anladıysanız o zaman siyasette daha çok tecrübesizsiniz demektir. Kazık yemedikten sonra siyasetin kurallarını öğrenmeniz olası değil…

Sayın Turgay AVCI,
tamam artık aktif siyasette değilsiniz ama dostlarınız en azından telefonlara cevap vermenizi bekliyorlar. Sonuçta artık bir hocasınız ve bundan yararlanmak isteyenler olabilir…

Sayın Salahi HOCA
, cezaevi müdürü olarak yaşanan son açlık grevi girişiminde mahkum kim, yönetici kim pek anlaşılmamış. Tamam mahkumlar bir çok konuda haklı olabilirler ama otoritenin sizde olduğunu hiçbir zaman unutmayın olur mu?

Sayın Çelebi ILIK, dün yine Başkent kulislerinde nabız yoklarken görülmüşsünüz. 22 yıllık bir partili ve üç oyla seçim kaybetmiş birisi olarak umarız hak ettiğiniz makam size verilecektir. Aksini düşünmek bile istemiyoruz.



Günün Fıkrası

Kaza


Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam
uçağa binerken kulağında bir
ses:
"-Binme, bu uçak düşecek...
"Dönmüş, bakmış, kimse yok, ama içine de bir...
kurt düşmüş, binmemiş...
İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış:"-
Uçak düştü kurtulan olmadı...
"Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış, tam trene
binecek, aynı ses kulağında;
"-Binme bu trene, raydan çıkacak..."Dönm üş,
bakmış yine kimse yok,
trene binmemiş, gelmiş eve...
Sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş;
"-Tren Eskişehir'de raydan çıktı, şu kadar ölü,
şu kadar yaralı...
"Koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine
o ses;
"-Freni patlayacak..."D önmüş yine kimse yok...
Dayanamamış, bağırmış:
-Sen kimsin yahu?...
"-Ben senin altıncı hissinim..
."Adam iyice kızmış
:"-Ulan evlenirken neredeydin?...
"O ses yine dalgalanarak söylenmiş;
"-Büyük kazalara karışmıyoruz...