UBP’nin misyonu tehlikede!

UBP’nin Cumartesi günü başlayan kurultayında 500 kişi bile yokmuş!
Bu konu büyük bir eleştiri aldı…
Hoş ben de ilk gün gitmedim ama dün sabah oradaydım…
İlk gün 7 aday konuştu ve kurultayın ilk safhası tamamlandı.
Zaten bilmediğimiz bir şey söylemediler, konuştuklarını aylardır basından dinliyoruz, neredeyse ezberledik!
Kurultayda kimsenin davet edilmemesi konusunda şikayet edenler ise haklıdır…
Sanki de oldu bittiye getirilmek istenen bir kurultay havası sezinledik!
Adı partiyle özdeşleşmiş Derviş Eroğlu ve partiye büyük katkıları olanlar elbette davetiye almalıydılar ve orada bulunmalıydılar…
Daha da ötesi gerek Türkiye’den gerekse KKTC’den diğer partilerin de temsilcileri davet edilmeli ve tribünlerde yerlerini alarak UBP’nin şanına şerefine uygun bir kurultay olmalıydı…
Dün sabahın erken saatlerinden itibaren üyeler oy kullanmaya başladı…
Hem içeride hem dışarıda bazı gözlemlerim oldu;
Dışarısı tam bir panayır havasındaydı, kebapçıların dumanları arasında binlerce partilinin kulisleri, dağıtılan kartlar ve istenen destekler…
Çok sayıda parti meclisine aday olan partililer üye olmadığımı ve dolayısıyla oy kullanmayacağımı söylediğim halde elime kartlarını tutuşturdular!
İçimden şunu geçirdim;
“Ha keşke UBP genel seçimlerde de böyle heyecanla çalışsaydı…”
Çünkü bu kurultay, kurultay olmaktan çıkmış genel seçimleri bile aşan bir havaya sokulmuştu…
Kurultay sürecinde 7 adayın da yaptığı açıklamaları dikkatlice izledim;
Aralarında bir kaçının dışında farklı bir açıklama yoktu!
Her bir aday sanki de UBP Genel Başkanlığına değil de Başbakanlığa oynar bir hava içindeydi!
Oysa konu bize göre tamamen UBP’nin misyonunun devam edip etmeme meselesidir ve bunu kimse göremedi!
Hele de öyle kırıcı açıklamalar yapıldı ki bu insanlar kurultay sonrası birbirinin yüzüne nasıl bakacak bilemiyorum!
UBP geçmiş kurultaylar sonrasında çok partiler doğurdu ama bu sefer durum çok farklı!
Eskiden Eroğlu ve karşısındakiler vardı, şimdi durum epey karışık…
Kim kimin karşısında, kim ikili oynuyor, kim kalır kim gider, hatta kim kimi destekliyor bu bile belli değil!
UBP’de genel başkan kim olursa olsun bundan böyle aklını başına almak zorundadır;
Geçen hafta da yazdık, yeni oluşumlar bu kurultay sonucunu beklemektedir!
Kırılıp dökülmeler, kırgınlıklar ve hizipleşmeler ve kopmalar UBP’nin misyonunu hızlandıracak, yeni oluşumların önümü açacaktır!
Ve bazı genel başkanlarının kurultay çalışmalarında yaptığı açıklamalara da yansıyan iktidarda iken iktidarsız görünümü partiyi en fazla yıpratan nedenlerin başında gelmektedir!
Önce parti içende dirilen bir UBP sonra da eski günlerine dönüm iktidarın gerçek iktidar partisi olabilirse belki de sallanan koltuğunu bir süre daha koruyabilir!
 
 
Yine yanlış teşhis!
 
Bundan yaklaşık 10 gün kadar önce;
Mağusa Devlet Hastanesi’nde bir vatandaş kalp krizi geçirir ama ilgili doktor bunu teşhis edemez ve aort yırtılması diyerek hastayı ambulansla Lefkoşa Devlet Hastanesi’ne gönderir.
Sonuç;
Hasta yolda ölür!
Yapılan otopside ölümün kalp krizi olduğu anlaşılır…
Olay kapanmış ya da kapatılmış gibi gözüküyor, ama daha değil!
Ölen öldü kalan sağlar bizimdir diyenler çok yanılıyor…
Çok yakında!
 
 
“Mesaj manyağı olduk!”
 
UBP kurultayının ilk turu artık geride kaldı…
Kimin kazanacağı ya bu sabahın erken saatlerinde belli olacak ya da önümüzdeki hafta yapılacak olun ikinci tur sonunda!
Ama kesin kazanan iki şirket şimdiden belli oldu;
Kuzey Kıbrıs Türkcell ve KKTC Telsim bu seçimlerin gerçek kazananları olarak tarihe geçecek…
Vatandaşın bu konudaki yorumu da şu;
“Resmen mesaj manyağı ettiler bizi”
Doğruya doğru yani…
 
 
“Küçük parti!”
 
UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün kurultaydan iki gün önce bir televizyon kanalında konuşurken satır aralarında ciddi göndermeler yaptı…
İsim vermedi ama DP’yi kastederek ‘küçük bir partinin genel sekreteri ve kadın kollarından birisi kapı kapı geziyorlar’ dedi!
Kastettiği Hasan Taçoy iye Süreyya Gürses’ti!
Ne DP’nin küçük parti olduğuna, ne bu iki DP’linin UBP’nin kurultayı için kapı kapı gezdikleri iddiasına DP kanadından ne bir açıklama ne de tepki geldi!
Hem de Anamuhalefet olan DP ‘küçük parti’ söylemlerini kabul ediyorsa ve susuyorlarsa artık o da kendi bilecekleri bir iş…
 
 
“Ertuğruloğlu Başbakan’a vekalet etmeliydi!”
 
UBP’nin kurultay heyecanı bir yana Başbakan Ömer Kalyoncu’nun rahatsızlığı nedeniyle yerine Maliye Bakanı Birikim Özgür’ün vekalet etmesi UBP’lileri bir hayli kızdırdı!
Bir çok partili, UBP ve CTP’nin iktidar ortağı olduğunu ve bu yüzden Başbakan’a vekalet edecek olan ismin de UBP’den olması gerektiğini düşünüyor…
Hatta UBP’deki isim de belli;
“Ulaştırma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu bu gibi durumlarda kesinlikle Başbakan’a vekalet etmeli…” görüşü hakim…
Konuyu Ertuğruloğlu’na sorduk onun da cevabı enteresandı;
“CTP hiç böyle bir vekaleti bana verir mi?” dedi…