Devletten istifa eden hekim sayısında patlama yaşanırken şimdi de ilgili sendikadan istifalar başladı!
Tıp-İş yönetimini bireysel menfaatler peşinde koşmakla suçlayan Dr.Cansel Öztekiner bu nedenle sendikadadan istifa ettiğini duyurdu.
Devlette çalışan hekimlerin ikinci iş yapmasına karşı olduğunu söyleyen Öztekiner, bunu yerine hekimlerin özlük haklarının iyileştirilmesi gerektiğini ifade etti.
Dr Cansel Öztekiner Tıp-İş'ten istifa etti internetteki yazısı:
“1994 yılından beridir önce Mağusa Devlet Hastanesi, 1998 yılından beridir de Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesinde görev yapmaktayım.
5 yıldan beridir hem Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi hem de BERM (Kronik Hastalıklar Hastanesi)’nde sorumlu Hekim olarak çalışmaktayım.
Tıp-İş Sendikası da bir süre aktif olarak görev yapmış bir hekim olarak her zaman hekimlerin özlük hakları verilerek 2. iş yapmasına karşı duran bir kişiyim.
Bozuk olan sağlık sisteminin düzelmesi için bunun şart olduğuna 23 yıllık bir hekim olarak inanıyorum. İnanmaya da devam edeceğim.
Hekimlerin özlük haklarının düzenlenerek sadece hastanede çalışması bozuk olan sistemin temelinin atılması için şart ve gereklidir.
Şu anki sendika yönetiminin samimiyetine güvenmediğimden ve kitlesel uğraşlar yerine bireysel çıkarlar peşinde koştuğun inandığımdan Tıp-İş sendikasından bugünden itibaren istifa ediyorum…”
Girne Akçiçek’te iki istifa birden!
Girne Akçiçek Devlet Hastanesi çocuk servisinde üç hekim vardı, bu sayı 1’e düştü…
Hastane doktorlarından Hüseyin Tekerek ve Zeynep Cerit devletteki görevlerinden istifa ederek özelde çalışmayı tercih ettiler.
Şu anda hastanede sadece bir çocuk doktoru kaldı!
Bakalım bu önemli eksiklik bakanlık tarafından nasıl doldurulacak?
“Belediye çalışanlarına ev boyatıyor!”
Girne Belediye Başkanı Nidai Güngördü’den bir skandal daha!
Başkan Güngördü, Girne Belediyesi’nde çalışan bir takım işçilere nem de mesai saatlerinde evini boyatmaya başladı!
Bize ulaşan bazı belediye çalışanları ve Güngördü’nün komşuları bu durumu kabul edilemez olarak nitelendiriyorlar!
“Serdar Denktaş cevap versin!”
“Sayın Özadam,
Serdar beye sormak lazım, kaç tane İngiltere’de, Almanya’da, Amerika’da, Avustralya’da 15-20 yıl kalıp ta vatandaşlık bekleyen kişi var!
Serdar Denktaş işine geldiği gibi yorumlama işini bir yana bıraksın…
Söylesin bize kaç tane Kıbrıslı Türk vardır yurt dışında kalıp da 20 yıldır vatandaş olamayan?
Ona bir cevap versin sonra gelsin buradaki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının KKTC vatandaşlık haklarını sorgulasın…”
(İ.E.)
Stopaj indirimi ne olacak?
Geçtiğimiz aylarda dövizdeki yükseliş nedeniyle hükümet Türk Lirası kullanımını desteklemek için bir takım önlemler almıştı.
Bunlardan bir tanesi de gayrimenkulünü kiraya verenlerin TL cinsine yönelmesiydi ve stopaj ücretleri yüzde 10’dan 7’ye düşürülmüştü…
Dövizde bir miktar düşüş yaşandı ama beklenen düzeyde olmadı!
Hükümetin aldığı kararır 15 Ocak’ta biteceğini öğrenen mal sahipleri indirimli tarifenin devam etmesini istiyorlar.
13.5 milyon borç kimin?
G.Mağusa Belediye Başkanı İsmail Arter esnafa ve iş dünyasına olan borçların tamamının ödenmesi için 10 milyon TL kredi almaya kalkınca ortalık kalktı oturdu…
Özellikle CTP’li meclis üyeleri kazan kaldırdı…
Neymiş bu borçlanma belediyeyi batıracakmış!
Arter durumu rakamlarla açıkladı;
Belediye Başkanı olduğu gün önünde 13.5 milyon TL’lik borç vardı ve geçmiş döneme aitti…
Seçimlerden hemen önce dönemin başkanı Oktay Kayalp alacaklı olanlara ileri tarihli yüklü miktarda çek yazarak belediyeyi borçsuz gibi göstermeye kalktı!
Şimdi Arter, eski dönemin borçlarını kapatmak için kredi alacak ama ciddi bir muhalefetle karşı karşıya!
Nasıl bir muhalefet anlayışıysa artık bu!
Tutanakları okuyan yok ki!
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın müzakere masasında sadece Rum meslektaşlarıyla değil içeride kendi insanıyla da başı bir hayli dertte…
Türkiye’nin garantörlüğü konusunda Kıbrıs Türkünün tercümanı oldu diye sol kesim tarafından yerden yere vurulurken, müzakerelerin gidişatı konusunda sağ kesimden darbe üstüne darbe yiyor!
Sağ cenahın şikayeti yeteri kadar bilgi sahibi olamamak…
Oysa müzakere tutanakları hiç gecikmeden Meclis’e sunuluyor ve vekillerin bilgisine getiriliyor…
Onu eleştirenler ise tutanakları okumak yerine gelişmeleri Akıncı’nın ağzından duymak istiyor…
Bu ne tembelliktir yahu!