KIBRIS

Tekin Arhun davasında gergin anlar yaşandı!

Turizm Bakanlığı eski Turizm Planlama Müdürü Turgut Muslu (Sanık 1) ve İş insanı Tekin Arhun’un (Sanık 2) Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülen davasına müdafaanın tanıklarının dinlenmesiyle dün de devam edildi

Avukat Mustafa Asena müdafaanın tanığı olarak dinletildi

Mustafa Asena; Tekin Arhun’un ortağı olduğu C&T Construction şirketiyle Kaskon LTD arasında Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde açılan hukuk davasında (Kaskon alacağı olduğu iddiasıyla davayı açan taraf; 4354/2008 sayılı dava); Tekin Arhun’un avukatlığını üstlenmişti.

C&T Construction, Bafra’daki Atık Su Arıtma projesi için devlet tarafından açılan ihaleyi kazanan yüklenici firma, Turizm Planlama Dairesi projenin İTA amiri, Kaskon ise C&T’nin beton aldığı firmaydı.

O davada 2014 yılında Kaskon tarafından tanık olarak Mahkemeye getirilen Turgut Muslu’nun yanında getirdiği bir evrak Mahkemeye emare olarak sunulmuş. Ardından bu rapor; Kaskon LTD tarafından “sahtelenmiş” olduğu gerekçesiyle o dönem polise şikâyet edilmişti.

Bunun üzerine Arhun ve Muslu; 05.12.2013-13.12.2013 tarihleri arasında, iddia makamınca tespit edilemeyen bir günde; 08.06.2005 tarihli ve 339/2005 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla, “KKTC Bafra Turizm Yatırım Bölgesi Pis Su Artırma ve Kanalizasyon İnşaatı Projesi” için müşavir firma olarak atanan Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne (ODTÜ) bağlı Türkiyeli firma EBİ’nin hazırladığı aylık çalışma raporlarından; 05.06.2006-07.07.2006 dönemine ait raporun bazı sayfalarında sahteleme yapmakla itham edilmişti.

Mustafa Asena’yı ilk olarak savunma avukatlarından Serhan Çınar sorguladı.

Asena: Bu rapor Mahkemede sunulmadan önce bende vardı

Çınar, 1980 yılından bu yana avukatlık yapan ve Kaskon/C&T davasında Tekin Arhun’un avukatı olan Mustafa Asena’ya, o davanın tutanaklarına bakarak, ilgili raporun nasıl emare sunulduğunu sordu.

Asena, tutanakları okudu ve kendisinin Kaskon tarafından tanık olarak Mahkemeye getirilen Turgut Muslu’ya “İlgili rapor yanınızda mı?” diye sorduğunu, spesifik olarak o tarihli raporu (05.06.2006-07.07.2006) istediğini belirtti.

Asena, “Bu rapor zaten benim dosyamda vardı. Davanın kilit noktasıydı. Ben davadan önce bu rapora çalışmıştım” dedi.

Çınar Asena’dan, tutanaklardan sayfa 20’yi okumasını istedi. Asena tutanaklara göre ilgili raporu istediğini ama Turgut Muslu’nun “Yanımda yoktur” dediğini, kendisinin de “Yanındakiler hangisi? Bizde var rapor” dediğini aktardı.

Asena, “Tekin Arhun davayı almamı istediğinde prensip olarak dosyayı görmem gerektiğini söyledim. İlk avukatından dosyayı aldı getirdi. Oradaki müdafaayı ve iddiaları okudum. İlgili rapor da o dosyayla birlikte bana geldi. Başka bir zaman bana bir rapor getirilmedi” dedi.

Asena: Zaten ben bunu sorarken ben de kopyası olduğunu söylüyorum

Savunma avukatı Serhan Çınar, tutanaklardan 22. Sayfanın okunmasını istedi, Asena burada yazılanları da aktardı;

“Ben Haziran raporu var mı diye soruyorum ısrarla, Turgut Bey de Mayıs var diyor. Bir baksın diyorum yanında getirdiği dosyaya. Bakıyor ve Haziran-Temmuz var diyor. Zaten ben bunu sorarken ben de kopyası olduğunu söylüyorum. Bu tarihten sonra başka aylık rapor var mı diye soruyorum, Turgut Bey de ‘Ya benim dosyamda yok ya da başka rapor yapmadılar’ diye cevap veriyor”

Serhan Çınar, tutanakların okunmasına devam edilmesini istedi ve Asena 23. Sayfa tutanaklarını okudu;

Asena: Tekin Bey ‘ara vermeyelim’ dedi

“Ben raporla ilgili ‘resimler var değil mi?’ diye soruyorum. Evet cevabını alınca emare yapılmasını istiyorum. Turgut Muslu da ‘isterseniz yaparım’ diyor. Kaskon avukatı Kemal Mut ise buna itiraz ediyor. ‘Benim tanığımdır, isterse tanığı kendisi getirip emare yaptırsın’ diyor. Bu sırada bir kargaşa oluyor. Mahkeme de daha hızlı gidilmesi ve soruların sorulabilmesi için emare yapılmasını öneriyor. Kemal Bey kabul ediyor, kopyası bize de verilsin diyor ve emare yapılıyor. Bu sırada ben ’10 dakika ara verelim, kopya çekelim’ diyorum. Kemal Mut ‘Tekin Bey vermeyelim diyor’ diye bir şeyler söylüyor. Yani kopyalarını vermeyelim dedi diyor. Ama Tekin Bey orada ‘ara vermeyelim’ diyor. Kemal Bey ısrarla ‘bir şeyler var’ deyince ben de ‘tanığı siz getirdiniz’ diyorum”

Çınar Asena’ya, “Emare yapılırken nasıl yapıldı, kim dedi emare olsun” diye sordu. Asena, “Turgut Bey emare yaptı. Öncesinde Kemal Mut inceledi, sonra da ben inceledim, benim dosyamdakiyle aynı mı diye, karşılaştırdım. Hepimiz tuttuk evrakı. Bendekiyle aynı olduğunu gördüm” dedi.

Asena: Müvekkil benimle didişemez, o mu yönetir davayı?

Kemal Mut’un Tekin Arhun’la ilgili ‘Evrağı vermeyelim’ dedi iddiasını da cevaplayan Asena, “Ben ara verelim istedim kopya çekmek için Tekin de ‘ara vermeyelim’ dedi. Zaten biz istedik emare yapılmasını, nasıl kopyasını vermeyelim diyecek? Kemal Bey Tekin ile benim didiştiğimi falan söylüyor. Müvekkil benimle didişemez, o mu yönetir davayı?” cevabını verdi.

Serhan Çınar, emare verilen evrakla, Asena’nın dosyasındaki evrakın birebir örtüşüp örtüşmediğini sordu, Asena özellikle betonla ilgili kısımları kontrol ettiğini ve birebir uyuştuğunu belirtti.

Çınar, hukuk davasındaki duruşmaların Nisan 2013’de başladığını ve bu evrakın bu tarihten önce Asena’da olup olmadığını sordu, Asena olduğunu söyledi.

Asena: Polis ne gelip ifade aldı ne de parmak izi istedi

Çınar ceza davasının ikinci tahkikat polisi olan Ömer Taşbel’in Mahkemedeki şahadetinde; ‘Mustafa Asena’dan parmak izi istedim, vermeyi reddetti’ iddiasını hatırlattı ve böyle bir şey olup olmadığını sordu.

Asena, “Polis her zamanki gibi yalan söylüyor. Ne gelip ifade aldı ne de parmak izi istedi. Ben zaten Mahkemede ‘kopyası bendedir’ demişim. Neden parmak izi vermeyeyim?” dedi.

Savunma avukatlarından Süleyman Dolmacı da Asena’ya bir soru yöneltti.

Dolmacı, “Yani Turgut Muslu bu evrakı vermeye gönüllü değildi. Soru sorarken de zaten sizde bir kopyası vardı, öyle mi?” diye sordu.

Asena, “Evet vardı. Turgut Muslu vermeye gönüllü değildi, birkaç kez istedim hatta, varlığını da inkâr etmeye çalıştı” dedi.

Savcı Mustafa İldeniz Asena’yı istintak etti

Savunma avukatlarının sorgulaması sonrası Asena’yı davanın Savcısı Mustafa İldeniz istintak etti.

İldeniz Asena’nın hukuk davasına 18.4.2013 tarihinde dahil olduğunu söyledi, Asena tam tarih hatırlamadığını ancak davanın önceki avukatıyla konuştuğunu, Tekin Arhun’un bir borcu olup olmadığını sorduğunu sonra da dosyayı etüt ettiğini belirtti.

İldeniz Tekin Arhun’un her celseyi takip edip etmediğini sordu.

Asena, “Teknik olarak müvekkilin her celsede olmasını isterim. Şahadetlerde benim bilmediğim noktalar olursa söylemesi lazım” dedi.

İldeniz, davanın 154 bin sterlinlik bir dava olduğunu, Turgut Muslu’nun davacının tanığı olarak 3.12.2013 tarihinde Mahkemeye geldiğini. Burada projenin olduğu CD’leri emare olarak sunmak istediğini ve Asena’nın buna itiraz ettiğini ve bu yüzden davanın Muslu gelmek üzere 13.12.2013 tarihine ertelendiğini hatırlattı.

Asena, “Ben tam tarihleri hatırlamıyorum, tutanaklarda ne ise odur” dedi.

Asena: Bu rapor emare olarak sunulmadan 5 ay önce zaten benim dosyamda vardı

İldeniz Asena’ya, “Bu süreçte (3.12.2013 ile 13.12.2013 arasında) Tekin Arhun Turgut Muslu ile irtibat kurdu mu? Bu süreçte olanlardan haberiniz oldu mu?” diye sordu, Asena bunu bilmediğini söyledi.

İldeniz, sahtelendiği ileri sürülen raporun 5 Aralık tarihinde incelenmek üzere Muslu tarafından Arhun’a verildiğini iddia etti, Asena bunu da bilemeyeceğini belirtti.

İldeniz’in, “Ben iddia ederim ki; bu rapor Tekin Arhun tarafından sahtelendi” demesi üzerine Asena, “Bu rapor emare olarak sunulmadan 5 ay önce zaten benim dosyamda vardı, Mahkemede de karşılaştırdım, bilgiler uyuşuyordu. 5 ay önce sahtelenip bana getirildiyse bilemem” dedi.

İldeniz bir kez daha, “Ben iddia ederim ki; sahtelendi ve size sahtelenmiş olanın kopyası verildi” dedi.

Asena bunun üzerine, “Ben dava dosyasını aldıktan sonra bana ekstra bir dosya gelmedi” dedi.

“Ben neyi, ne zaman, kime, nasıl soracağımı bilirim. Sen bana bu soruyu soramazsın”

İldeniz Asena’ya, “Madem bu rapor emare olarak sunulmadan önce sizde vardı; EBİ sorumlusu Fahri Kaya 10.5.2013 tarihinde Mahkemeye şahadet vermeye geldiğinde ona niye sormadınız bunu?” diye sordu.

Asena, “Avukatlık bir sanattır. EBİ ve Tekin Arhun’un eski ortağı Cafer Gürcafer Mahkemeye geldi. İkisi de Tekin’e düşmandı. Ben neyi, ne zaman, kime, nasıl soracağımı bilirim. Sen bana bu soruyu soramazsın. Ben bu soruyu sormak için tarafsız bir tanık bekledim. Turgut Muslu da devlet tarafından gelen tarafsız tanıktı. Neyi ne zaman kime soracağım benim bileceğim iştir” dedi.

İldeniz tekrar, “Eğer bu rapor bu kadar önemliyse; 20. Tanığa kadar neden bununla ilgili tek soru sormadınız?” diye sordu.

“Bir avukat karşı tarafın tanığına müdahale edemez. Savcılık olarak siz yaparsınız ama avukat yapmaz”

Asena da “Davanın konusu 20. Tanığa kadar ve sonrasında da hep bu rapor değildi. Birçok konu vardı. Bu raporu sormamı gerektiren bir şey yoktu. Bir konuyu zamanı geldiğinde ortaya koymazsan, zamanından önce koyarsan, o konunun yalancı tanığı gelir karşına. Savcılık bunu çok yaptı, tecrübem var. Zaten Fahri Kaya’ya istintakta sorulması gerekenler soruldu, lehimize şahadet verdi” dedi.

İldeniz Asena’ya, bir avukat olarak EBİ ve Fahri Kaya ile hiç iletişim kurup kurmadığını sordu, Asena bunun etik dışı olduğunu belirtti ve “Bir avukat karşı tarafın tanığına müdahale edemez. Savcılık olarak siz yaparsınız ama avukat yapmaz” dedi.

Sacı Mustafa İldeniz bu kez de “Neren biliyordunuz tanık geleceğini de bu raporla ilgili soruyu beklettiniz?” diye sordu.

Asena, “EBİ’ye ait evraklar vardı dosyada. Tabi ki biliyordum. Sen farazi konuşuyorsun. Benim dosyamda sadece o evrak da değil birçok evrak vardı, hak ediş örnekleri de vardı. Benim elimdeki dosyayı sen bilemezsin” dedi.

İldeniz, “Madem sizin dosyanızda vardı, Tekin Bey neden Turgut Muslu’dan gidip aldı?” diye sordu.

Mahkemede gergin anlar yaşandı

Asena, “Şayet aldı ve sahteledi ve bana getirdiyse ve polis burada bir komplo kurmadıysa, polis gelip benim dosyama el koyardı, ifademi alırdı, işlem yapardı. Ben zaten zabıtlarda da sabit olarak; Mahkemede ‘Bu evrak bende var’ diyorum. Neden gelip benden almadı polis?” diye cevap verdi.

Bu sırada Savcı İldeniz sesini yükseltti ve Asena’ya “Yalan söylüyorsun” dedi. Mahkemede gergin bir hava esti, Ağır Ceza Heyeti Başkanı bu ifadeye tepki gösterdi, Asena’nın uzun yıllardır avukatlık mesleğini icra eden biri olduğunu söyleyerek, İldeniz’in ifadelerine dikkat etmesini istedi.

Asena da “Elmas yere düşmekle değer kaybetmez. İstediğini söylesin” dedi.

Duruşmaya ara verildi: “Sen haddini aştın”

Polisin kendisinden parmak izi istediğini ve Asena’nın bunu vermeyi reddettiğini iddia eden İldeniz, tahkikat polisi Ömer Taşbel’in bunları söylerken yeminli şahadet verdiğini belirtti ve Asena’ya, “Senin gibi yeminsiz konuşmadı” diye çıkıştı.

Asena ise “Sen haddini aştın. Yeminli şahadet veren polis yalan söylüyorsa o münafıktır. Tanrı’ya inanıyor, Kur’ana el basıyor ama cehenneme gitme pahasına yalan söylüyor. Bu polisler Tekin Arhun’a komplo kurdular. Ne gelmesi alsın parmak izimi? Ben de tuttum evrakı Kemal Mut da tuttu. Zabıtlarda var her şey. Neden vermeyeyim parmak izi?” diye cevap verdi.

Mahkeme Başkanı bir kez daha duruma müdahale etti, duruşmaya yarım saat ara verdi ve tarafların ses tonunu ve ifadelerini ayarlamaması durumunda duruşmaya devam etmeyeceğini belirtti.

“Sen bu davayı bu rapora (emare 3) indirgemeye çalışıyorsun, dava bu rapordan ibaret olsaydı davayı zaten kazanırdık ama kaybettik”

Aradan sonra Mustafa İldeniz’in Mustafa Asena’yı istintakı devam etti. İldeniz Asena’ya, “Polis neden komplo kursun?” diye sordu.

Asena kendisinden parmak izi alınmadığını, dosyasındaki kopyanın da istenmediğini belirtti.

Bunun üzerine İldeniz, polis Ömer Taşbel’in Asena’nın imtiyazlı olduğunu düşündüğü için bunları yapmadığını belirtti.

Asena, “Tahkikat yapılırken imtiyaz yoktur. Hele de ben suça asla alet olmam. Kaç kere de kaç olayda polise yardımcı oldum. Ki ben şu andaki davanın avukatı da değilim. Sen bu davayı bu rapora (emare 3) indirgemeye çalışıyorsun ama o hukuk davası bu rapordan ibaret değil. Davanın yüzde 1’i bile değil. Ki, onunla ilgili olsaydı davayı zaten kazanırdık ama kaybettik” dedi.

İldeniz Asena’nın neden özellikle Haziran-Temmuz dönemine ait olan faaliyet raporunu istediğini sordu.

Asena, “Bu davanın bir bölümüdür o. Davanın tamamı başka bir şeydir. Bu rapor ve hak edişler 3 kopya alınır. Biri daireye biri şirkete verilir. Sen iki kopya hazırlanır diyorsun. Ama en az 3 tane var. Bizde kopya olması da çok normaldir” dedi.

“Ben adaleti yanıltmam”

İldeniz, EBİ sorumlusu Fahri Kaya’nın “Ben şirkete yollamam” diye şahadet verdiğini söyleyince Asena, “Bu doğala aykırıdır. Ben şirket olarak hakkımda hazırlanan faaliyet raporunu nasıl göremem? Belki itiraz edeceğim. Ne iş yaptığımdan benim nasıl haberim olmaz?” diye cevap verdi.

Savcı Mustafa İldeniz Asena’nın, emare 1 (orijinal olduğu söylenen) ve emare 3’e (sahtelendiği ileri sürülen) bakmasını ve iki rapor arasındaki farklılıkları söylemesini istedi.

Asena, bu farklılıkları saydı. (Birinde ‘Betonerme işleri tamamlandı’ yazıyor diğerinde yazmıyor, vs.)

Bunun üzerine İldeniz “Siz adaleti yanılttınız” diye bir kez daha Asena’ya çıkıştı, Mahkeme Başkanı bir kez daha uyardı, Asena ise “Ben adaleti yanıltmam. Ama bu adalet ne kadar yanılmış ki biz o davayı kaybettik” dedi.

“Bu iddia saçma bir iddiadır. Bizim zaten Mahkemeye verecek bir şeyimiz yoktu”

İldeniz tutanaklara göre Kaskon avukatı Kemal Mut’un, “Madem emare oluyor, bize de bir kopya verin” dediğini ancak Tekin Arhun’un “Sakın vermeyin” dediğini iddia etti.

Asena, “Bu iddia saçma bir iddiadır. Bizim zaten Mahkemeye verecek bir şeyimiz yoktu. Turgut Muslu verecekti, kopyaları da Mahkeme verecekti. Tekin beyin ‘vermeyin’ demesi ne anlama gelir ki? Ben o sırada kopya çekmek için ‘5 dk ara verelim’ dedim, Tekin de ‘ara vermeyelim’ dedi. Mahkemede bu kadar saçma iddia olabilir mi? Zaten kopyayı benim çekmek istememin sebebi bellidir. Kim çekerse parayı o öder. O yüzden Mahkeme bu görevi taraflardan birine verir. Odacı gider çeker ama parasını biz öderiz” dedi.

“Benim irademde mi Mahkemenin dediği şeyi verip vermemek?”

İldeniz, “Kemal Mut’un görmediği ve duymadığı bir şeyi gördüm ve duydum diyerek Mahkemeye serzenişte bulunmasına bir sebep var mı?” diye sordu.

Asena, “Kemal Bey ‘vermeyin’ kelimesini duyduysa duydu. Ben de diyorum ki ‘ara vermeyelim’ dedi. Benim elimde belge yok, yani vereceğim bir şey yok zaten. Belge Mahkemenin tasarrufunda o sırada. Kemal Beyin kuruntusu olabilir. Nasıl vermeyeceğiz biz Allah aşkına. Benim irademde mi Mahkemenin dediği şeyi verip vermemek?” dedi.

“Kusura bakmayın ama anlamıyorsunuz. İlla başka cevap istiyorsunuz”

İldeniz’in ısrar etmesi ve “Avukat Kemal Bey sıcağı sıcağına söyledi bunu” demesi üzerine Asena, “Kusura bakmayın ama anlamıyorsunuz. Bu Kemal beyin kuruntusudur diyorum. İlla başka cevap istiyorsan; o zaman Kemal Bey de polis komplosunun içinde midir? Sen Savısın, gereğini yap” dedi

İldeniz Tekin Arhun’un, Kemal Bey 6. Raporu sorduğunda ‘bizde yok’ dediğini hatırlattı, Asena 6. Sporun hak ediş olduğunu, hak edişlerin numaralı, faaliyet raporlarının ise dönemsel olduğunu belirtti.

İldeniz bir kaz daha “İki sanık organize oldu, Tekin Arhun da Turgut Muslu’yu tembihledi” dedi. Asena bunun üzerine, “Bilmediğim soruları bana 15-20 defadır soruyorsun. O zaman ikisine de komplo kuruldu” dedi.

Çokbilen: Kaskon’un Tekjen’e iki ayrı borcu var

Asena’dan sonra savunma bir tanık daha dinletti. Tekin Arhun’un sahibi olduğu Tekjen Finans direktörü Tuğşen Çokbilen şahadet verdi.

Çok bilen, 6.5.2022 tarihinde kurulan Tekjen Finans’ın 2021 yılında Kıbrıs Kapital Finans olarak adının değiştiğini, son olarak da Kıbrıs Kapital Trading olduğunu belirtti.

Tekjen’e ait telefon hatlarından 0533 854 .. .. numaralı hattı Tekin Arhun’un kullandığını çünkü GSM operatörünün toplu hat alımlarından birçok avantaj sağladığını, bunun için şirket hattı olan bir numarayı Tekin Beyin kullandığını belirtti.

Çokbilen, Tekin Arhun’un odasında bilgisayar olmadığını, evinde de kendisinin kullandığı bir bilgisayar bulunmadığını, yazıcı kullanmayı bilmediğini ve randevularını da kendisinin aldığını, asistanlığını ya da sekreterliğini yapan birinin hiçbir zaman olmadığını anlattı.

Tekjen ile Kaskon şirketi arasında geçen iki ayrı davanın hükümlerini Mahkemeye emare olarak sunan Çokbilen, Kaskon’un Tekjen’e olan borçlarının taksitlendirildiğini ve ödemelere de devam edildiğini belirtti.

3 milyon 905 bin TL ve 570 bin sterlin

Bir dava hükmüne göre Kaskon’un3 milyon 591 bin TL’lik borcunun faizlerle birlikte 3 milyon 905 bin TL olduğunu, yine hükme göre 579 bin sterlinlik borcun şu anki güncel durumunun da 570 bin sterlin olduğunu anlattı.

Savcı Mustafa İldeniz Çokbilen’i istintak etmedi.

Bu tanıktan sonra savunma avukatı Serhan Çınar, Mahkemede “tanıtma” olarak bulunan birçok belgeyi emare kaydettirdi (hak ediş raporlar, polisin iş cetvelini, ifadelerini, vs)

Çınar bir tanığı daha olacağını ve hitaplar için de bir güne ihtiyaç olduğunu belirterek Mahkemeden iki gün talep etti, İldeniz buna karşı çıkmadı.

Dava, tanık dinletilmesi ve hitapların yapılması için 25 ve 26 Haziran tarihlerine ertelendi.

(Kamalı Haber)