Birlikten yapılan yazılı açıklamada, Reçete Soruşturması çerçevesinde yetkililer tarafından 465 eczacıyı zan altında bırakan demeçler verildiği ve verilmeye de devam edildiği kaydedildi.
Açıklamada, Hasan Hastürer’in programına konuk olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu’nun 90 yaşındaki bir adama doğum kontrol ilacı yazıldığını belirtmesinin ardından kamuoyunu bilgilendirmek ve eczacıları daha fazla zan altında bırakmamak adına açıklama yapmak durumunda kalındığı aktarıldı.
Sosyal Sigortalar Dairesi tarafından ödenen ilaçlar arasında doğum kontrol ilacının bulunmadığına işaret edilen açıklamada, bakanın bahse konu demecinin ardından akıllara birçok soru geldiği kaydedildi. Açıklama, şöyle devam etti:
“Dile getirilen söylem doğru ise, Sosyal Sigortalar Dairesi ilaç listesi kapsamında böyle bir ilaç olmamasına rağmen, nasıl olur da reçeteye doğum kontrol ilacı yazıldı? Eğer böyle bir ilaç yazılmış ise 3 sene boyunca ilgili reçete ve/veya reçeteler Sosyal Sigortalar Dairesi tarafından neden ve nasıl onaylanarak eczacılara ödemeler yapıldı? Böylesine bariz bir husus var ise de, Sosyal Sigortalar Dairesi bu reçeteyi yazan hekimi ve ilacı veren eczacıyı 3 sene boyunca neden sorgulamadı?”
-“Sosyal Sigortalar Dairesi de denetlensin”
Eczacılık camiasının artık yorulduğu ve yıprandığı vurgulanan açıklamada, “Bahsedilen durum gerçek ise, Sosyal Sigortalar Dairesi tarafından ödemesi ve onayı yapılan reçeteler ile ilgili Ombudsmana tarafımızca yapılan ‘Sosyal Sigortalar Dairesi de denetlensin’ başvurumuzun bir kez daha ne denli doğru bir talep olduğunu görmüş bulunmaktayız.” denildi.
Aynı programda Bakan Gardiyanoğlu’nun “yalnızca 40 eczane soruşturuldu” beyanında bulunduğunun da aktarıldığı açıklamada, ilgili tahkikatta polisin 8 aydır Sosyal Sigorta Sözleşmesi bulunan ada geneli 292 eczanenin titizlikle soruşturulduğu savunuldu.
Açıklama şöyle devam etti:
“Bizler bu saatten sonra kimsenin geri adım atmasını talep etmediğimiz gibi, bizlerin de geri adım atmayarak mesleki onurumuzu ömrümüzün sonuna dek yaşatacağımızı dile getiririz. Lütfen artık mesleğimiz ile ilgili konuları bizlere bırakın.
Tahkikatın devam ettiği böylesine hassas bir süreçte polisimizin görevini yerine getirmesini ve tahkikatı en erken zamanda, en sağlıklı şekilde tamamlanmasını hep birlikte bekleyelim. Gelin artık bu ülkede masumiyet karinesi denilen olgunun da anlamına varalım. Bu ülkenin sağlık sistemine hayatını adamış insanları hedef göstermek yerine güzelim ülkemizi gerçek anlamda altını kazıyıp geleceğimizi çalan gerçek ‘sahteciliklere’ bakalım. Son olarak, bizler Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği olarak içerisinden geçtiğimiz ve mesleğimiz ile alakalı her gün yeni bir kaosla karşı karşıya kaldığımız bu günlerde üyelerimiz ile kol kola ülke sağlık sistemini daha da ileriye götürmek için mesleki mücadelemize devam edeceğimizi belirtmek isteriz. İlaç sadece bizim işimiz ve bırakın artık işimizi yapalım.”
