Çünkü göreve geldiği gün yaptığı ilk açıklamada bile belki de bir çok erkekten bile cesur olduğunu ortaya koymuş, hamaset edebiyatından daha ziyade yargının eksik tüm yanlarını deşifre etmişti!
İyi de şimdiye kadar tüm olumsuzluklar masaya yatırıldı da ne oldu…
Hangi iyileştirmeler yapıldı!
Yapılamadı, belki de bilakis yapılamadı…
Her ne kadar ülke insanının en güvenilir kurumları arasında hep listenin en üstünde olsa da, belki de siyasiler erklerini burada da sürdürmek için bu fırsatı onlara vermek istemiyordu!
…
Sayın Şefik’in de söylediği gibi…
Birçok konuda mahkemelerin aldığı kararlar bu ülkede uygulamaya sokulmuyor!
Onca özverilerle alınan kararlar uygulamaya sokulmuyorsa bunun tek nedeni vardır o da siyasetin elinin hala yargının içinde olduğudur…
Elbette burada çürük elmalarla çürük olmayanları çok iyi ayır etmek gerek!
Her kurumda olduğu gibi yargıda da sırtını siyasilere ya da bir takım iş çevrelerine dayayanlar ki bunların çoğu bilinmektedir zor şartlarda ayakta kalmaya çalışan yargı sistemi içindeki istenmeyen insanlar olduğu halde siyasilerden aldıkları güçle yerlerini hep koruma altına almışlardır!
…
Şefik’in mahkeme kararlarının ihlal edilmesini örnek gösterirken isim vererek de açıklama yapması belki de tarihte bir ilk teşkil etmektedir…
Örneğin Girne Üniversitesi’nin adının yasal olmadığı halde kullanılması konusunda!
Bu işletmenin sahibinin yıllar önce yargı içinden bazılarını özel uçağı ile yurt dışına götürdüğü bilinirken kimse bunu soruşturmamış, yasal olup olmadığını yargılamamıştır…
Bazı oteller konusunda yaptığı açıklamanın ardında yatan gerçek ise onların bizim siyasilerle iç içe olması, istediği kararları meclisten geçirmeleri, sonuçta siyasileri kullanarak haksız rant elde ettiklerini bilmeyen mi vardır sanki…
Karpaz’daki yıkılan kaçak bungolowlar da dönenim siyasileri tarafından işletme sahiplerine peşkeş çekilen arazilere yapılmış ve burada yasalar göz ardı edilmiştir!
…
Sayın Şefik aslında dünkü açıklamasında kamuoyundan daha ziyade gelmiş geçmiş tüm hükümetlere mesaj vermek istemiştir…
Sitemlerinde de yerden göğe kadar haklıdır!
Bu ülkede devlet kurumlarında çalışan hizmetliler bile fazla çalıştıkları zaman ek mesai alırken hukuk çalışanlarına bu hakların verilmemesi bile siyasilerin yargıya vermedikleri gerçeği gözler önüne sermektedir…
Yargıda da, poliste ve devletin hemen her kurumunda da siyasiler hep ön planda olup, nüfuzlarını kullandıkları sürece kokuşmuşluk sona ermez ve en gözde kurumlarımız bile gün olur halkın gözünden düşüp güvenilir olmaktan dışarı çıkarlar!
Şefik’in serzenişleri ne kadar dikkate alınır bilemeyiz…
Ama en azından bir başlangıç için umutluyuz!
Özellikle yargının güçlenmesi, tamamen tarafsız olması için başta medya olmak üzere herkese büyük sorumluluklar düşmektedir…
“Her gün onlarca dava dosyası kayboluyor!”
“Hukuk fakülteleri (İstisnalar hariç) avukatlık öğretmeyen “avukat okulu” durumuna geldi.
Bu küçücük ülkede kayıtlı avukat sayısı 1000'i çoktan aştı.
Her ailede 4-5 avukatın olması bile az görülmeye başlandı.
"İşçi avukatlık” uygulaması çığ gibi büyüdü.
Meslek “Bağımsızlık” niteliğini kaybetti.
"Zorunlu Avukatlık” halen yok ancak karakolda işkence, dayak gırla devam.
Avukatları yargı erkinin bir parçası olarak görmeyen anlayış yaygınlaşıp pekişti.
Fosilleşmiş Avukatlar Yasası’na hiç el atılmadı.
Meslek kalitesi ve standartları yerlerde sürünmesine rağmen zorunluluk ve müeyyide kriterlerine haiz bir “Ücret Tarifesi” bile halen yok.
Gerçekleşen Anayasa Referandumu hakkında en fazla söz söylemesi ve tavır alması gereken Barolar'dan tek bir ses çıkmadı.
“Tutuklular” ile yapılacak avukat görüşmesi polis çavuşunun inisiyatifinden çıkamadı.
Taşınmaz Mal Komisyonu’nda avukatlık İşi emlakçıların eline teslim edildi.
Noter olmadıkları halde “tasdik memurları” mahkemeye çıkma hariç neredeyse her türlü hukuki işlemi serbestçe yapabilmektedir.
Kapasitesi düşük ve teknolojiden uzak salonlardaki sıralarda avukatlar/stajyerler yılan gibi kıvrılarak yargıç önüne çıkmak durumunda kalmaktadır.
Sanki günlük bir işmiş gibi her gün onlarca dava dosyası kaybolmaktadır.
Somut kriterler, puanlama sistemi ve yarışma ortamı olmadan Yargıç ve Savcı/Savcı Yardımcısı alımları yapılmaya devam etmektedir.
Mahkeme kararlarının icra edilememesi normal, ediliyorsa anormal bir durum oluştu.
Açılan davaların neredeyse yarısı tebliğ edilemeyip iptal olmaktadır.
Sanki de T.C’nin bir alt yönetimi veya onun bir şubesi olduğunu kabul edercesine sadece Türkiye’de kutlanan 5 Nisan Avukatlar Gününü herhangi bir genel kurul kararı olmadan Kıbrıs Türk Barolar Birliği de otomatik olarak uygulamaya koydu.
Bir de meraktan sorayım, bugüne değin Adliye Kurulu'nda avukatların sorunlarını gidermeye yönelik kaç toplantı yapıldı?”
(Avukat Barış MAMALI)
Eli kelepçeli resimler!
Lefkoşa’da iki kuyumcunun soyulmasından sonra basında haberler…
Fotoğrafta eli kelepçeli bir adam suçlu ilan edildi!
Elleri kelepçeli boy boy fotoğraflar…
Neymiş kuyumcuları soyan iki kardeş yakalanmış!
Toplum olarak kellelerini aldık hemen…
Sonra başka bir haber…
Bunlar suçlu değilmiş!
İkisi de serbest bırakılmış…
Onların yaşadığı iki günü kimse düşündü mü!
Bu konuda polise ve özellikle de medyaya büyük sorumluluklar düşüyor…
Günahsız insanları anında yargılayıp, yayın yapıyor ve buna da gazetecilik diyoruz!
MESAJ KUTUSU
Sayın Ersan SANER, yeni makam aracınızdaki makam plakasında aracın alındığı şirketin reklamının bulunması görenleri epey çileden çıkardı diye duyduk. Bir an önce o yazıyı sildirin deriz zira daha unutulmadı!
…
Sayın Serdar DENKTAŞ, dün bazı öğretmen arkadaşlar aradı hazırlık ödenekleri konusunda hiçbir kımıldama olmadığından şikayet ettiler. En azından ilk taksitinin ödenmesi okulların açıldığı bugünlerde iyi olur diyorlar!
…
Sayın Narin Ferdi ŞEFİK, dünkü açıklamalarınız gayet yerinde ve isabetli idi ama bir de eksi başkanların özel uçaklarla Avrupa’ya ziyaret gerçekleştirdiklerini açıklasaydınız dört dörtlük bir açıklama olacaktı. Yine de buna şükür diyoruz!
…
Sayın Suat GÜNSEL, sizin ilk ve ortaokullardaki öğrencilerde kıyafet değişikliğine gitmeniz velilerin büyük tepkisine neden oldu. Hem maddi açıdan epey zorlanırlarken hem de bu değişikliğin nedenini bir türlü anlayamamışlar!
…
Sayın Hüseyin Çavuş KELLE, siz dört gözle Türkiye’den gelecek olan 50 Milyon TL’yi beklerken Maliye Bakanı’nın kuraklık için bütçede para olmamasının açıklamasını nasıl yorumluyorsunuz! Bir araştırın deriz!
…
Sayın Mustafa AKINCI, Rum basını yine ambargoları deldi ve müzakerelerdeki bütün gelişmeleri oradan öğrenmeye başladık. Bu konuda ya refikinizi uyarın ya da artık siz de Kıbrıs Türk basınını bilgilendirin deriz!
…
Sayın Faiz SUCUOĞLU, Mağusa Devlet Hastanesi’ndeki yolsuzluk dosyası nihayet sonuçlanarak savcılıktan polise gönderildi. Bundan sonra top sizde yolsuzluk yapan arkadaşı hemen bugün görevden almanız bekleniyor!
…
Sayın Ali Özmen SAFA, muhterem kardeşinizin zamansız vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet size ve aileye sabır ve başsağlığı dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin!
…
Sayın Fevzi TANPINAR, dün akşam üzeri Yenikent bölgesinde satın almak için ev bakarken görülmüşsünüz. Yatırım olarak en iyisi gayrimenkul sahibi olmak değil mi! Hele de Türk toprağı olunca doğru karar verdiniz deriz, hayırlı uğurlu olsun…
…
Sayın Ahmet HÜDAOĞLU, değiştirilen Girne Emirnamesi konusunda KTMMOB olarak biraz geç kalmış açıklamalar yapmadınız mı! Atı alan Üsküdar’ı geçti ve kurbanlıklar çoktan kesildi bile! Daha hızlı ve uyanık olmak durumundasınız!
…
Sayın Ahmet SENNAROĞLU, ‘karavanını kap da gel’ sloganı epey ses getirmiş olmalı ki yerlerin şimdiden dolduğunu öğrendik. Bu arada karavanı olmayan bazı arkadaşlar mesaj göndermiş onlar için de bir formül üretmenizi bekliyorlar…
…
Sayın Ali BATURAY, Akıncı’nın TV programı konusunda yazılıp çizilenlere çok kafa yormayın deriz. Elbette Cumhurbaşkanını boğazlayacak haliniz yoktu! Referandum öncesi böyle eleştirilere hazır olmalısınız, sizi bilen bilir ama değil mi!
…
Sayın Kutlu EVREN, bayram tatilinde sizi telefonla arayan dostlarınıza genelde başka kişiler cevap vermiş ve geri dönüş de yapmamışsınız! İnsan bayram günü vatandaşıyla bayramlaşmaktan hiç çekinir mi! Bir daha olmasın diyorlar bilesiniz…
…
Sayın Ersin TATAR, müzakerelerde tutanaklara geçen konuşmaları en ince ayrıntılarına kadar okuduğunuzu memnuniyetle öğrendik. Çok da fazla yol gidilmediği yönünde yorumlar yapıyormuşsunuz, kamuoyuyla paylaşmaya ne dersiniz!
…
Sayın Murat KANATLI, Değirmenlik bölgesine meteor düşme mesajınızı bazı meslektaşlar yanlış anladı ve bunu haber nitelikli kullandı. Oysa vermek istediğiniz mesaj çok ayrıydı değil mi! Maalesef çok yakında Lefkoşa’dan Girne denizini görecek noktaya doğru ilerliyoruz!
…
Sayın Alihan PEHLİVAN, bayram tatilinde Yalova’da kurban satışlarının epey iyi gittiğini ve adaya cebiniz dolu döndüğünü öğrendik. Paraları bankaya mı yatıracaksınız yoksa araziye mi! Birkaç kere düşünün deriz!