Sapla saman yine karıştı…

Ülkenin tek Adli Tıp Uzmanı Dr. İdris Deniz’in şu tespiti çok önemli;
“Ölen bebeğin alkolden öldüğü bulgusuna henüz ulaşılmadı”
Tabi ki ilk görüş bu, ileri tetkik sonucunda ortaya ne çıkacağı belli değil…
Peki hekimlerin ortak görüşü neydi;
Hemşire hatasıyla bebek yaşamını yitirdi!
Peki hemşirelerin iddiası ne?
Bebeğe takılan solunum cihazından verilen oksijen olması gereken dozun üzerinde olduğu için ciğerleri patladı ve yaşamını yitirdi…
Tamamen uç görüşler yani!
Hekimler hemşireleri, hemşireler de hekimleri suçluyorlar…
Tabi ki her iki kesim de meslektaşlarına sahip çıkmaya çalışıyorlar!

Mihriban bebeğin ölümü nedeniyle şu anda yaşanan, hekim-hemşire kavgasından başka bir şey değildir…
Eğer bu konudaki tartışmalar devam ederse yaşanılan kaos ortamı daha da büyüyecek, bundan da sağlık sistemi olumsuz etkilenecektir!
Oysa herkes bilmektedir ki, hekim ve hemşireler bir bütündür…
Her vakada birbirlerini tamamlarlar!
İlgili bakan arkadaş geçtiğimiz günlerde iki örgüt temsilcileri ile bir toplantı yapmış ama uzlaşma sağlanamamıştır…
Burada biraz da yönetim boşluğu görüyoruz!
Peki ne yapılmalıdır?
Bebek ölümü ile ilgili konuşma ve açıklama yapma yasağı getirilmelidir…
Sonuçta gerçeği ileri tetkik otopsi sonuçları ortaya çıkaracaktır, bizim de buna saygı duymaktan başka çaremiz yoktur!
Bu arada bakanlık yetkilileri tek uzman olan Deniz’in yanına başka bir uzman atamamıştır ya, bu bile yılların kangren haline gelen büyük bir sorun teşkil etmektedir…

Bebekleri ölen ya da ölme riski geçiren ailelerin yaşadıkları dramı ancak onlar bilir…
Biz de elbette üzülür, lanet okuruz ama ana ve babaların durumu çok daha farklı!
Bir de görülmeyen, duyulmayan dram yaşayan aileler var…
Şu anda soruşturma kapsamında tutuklu olan hemşireler!
Eşleri, çocukları ve tüm aileleri…
Küçük çocuklar babalarına soruyor;
Benim annem bebek mi öldürdü diye!
Nasıl bir ruh halinde oldukları ortada…
Ama bunu biz anlayamayız çünkü ateş sadece düştüğü yeri yakar!
Bizim yaptığımız sadece lafazanlık…
Hekimiyle, hemşiresi, siyasiyle ve elbette medyasıyla lafazanlıktan başka bir şey yapmıyoruz!
Sapla samanı tamamen karıştırmış durumdayız…

Bu süreçte çok sağlıksız bir ortamın içinde debelenip gidiyoruz!
Karanlık bir tünelin içindeyiz, hepsi o kadar…
Bakan ve başhekimin istifası isteniyor!
Sanki de istifa ederlerse olay çözülecekmiş gibi…
Yok böyle bir şey!
Aksine işlerinin başında kalıp olayın çözülmesi büyük bir role sahipler…
Bu arada başhekim Dr. Erol Uçaner de topun ucuna konuldu!
Fazlasıyla çok şey bildiğinden de eminiz…
Kendisiyle de yüz yüze konuşup niye açıklama yapmadığı yönündeki suçlamaları sorduk!
Kesinlikle konuşmayacağını net bir şekilde söyledi…
Ama şunu da ekledi;
Polis çağırsın beni bildiğim her şeyi anlatayım dedi!
Tabi ki soru şimdi şudur;
Sahi polis şimdiye kadar kendisinden niye tek bir kelime olsun ifade almadı?
Ben hazırım diyor, neyi bekliyorsunuz o zaman!
Sapla samanı ayırman için hayli yararlı olabilir…


MESAJ KUTUSU

Sayın Dursun OĞUZ, Yayla Sulama Birliğinden yaşanan bir takım usulsüzlükler ayyuka çıkınca görevini suistimal edenler için büyük bir operasyon başlatma girişiminde bulunacağınızı memnuniyetle öğrendik. Bazılarının elleri kelepçeli olarak yakında mahkeme koridorlarında görüleceği konuşuluyor…

Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, İskele’de meydana gelen ölümlü iş kazasında en tepedeki yöneticilerin niye tutuklanmadığı konusunda özellikle bölge halkından tepki mesajları gelmeye başladı. Adaletin yerini bulması açısından vatandaş hassasiyet göstermeye başladı haberiniz olsun…

Sayın Zorlu TÖRE, fazlasıyla tartışmalı geçen meclis başkanlığı seçimlerinden rahatsız olduğunuz için gelecek yıl yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmaya karar verdiğinizi bunu da yakınlarınızla paylaşmaya başladığınız konuşuluyor, hadi bakalım hayırlara vesile olsun…

Sayın İdris DENİZ, bebek ölümü tüm halkı derinden sarsarken olayın sağlıklı çözümü şimdi sizin vereceğiniz kararla aydınlığa kavuşacağından özellikle bu süreçte açıklama yapmaktan kaçınmanız öneriliyor. Zira yaptığınız açıklamalar her kesim tarafından yanlış yorumlara neden oluyor.

Sayın Hakan DİNÇYÜREK, bebek ölümü konusunda tarafları bir masa etrafında toplayıp uzlaşma çabalarında ne yazık ki çok da başarılı olamadığınız iddia edilmeye başlandı. Onun içindir adli tıp raporu sonucunu beklemeniz en doğrusu olacaktır, taraflar biraz daha birbirine girecek gibi gözüküyorlar…

Sayın İsmail ARTER, olası bir erken genel seçim ihtimaline karşı DP Mağusa İlçe Başkanı olarak bir takım çalışmalar başlattığınızı duyduk. Bu arada genel başkanınızın bu kez Lefkoşa’dan aday olma ihtimali bulunduğu da ifade ediliyor…

Sayın Selma EYLEM, başbakanlık önünde gerçekleştirdiğiniz eyleme çok az sayıda üyeniz katılım sağlayınca bir takım tartışmalar yaşandı diye duyduk. Hükümeti istifaya çağırdığınız etkinliklerin çok daha üye ile yapılması gerektiği konusunda mesajlarınız geliyor, haberiniz olsun istedik…

Sayın Emirali TATLIGİL, mekanınıza dalan aracın hem sizi hem de müşterilerinizi ölüm ile burun buruna getirdiğini üzülerek öğrendik, büyük geçmiş olsun. Demek ki artık siz de güvenlik önlemlerini artırmanız gerektiği yönünde mesajlarınız geliyor…

Sayın Ersan KARATAŞ, başarılı sonuçlarına alışık olduğumuz Göçmen her nedendir en kötü sezonunu yaşamaya başladı. Takıma gönül veren taraftar kitleniz eğer önlem almazsanız küme düşme tehlikesi yaşayacaklarına inanmaya başladı, durumlar görünenden çok daha vahim…

Sayın Ceren CABACABA, uzun bir aradan sonra ekranlara Genç TV’de yeniden dönme kararınız basın camiasında memnuniyetle karşılandı. Özellikle haber okuma konusunda geçmiş başarılarınız hala unutulmadı, hafta sonları bundan böyle tüm gözler sizin üzerinizde olacak…