Polis devleti mi oluyoruz!


Karaoğlanoğlu’nda kasksız motosiklet kullandığı gerekçesiyle polisimiz ile 60 yaşındaki bir vatandaşımız arasında yaşanan tartışmayı sosyal medyada izledik.
İki polisimiz babaları yaşındaki adam yerde yatarken kelepçelemeye çalışıyordu.
Hem de ailesinin gözü önünde…
Bu görüntüler ne bizim kültürümüze ne hoşgörümüze yakışıyor.
Olayı tersten okuyalım şimdi de…
Farz edelim bu adamcağız suçlu, polisimizi tahrik etti ve tutuklanmayı hak etti.
Yine de çok içimize sindirebileceğimiz bir durum değil bu.
Bu tür durumlar polisimiz ile vatandaşı karşı karşıya getirmek ve en sonunda polisi yıpratmaktan başka bir işe yaramıyor.
Münferit bir olay genelleme yapılarak tüm polis teşkilatını zan altında bırakıyor.
Polisimizin özellikle son yıllarda yetersiz personel sayısıyla nasıl çalıştığını çok iyi biliyoruz.

Nüfus arttı, demografik yapı değişti, suçlu sayısı arttı, trafikteki araç sayısı arttı ama polis sayımız bundan 40 sene önce ile neredeyse aynı.
Bu olumsuz tablo polisimizi gerginleştirebilir, yorabilir ve strese sokabilir.
Tahammül sınırları zorlanan bir polis hata yapabilir.
Genç ve tecrübesiz bir polis de hata yapabilir.
60 yaşındaki o insan da sınırı aşmış olabilir.
Ama unutmayalım biz bu adada bir aileyiz.
Kelepçelemeye çalıştığınız insan tecavüz suçlusu mu, hırsız mı, seri katil mi?
Kimsenin polis ile vatandaşı karşı karşıya getirmeye hakkı yok!
Ne vatandaşımız üzülsün ne de polisimiz yıpransın!
***  
Uzun süre yollarımızda hiç polis kontrolü göremediğimiz için isyan ediyorduk.
Şimdi ise içimizi rahatlatan bir tablo ile karşı karşıyayız.
Neredeyse yollarda adım başı polis çevirmesi var.
Bu kontrolleri takdir ediyoruz. 
Özellikle alkollü araç kullanıp tehlike saçanlar için korkulu rüya oldu bu kontroller.
Bu uygulamanın istikrarlı bir şekilde devamından yanayız umarız bir gevşeme olmaz.
Artık ölümlü kaza haberi almak istemiyoruz bu sayede kısmen de olsa kazalarda azalma olacağı ve bunun istatistiklere yansıyacağını tahmin ediyoruz.
Trafik kontrolleri yanında asayiş operasyonları da göz dolduruyor.
Özellikle uyuşturucuyla mücadelede polisin son zamanlardaki çabasını da takdir etmek lazım.
Bu takdirimiz uyuşturucu baronlarına da enselendiğinde zirve yapacak. 
*** 
Trafikte yapılan kontrollerde vatandaş ile polisi karşı karşıya getiren diğer bir konu da seyrüsefer ücretleri ve af konusu.
Yıllarca seyrüsefer borçlarını düzenli ödeyen vatandaş af çıkarıldığında çılgına dönüyor.
Ödesen bir dert ödemesen bir dert.
Yolların durumunu görünce inanın kimse bu paraları ödemek istemiyor ama görevimiz bu…
Ancak artan son kontroller sonrası vatandaş en azından online ödeme ile polis ceza yazmadan bu borcu ödemek istediğinde buna imkan tanınmasını istiyor.
Online borç ödemek 5 dakikayı almaz, tartışmaya da gerek kalmaz.
*** 
Asgari ücrete artış konusunda işveren ve hükümet kanadının hiç oralı olmadığının farkındayız.
Asgari ücretli ise gergin ve morali bozuk.
Özellikle 1000 dolar asgari ücret mi olur denildiğinde piyasanın ve ekonomik çarkların ne kadar zorlandığımı anlıyoruz ama 100 liraya domates, 60 liraya patates ve 50 liraya soğan mı olur diye de sormaktan kendimizi alamıyoruz.
Önümüzdeki sürecin hem kamu hem de özel sektör açısından çok sancılı geçeceği kesin.
Kontrolsüz bir pahalılık var ülkede akıl alır gibi değil.
Asgari ücret ve maaşlar konusunda devletin eli zayıf olabilir ancak piyasayı kontrol altına alma konusunda ciddi bir gayret şart oldu.
İstediğiniz kadar zam yapın maaşlara, asgariye bu pahalılık olduğu sürece bir işe yaramaz. 
*** 
Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, oldukça tecrübeli bir isim. 
Genç yaşına rağmen oldukça önemli görevlerde bulunmuş.
Adaya geldiğinden beri her kesimle görüşen, dinleyen bir tablo çiziyor.
Geçtiğimiz gün Derviş Eroğlu’nu da ziyaret etti.
Büyükelçiliğin vefa dolu bu ziyaretleri hoşa gidiyor.
Yaşayan iki cumhurbaşkanımız daha var.
Mehmet Ali Talat ve Mustafa Akıncı.
Onları da ziyaret edecek mi, programında var mı bilmiyoruz.
KKTC büyükelçiliği başka ülke büyükelçiliklerine hiç benzemez.
Büyük sorumluluk ister.
Zor bir görevdir…


MESAJ KUTUSU

Sayın Yasin Ekrem SERİM, 3’ncü Cumhurbaşkanı Eroğlu’na gerçekleştirdiğiniz nezaket ziyareti kamuoyunda memnuniyetle karşılandı. Dolayısıyla yine Eski Cumhurbaşkanlarımız Mehmet Ali Talat ve Mustafa Akıncı’ya da ziyaret gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceğiniz merak konusu olmuş ki mesajlarınız gelmeye başladı…

Sayın Ahmet ÜNSAL, KKTC’nin en büyük ve görkemli camisi olan Hala Sultan’ın elektrik borcu ihtişama gölge düşürürken niye solar enerji ile elektrik akımı sağlanmadığı konusunda bilginiz var mı? Konuyu tüm camilerimiz için gündeme getirmeniz bekleniyor…

Sayın Ünal ÜSTEL, kurultay sonucunu sessiz çoğunluk belirleyeceği için özellikle biraz geri olduğunuz Lefkoşa’da son iki haftada çalışmalarınızı yoğunlaştırmanız öneriliyor. Mağusa’da açık ara öndesiniz ama oyların büyük bölümü Lefkoşa’da ekibinize ona göre talimat vermenizin şart olduğu belirtiliyor…

Sayın Emrullah TURANLI, Lefkoşa Surlariçi’nde öğrencilere dağıttığınız okul ayakkabıları nedeniyle bölgeden yoğun teşekkür mesajlarınız geliyor. Umarız diğer iş insanlarına da iyi bir örnek teşkil eder. 

Sayın İbrahim BENTER, bu kez de böbrek hastaları için yaptığınız çalışmalar eğer olumlu sonuçlanırsa sağlıkta devrim olarak kabul edilecek yönünde yorumlar yapılmaya başladı. Özel sektör ruhuyla çalışmak ili geldi desenize. Başarılarınızın devamını temenni ederiz…

Sayın Ahmet Melih KARAVELİOĞLU, 21 Eylül’de yapılacak olan UBP kurultayında alacağınız oy sayısı konusunda bahisler yapıldığını biliyor muydunuz? Genel seçimler için kurultay sizin için iyi bir deneyim olacak, umarız bunun kıymetini bilirsiniz…

Sayın Ramazan GÜNDOĞDU, en sonunda kestane balı sözünü yerine getirip dağıtımı da başarılı bir şekilde yaptığınızı duyduk, ekip elemanlarının keyfi bir hayli iyi. Aslında dünyada az bulunan bu ürünü ülkeye getirmeyi de planlarınıza ekleyebilirsiniz, düşünmekte yarar görüyoruz…

Sayın Ahmet SERDAROĞLU, asgari ücret komisyonunun toplantısı için hayli bastırdığınız gözlemleniyor ama büyük ihtimalle toplantı yıl sonunda toplanacak yeni ücret belirlenecek. Perde gerisinde neler dönüyor bir araştırın bakalım…

Sayın Mehmet SAYDAM, İstanbul Çırağan Sarayı’ndaki düğün töreniniz Türkiye sosyetesi tarafından da hayli ilgi görmüş diye duyduk. Bir ömür boyu sağlıklı mutlu bir yaşam temenni ederiz bir yastıkta kocayın…

Sayın Erbil ARKIN, Karpaz Gate Marina’nın çok sayıda tabili varken mekan artık tamamen sizin oldu. Yeni dönemde ülkeye daha fazla yat gelmesi için girişimlerinizin olacağı konuşuluyor, hayır ve uğurlu olsun…