Feyzioğlu, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) Türkiye’deki darbe girişiminin 8’inci yıl dönümü nedeniyle BRT’de "Manşet+" özel programına konuk oldu.

Kalkışmayı gerçekleştirenlerin çelik gibi bir iradeye çarpıp hayallerinin parçalandığını söyleyen Feyzioğlu, Türk milletinin böyle zor zamanlarda nasıl milli birlik içerisinde davrandığını gösterdiğini anlattı.

“Hiç tereddütsüz 15 Temmuz'u Fethullahçı Terör Örgütü yaptı ama öncesinde paralel bir devlet yapılanması kurduklarını da unutmayalım” diyen Feyzioğlu bu paralel yapılanmanın on yıllar boyu devletin damarlarına sızdığını anlattı.

Feyzioğlu bu sabrın nasıl nereden kaynaklandığını anlamak için, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, milli mücadele ile çöpe atılmış olan Sevr Anlaşması’na bakmak gerektiğini dile getirdi.

I. Dünya Savaşı'nın ardından ortaya konan Sevr Anlaşması’nın arkasındaki en önemli sebeplerden birinin Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalamak ve paylaşmak olduğunu dile getiren Feyzioğlu, “Unutmayalım ki Sevr’i dayatan büyük güçler planlarını öyle 5-10 yıllık yapmazlar… Bölgede ve dünyada söz sahibi olma iddiasındaki devletlerin planları 100 yıllıktır, 150 yıllıktır, 200 yıllıktır” dedi.

Feyzioğlu “Sevr, Türkiye açısından çöpe atılmış olmakla birlikte, Sevr’in hazırlayıcıları bakımından hiçbir zaman çöpe atılmamıştır” şeklinde konuştu.

- “Sevr'in o günkü yazarlarınca bugün nasıl hayata geçirileceğine dair planın parçası olarak PKK ortaya çıkarılmıştır”

“PKK niye vardır? PKK'ya bölgede toprakları bulunmayan sınırları bile olmayan büyük güçler neden müttefiklik hukukuna aykırı olarak her türlü desteği vermektedir, bir düşünelim. PKK'nın adını PYD diye değiştirip milyarlarca dolarlık, silah, cephane, eğitim, her türlü imkân neden tahsis edilmektedir?” diye soran Feyzioğlu, hedefin Sevr’de Türkiye'den koparılmak istenen vatan parçaları olduğunu kaydetti, “Sevr'in o günkü yazarlarınca bugün nasıl hayata geçirileceğine dair planın parçası olarak PKK ortaya çıkarılmıştır” dedi.

-“PKK nasıl bir kuklaysa FETÖ de bir kukladır. Kuklacılar aynıdır”

“PKK nasıl bir kuklaysa FETÖ de bir kukladır. Kuklacılar aynıdır” diyen Feyzioğlu, şöyle devam etti:

“Bunların sosyal medyayı kullanımına baktığınızda zaten kuklacının aynı olduğunu, kuklaların da birbiriyle irtibatlı çalıştığını net bir şekilde görürsünüz… PKK'nın başlattığı bir dezenformasyonu, iftirayı, yalan haberi, FETÖ odakları sahiplenir.  FETÖ'nün başlattığı yalana dayalı itibarsızlaştırma operasyonunu hemen PKK sahiplenir. Bu birlikte çalıştıklarının aslında çok net kanıtı.”

FETÖ'nün hedefleriyle PKK'nın hedeflerinin aynı olduğunu da dile getiren Feyzioğlu “PKK'ya kim kucak açıyorsa Türkiye'den 15 Temmuz'dan sonra kaçan FETÖ'cülere de onlar kucak açıyor. Tesadüf olabilir mi bu?” dedi.

Kendisinin bu iki yapıyla da uzun yıllardır mücadele ettiğini ifade eden Feyzioğlu, “Ben bu yapıların hepsinin de şükürler olsun hedefiyim. Bunu altın madalya gibi taşırım” dedi.

Feyzioğlu bu odakların dezenformasyonu ve çarpıtmayı çok iyi bildiklerini de kaydetti.

-“Kıbrıs’ın kuzeyinde bizim ne işimiz var diyeceklerdi”

15 Temmuz’u gerçekleştirenler başarılı olsaydı neler yaşanacağının sorulduğu Feyzioğlu, eğer başarılı olunsaydı, ülke yönetiminin ele geçirileceğini ve ele geçirilen siyasi güçle Sevr’in yeniden yazılıp imzalanmış olacağını kaydetti. Bu durumda terörle mücadele değil müzakere edileceğini ve daha bunun gibi birçok uygulamanın söz konusu olacağını söyleyen Feyzioğlu, aynı mantalitenin “Kıbrıs’ın kuzeyinde bizim ne işimiz var” diyeceğini, garantörlüğün de çağ dışı olduğunu ve AB’de olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantisinden bahsedeceğini belirtti, o devletlerin 1963-1974 arasında yaşananlara karşı kılını kıpırdatmayarak, sesini çıkarmadığını anımsattı.

Kalkışma başarılı olmuş olsaydı, Ankara’da büyük bir silahlı mücadelenin başlamış olacağını, doğu ve güneydoğunun karışacağını, PKK’nın da harekete geçeceğini, Karadeniz’den Hatay’a bir hat çekeceğini ve Sevr’in adım adım geleceğini kaydeden Feyzioğlu, olası senaryolardan örnekler verdi.

Büyükelçi Feyzioğlu, “Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın olağanüstü liderliği ve cesareti ile Türk milleti; polisi ve askeriyle kenetlendi, 24 saati geçmeden de darbecileri boğdu” diyerek, “Türk milleti birlik ve beraberlik içinde olduğu zaman başaramayacağı yoktur, tarihte de örnekleri vardır” vurgusu yaptı.

-“Uçurumun kenarından döndük”

“Uçurumun kenarından döndük” diyen Feyzioğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ele geçirilmiş olsa ya da kararlı bir lider olmayıp, dünyadaki örnekler gibi canını kurtarmak için kaçsa, durumun farklı gelişeceğini de ifade etti, “Bunlar bir lidere ve o liderin arkasında kenetlenmiş millete çarptılar…O liderin bunun geldiğini görüp, ciddi şekilde yaptırdığı hazırlığa çarptılar” dedi.

Bilinçli şekilde kutuplaştırma yaratmaya çalışanlar olduğunu söyleyen Feyzioğlu öte yandan daha sonra Demokrasi ve Milli Birlik Günü adını alan 15 Temmuz'da, Türk milletinin, ideoloji ve parti ayırmaksızın Cumhurbaşkanlarının arkasında kenetlendiğini kaydetti.

Yüksek sesle müzik konusunda kavga...1 kişi bıçakla yaralandı Yüksek sesle müzik konusunda kavga...1 kişi bıçakla yaralandı

-“Bu ruh Türkiye’yi korudu, KKTC’yi korudu”

“Bu ruh Türkiye’yi korudu KKTC’yi korudu” diyen Feyzioğlu, aynı ruhun diğer ülkelerdeki mazlumların haklarını da koruyan bir konumda olduğunu ifade etti.

15 Temmuz 1974 darbesine de değinen Feyzioğlu, darbecilerin o gün adayı Yunanistan’a bağlamak için sabırsız davrandığını, 20 Temmuz Harekatı’na "Barış Harekâtı" denmesinin boş bir tanım olmadığını, adaya toptan barışı getirdiğini belirtti.

-“20 Temmuz adada soykırımın bittiği gün”

Mutlu Barış Harekatı’na Güney’de başka bir gözle bakıldığını ve tarihin çarpıtıldığını da dile getiren Feyzioğlu, 20 Temmuz’un adada soykırımın bittiği gün olduğunu, Kıbrıs sorununun çözüldüğü, Kıbrıs Türklerinin yaşam hakları ve geleceklerinin kurtulduğu, kutlu bir gün olduğunu söyledi.

Feyzioğlu, “50 yıldır bu ada barış var, 50 yıl önce köyler basılmadı mı, kadın ve çocuklar katledilmedi mi, insanlar bir çıkınla varlarını yoklarını bırakıp diğer köylere, büyük şehirlere sığınmak zorunda bırakılmadı mı?” diye sordu, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın vasiyeti olan “kendi devletinize sahip çıkınız” sözünü anımsattı.

Rumların "Kuzey’i de biz yönetelim" dedikleri için 40 mil ötedeki Türkiye’nin imkanlarından mahkum olduklarını ifade eden Feyzioğlu, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın birlikte ortaya koyduğu egemen eşit iki devlete dayalı çözüm önerisi kabul edilse, adanın bir refah adasına dönüşeceğini belirtti. Feyzioğlu “Barışın ve Türkiye'nin dostluğunun kıymetini bilmemekte direniyorlar” dedi.

-“Şükürler olsun ki barış ve huzurdan biz sorumluyuz”

Feyzioğlu “Ne 50 yıl öncesindeki, 60 yıl öncesindeki soykırımlardan bir sorumluyuz, ne de 74'ten sonraki girişimlerin akamete uğramasından biz sorumluyuz… Şükürler olsun ki barış ve huzurdan biz sorumluyuz” şeklinde konuştu.

Mustafa Kemal Atatürk'ün düşüncelerini ve hislerini anlayıp onun hedeflerine doğru yürüyen bir Türkiye’nin, Kıbrıs Türklerinin refahı ve güvencesi için çalışmaya devam edeceğini kaydeden Feyzioğlu, “Sarsılmaz bir kardeşlik hukukuyla yol alıyoruz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Doğu Akdeniz'de, tüm Türk dünyasının en güneydeki bağımsız bir devleti, kalesidir” dedi ve Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş'ın devletinize sahip çıkın vasiyetini anımsattı.

Editör: Haber Merkezi