7 Ocak 2018’de yapılacak erken genel seçimlere sayılı günler kaldı. Siyasi parti temsilcileri ve milletvekili adayları, seçim gezilerine ağırlık veriyor. Seçmenlerin kapısını çalıp kendilerini beğendirmeye çalışıyorlar. Partilerin seçim bildirgelerinde yazılan vaadler kadar işledikleri sloganlar da mühim. Bakalım hangi siyasi parti, seçmenlerini ikna ederek, hislerine tercüman olabilecek?
Partilerin seçim sloganlarını yeniden hatırlatalım. UBP seçimlerde birlik, beraberlik ve tek olma temasını işledi; ‘Biriz’ dedi. UBP’ye göre seçmen nezdinde kim olursa olsun; ayrımız gayrımız yok. Hepimiz bu vatanın çocuklarıyız diyerek, seçmeni kucaklama yoluna gitti. Aslında bu yönüyle UBP bende daima ‘anaç’ bir karakter olarak iz bırakmıştır. Çünkü doğurgan bir parti. 90’lı yılları düşünün..
CTP’ye bakalım.. CTP emeğin, emekçinin ve milletçe var olmanın yolunun üretmekten ve çalışmaktan geçtiğini vurgulayarak; ‘Çalışır, Yaparız’ sloganı kullanmayı uygun gördü. CTP bu haliyle Türkiye’yle olan ilişkilerin artık ana/yavru modundan çıkarılıp; devletten devlete ve kendi ayakları üzerinde durabilen güçlü bir KKTC olma konusunda seçmenin desteğini istiyor. Çalışır, Yaparız sloganı aynı zamanda geçmiş dönemlerde kalan eski CTP’ye de bir gönderme niteliği taşıyor bana göre. Demek istiyorlar ki: “Daha önce denedik olmadı, başaramadık. Ama bize bir fırsat daha verin. Göreceksiniz çalışıp, yapacağız.” Anlamı da taşıyor. Bu slogan seçmenin üzerinde olumlu etki uyandırabilir.
Son yayınlanan anketlere göre TDP baraj altında gösterilse de, yeni ve denenmemiş olduklarından mütevellit seçim sloganlarını “Güçlü, Temiz, Özgür” şeklinde seçmene yansıttı. Bir başka deyişle: “Bizi deneyin. Gücümüzü halktan alabileceğimize inanıyoruz. Temiziz çünkü biz yıpranmadık. Yıllarca siyasetin kirli mekanizmasında oksitlenmedik. Ayrıca size özgür ve bağımsızlığı vaat ediyoruz. Bizi seçin.” Diyor.
Yıllardır kilit parti konumunda olan DP bu avantajını bildiğinden bu seçimlerde “En İyisini Halk Bilir” diyerek, halka güvendiğini ve bu güvenin boşa çıkmayacağından emin bir slogan kullanmış ama yine de son güne kadar hiç belli olmaz. Seçmen bu! Göklere çıkarmasını da bilir, sandığa gömmesini de. Seçmenin yıllar içinde bilinçlendiğine inanmak istiyorum. Aslında bu değişimi 2013 yerel seçimlerde görmüştük.
Evet gelelim yıldızı parlamasına rağmen muhalifler tarafından önemsiz gösterilme girişimlerine maruz kalan ancak yolunda emin adımlarla ilerleyen HP’ye. HP anketlerde ilk sıralarda gösterilmiş, sonra ne olduysa devreye artık kimler girdiyse HP’yi ‘sönmüş balon’ gibi halka sunma gayretleri bulunsa da, HP halkın umudu olmaya devam edecek gibi görünüyor. HP seçmeni, “Halkın Umudu, Halkın Partisi” sloganıyla selamlıyor bu seçimlerde.
TKP-YG’ye gelince.. TDP’den tartışmalı bir şekilde ayrılarak TKP ruhunu canlandırma girişimlerinde bulunan parti lideri Mehmet Çakıcı, TKP’ye farklı sol ideolojik düşünceleri bir paketin içine koyarak adına YG yani Yeni Güçler verdi. YG açılımı itibariyle bir bakıma TKP’ye katalizör oldu. TKP-YG ‘Değişim ve Kurtuluş’ sloganıyla ‘mevcutları değiştirmenin ve onlardan kurtulmanın’ ne kadar gerekli olduğuna işaret ediyor.
Türkiyelilerin partisi olarak bilinen YDP’nin sloganı ise “Vatanım Kıbrıs” YDP kurulduğundan bu yana Kıbrıslı – Türkiyeli ayrımcılığı yaparak, siyaseten bir kazanım sağlama iddialarıyla gündeme gelen bir parti. YDP sadece Türkiyelilerin değil aynı zamanda içinde kök Kıbrıslı m.vekili adaylarının da olduğu bir parti. Ancak bazı endişeler de yok değil. Mesela önceleri YDP’yle sıcak temasları olup, hatta partinin saflarına katılacağını emin gözüyle bakılan Ahmet Yönlüer, daha sonra parti yöneticilerinin yaptığı açıklamalardan duyduğu rahatsızlığı dile getirerek, infial yaratmıştı da oradan öğrenmiştik maksatlarının ne olduğunu. Yönlüer’in iddilarına göre YDP’li yetkililer: Bu Kıbrıslıların bize çektirdikleri yeter, şimdi biz onlara çektireceğiz” demeleri üzerine aday olmaktan vazgeçtiğini ve büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını ifade etmişti.
Vatanım Kıbrıs’ sloganıyla seçmenden oy isteyen YDP’nin bakalım bu seçimlerde başarı şansı ne olacak 8 Ocak’ta göreceğiz.
Evet gelelim şimdi anlamakta zorlandığım tek parti MDP’ye ve sloganına. MDP zaten duruşu itibariyle sert ve uzlaşmaz bir karakteri olsa da, parti başkanlarının donanımlı ve etkin aynı zamanda Türk milliyetçiliği üzerine yaptığı konuşmalar dikkate değer. Ancak sloganları ya hep ya hiç üzerine kurulu olduğundan seçmeni etkileyebilecekleri konusunda kuşkularım var. MDP’nin bu seçimde kullandığı slogan: ‘Ya İktidar Olacağız, Ya Kuva-i Milliye.’
Yani şimdi iktidar olmak için izledikleri stratejiyi daha seçmenle paylaşmamışlarken ki şunun şurasında seçimlere kaldı 3 hafta.. Nasıl iktidar olacaklar insan bunu merak etmiyor değil. Ha iktidar olamazlar ise Kuva-i Milliye olacaklarmış. Neden? KKTC işgal altında mı ki vatanı korumak için kuvvacı olacaklar.? Bu kısmı anlamış değilim.
Evet sonuç itibariyle bu 8 siyasi partiden biri, ikisi veya üçü seçim maratonunda bir yere gelecekler. Başta da belirttiğim gibi partilerin yaldızlı seçim bildirgeleri kadar partiyi tanımlayan sloganlar da önemli. Zira sloganlar, seçmen üzerinde bıraktığı eğilimin aynı zamanda sahicilik içermesi de gerekiyor. Sonuçta siyasi partiler seçmene, yapacakları politikaları vaaderken, seçmen kitlesine sağlayacağı yarar ve menfaatleri düşünmekteler.
Özetle bilginin bol olduğu bir çağdayız. Gelişmekte olan bilgilere erişim günümüzde o kadar kolay ki seçime hazırlanan partilerin kullandığı sloganların verdiği mesajları aslında onları izleyerek dolu mu, boş mu olduğunu izleyerek görebiliriz.
Bilirsiniz bazıları söylenir, şikayet etmekle yetinir; bazıları ise ‘yapar.’ Hayata tatbik eder.