Özgürgün’ün öfkesi…

Hüseyin Özgürgün hakkında çeşitli söylentiler var…

Örneğin bir yemek yenmiş ve önemli kararlar alınmış!

Düğmeye basılmış…

Bunları açabiliriz elbet;

Özgürgün’ün ayak sesleri diyenler var…

Erken kurultay çağrısı yapacak diyenler de!

Cumhurbaşkanlığına hazırlanıyor diyenler de yok değil…

Hatta UBP’yi yıpratmak için dışarıdan aday olacağı bile iddia ediliyor!

Herkes kendini bir şeylere inandırmış bir şekilde…

Hani bir deli kuyuya taş atar 40 kişi onu çıkarmaya çalışır derler ya!

Onun gibi bir şey işte…

Söylentiler nedeniyle kendisiyle telefonda konuşma ihtiyacı hissettik…

Dün aradık, bakmadı!

15 dakika kadar sonra geri dönüş yaptı…

Niye telefona bakmamış biliyor musunuz?

Uykudaymış…

Peki öğlene kadar niye uyusun ki?

Bebek geç uyuyunca nöbet beklemek ona düşmüş…

Adam aşk evliliği yaptı!

Gülü seven dikenine de katlanacak tabi ki…

Bebek ağlayınca, uyumayınca, huysuzluk edince ilk görev annelere düşmez ya!

Ortada aşk varsa bu aşk ta ortak yaşanır…

Böyle aşk böyle sevgi herkesin başına!

Diğer konulara gelince…

Kesin ve net konuştu;

Aktif siyasete dönmüyor!

Cumhurbaşkanı adayı filan da değil…

Bu hırsları yok anlayacağınız!

Vekil olmuş, bakan olmuş, Başbakanlık yapmış…

Gözü hiçbir makamda değil!

Ama gelin görün ki belki buna takıntı da diyebilirsiniz, onun aklı fikri hükümette…

Daha doğrusunu söylemek gerekirse Ersin Tatar ve Kudret Özersay’da!

Çok iddialı konuşuyor;

“Bu hükümet gidecek…”

Sonra ekliyor;

“Bu memlekete gram faydaları olmaz!”

Daha da iddialısı;

“Bu hükümetin gitmesi için elimden geleni ardıma koymayacağım…”

Peki aşk ve çocuk bakımı işlerinden kalan zamanı ne yapıyor?

Ciddi bir örgütlenme içinde…

Bazı bakanlar, vekiller, örgüt başkanlarıyla dirsek temasını yoğunlaştırmış!

Parti tabanının nabzını tutuyor ve şu yorumu yapıyor;

“UBP’nin içi cadı kazanı gibi…”

Bu hükümeti çoğu partili içine sindirememiş…

UBP’nin Özersay’a koltuk değneği olduğunu söyleyen ve düşünen çok sayıda partili olduğunu belirtiyor!

Özersay’a zaten öfkesini bilmeyen yok da…

Ersin Tatar’a karşı da öfke içinde!

Başbakanlık koltuğu uğruna partinin tek başına iktidarı geri teptiği inancında…

Özellikle sordum yol haritası ne olacak diye;

“Bu hükümeti götürmek için elimden geleni yapacağım” diye yanıtladı…

Çok yakında parti içinde yaşanan kargaşanın dışarıda yansıyıp, patlama yaşanacağını ifade ediyor!

Bakalım bu öfkenin sonucu UBP’de önümüzdeki günlerde hangi önemli gelişmeler yaşanacak…

Zira kokuları şimdiden tütmeye başladı bile!

Kanlı: Benim olduğum yerde adaletsizlik olmaz!

BRTK Yönetim Kurulu Başkanı Özer Kanlı…

Bir telefon görüşmesi de onunla yaptık dün!

Zira bazı BRTK çalışanları arayıp yaşanan sıkıntıları aktarıyor bize…

Bazı çalışanlara ayrıcalık filan yapıldığını!

Dün konuyu sayfamıza yansıtınca Kanlı aradı ve gayet net bir vurgu yaptı;

“Benim olduğum yerde adaletsizlik olmaz” diye…

Aksine dedi;

Kurumda yıllardır çalışan ama kadrolanamayan bazı kişilerin haklarını aramak için mücadele başlatacağını ve yakın bir zamanda da sonuçlanacağı müjdesini verdi…

Bize de konu takip etmek ve okuyucuyla paylaşmak kaldı!

MERAKLI KÖŞE?

Mobeseler niye rahatsız ediyor?

Artik limanın ortasına konursa anlarız…

Sarayönünde Dikilitaş’ın önüne konursa da öyle!

Ama ülke genelinde çok önceden planlanan ve güvenlik için olmazsa olmaz olan mobeseler bazılarını niye rahatsız eder bu kadar anlamak güçtür…

Bu kadar neden korkarsınız ki!

Yatak odanızın ortasına dikmiyorlar ya…

Dışarıda arsızlar ve hırsızlar çoğaldı onları daha erken yakalayıp adalete teslim etmek için böyle bir önlem alınıyor ve bu da zaten dünyanın her yerinde var!

Açlıktan ölen var mı?

Sağolsun bizim sendikalar…

Asgari ücret açıklandıktan hemen sonra atılan nutuklar bellidir;

Açlığa mahkum ettiler diye feryat ederler!

Bildiğimiz kadarıyla bizim ülkede şimdiye kadar açlıktan ölüm olayı yaşanmamıştır…

Sendikalar yanlış yapıyor;

Oysa sektörlere göre asgari ücret belirlenmesi için güçlerini birleştirseler, hem kamuoyundan hem de bizden büyük destek alacaklar…

Sapla samanı karıştırmamak gerek değil mi ama?

Zararı kim ödeyecek?

Maliye Bakanı Olgun Amcaoğlu yüzde 2 kesinti konusunda devletin eski hükümet tarafından 80 Milyon TL zarara sokulduğunu söyledi.

Aslında eski hükümet devletin cebinden alıp vatandaşın cebine koydu ama…

Ortada bir şekilde devleti zarara uğratmak var!

Bildiğimiz kadarıyla devletin malını ve parasını hiç etmenin cezası az buz bir şey değil…

Peki bu zararı kim karşılayacak!

Hele de ortada bir yasa dışılık varsa eski hükümetten bunun hesabı sorulacak mı?

Merakla bekliyoruz!

MESAJ KUTUSU

Sayın Ersin TATAR, Spor Dairesi’ne ita amiri atamayıp bu görevi kendiniz üstlenip haftada bir imza atmak için daireye gidecek olmanız daire yönetimi ve çalışanlar arasında yagırgandı.

Bu kararı bir kez daha düşünmeniz gerektiğini belirten mesajlar gönderiyorlar. Ya da onların imza yetkisi yoksa gönderin gitsin hepsini!

Sayın Fevzi TANPINAR, Telsimin telefon ihalelerinden birisini alan firmanın getirdiği telefonların 3. Dünya ülkeleri için üretilen ve Avrupa ülkelerinde satışının yasak olduğu hatta garanti kapsamında bile olmadığı iddia ediliyor. Vatandaşların daha fazla mağdur olmamaları için gerekli araştırmaları yapmanızı tavsiye ederiz.

Sayın Harun MADEN, KKTCELL olarak kampanyalara dahil ettiğiniz bazı telefonların ülkemizdeki tedarikçisinin bu telefonları Dubai merkezli bir şirketten 3. Dünya ülkeleri için üretilenlerden temin ettiği sanırız gözünüzden kaçtı. Konuya bir el atmanızda vatandaşların daha fazla mağdur olmaması için fayda görmekteyiz.

Sayın Hasan TAÇOY, son günlerde elektronik cihazlarda özellikle de klimalarda uluslararası bir markanın kelime oyunlarıyla taklit edilerek vatandaşların yanıltıldığı öne sürülüyor . Konuyla ilgili birimlerin daha dikkatli olması için artık gözler sizin üzerinizde olacaktır. Haberiniz olsun istedik…

Sayın Kudret ÖZERSAY, 8 bin kadar Kıbrıslı Türk kadınının tükürük yoluyla genetik bilgilerinin alınıp yurt dışına gönderilmesi konusunda bir bilginiz var mı? Zira bu konuda öncülüğü sizin vekillerden birisinin yaptığı söyleniyor, bir karıştırın bakalım bunda amaç neymiş!

Sayın Kutlu EVREN, orman arazisi yok edilerek Karşıyaka tepelerine inşa edilen müthiş malikanenin sizin olduğu yönünde ihbarlar yapılmaya başlandı. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından küçük de olsa bir açıklama yapmanız şar oldu sanki değil mi?

Sayın Cemal ÖZYİĞİT, Bakan Çavuşoğlu sizin dönemi, alınan ya da alınmayan kararları fena halde bombaladığına göre artık cevap hakkınızı kullanmayı düşünmüyor musunuz? Acaba diyoruz yaz rehavetine fazla mı kapıldınız, bu kadar derin bir sessizlik niye ki!

Sayın Yiğitcan HEKİMOĞLU, atletizmde bir kez daha Türkiye ikinci olarak göğsümüzü kabarttınız ama acaba bizim devlet erkanı sizin sponsörlük bulmakta epey güçlük çektiğinizi biliyorlar mı? Milli sporcusuna sahip çıkmayan başka bir ülke var mıdır dersiniz?

Sayın Kazım DENİZCİ, bizim meslek camiası Radikal Gazetesi’nin akıbetini sormaya başladılar. Yaz tatiline mi girdiniz yoksa kepenkleri tamamen indirdiniz mi? Hem okuyucuyu hem de vatandaşı bilgilendirmek gerekir değil mi?

Sayın Şener ELCİL, Milli Eğitim Bakanlığı görevine sendika olarak talip olduğunuzu açıkladınız ama bunun seçim olmadan mümkün olmadığını bilmiyor musunuz yoksa iş olsun diye mi böyle bir açıklama yaparak günü geçiştirdiniz? En azından bir deneseniz artık diyoruz, hem böyle vatandaşın da arkanızdaki desteğini görmüş olursunuz…