Hakan Fidan ‘’Nükleer savaş riski var .Bu şaka değil’’ dedi.
Bunu kim söylüyor Türkiyenin dışişleri bakanı
İstihbaratın başında görev yapmış eski MİT başkanı
Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), dünyanın farklı noktasındaki çatışmalar nedeniyle nükleer savaş riskinin arttığını yazıyor.
Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) Genel Direktörü Rafael Grossi, nükleer silahların yayılmasını önlemeye yönelik çalışmaların, Soğuk Savaş'tan bu yana görülmeyen bir tehlike altında olduğunu belirtiyor.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden, dünyada nükleer savaş riskinin 1962'deki Küba Füze Krizi'nden beri ilk kez bu kadar yükseldiğini söyledi.
TC İçişleri bakanlığı afet ve acil durum yönetim başkanlığı AFAD web sayfasında Nükleer savaşta ne yapılması ile ilgili uyarılar yapmaktadır.
Pekiş Dünyada ne kadar Nükleer savaş balığı bulunuyor da bu durum bizi endişelendiriyor.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünün (SIPRI) 2023 raporuna göre de , dünyada 12 bin 512 nükleer savaş başlığı bulunuyor. Rusya, 5 bin 889 nükleer savaş başlığıyla, nükleer güce sahip ülkeler arasında ilk sırada yer alıyor. Rusya'yı 5 bin 244 başlıkla ABD ve 410 nükleer başlıkla Çin takip ediyor.
Fransa'nın 290, İngiltere'nin 225, Pakistan'ın 170, Hindistan'ın 164, İsrail'in 90, Kuzey Kore'nin ise tahminlere göre 30 nükleer savaş başlığı var.
Bir taraftan ortadoğuda savaş sürerken diğer taraftan Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta alabildiğine devam ediyor. Ukrayna'daki nükleer eneri santrallerinin etrafında yaşanan çatışmalar ve Rusya'nın nükleer silah kullanma tehditleri Avrupa'daki radyasyon korkularınıda artırmış.
Avrupanın savaş hazırlıklarına başladığı ve gaz maskeleri dağıtıldığı söyleniyor. Doğu Avrupa ülkeleri, nükleer saldırılara karşı kullanabileceği eski sığınakları gözden geçiriyor
Finlandiya, İsveç ve Danimarka soğuk savaş döneminde kurulan sığınakların düzenli bakımını yaptı. Finlandiya şehirler ve diğer yoğun yerleşim yerlerinde kurulan sığınaklarda ülke nüfusunun üçte ikisini barındırabiliyor. Bu sığınaklardan bazıları 100 kilotonluk nükleer saldırılara karşı dayanacak güçte yapılmış.
Rusya Ukrayna arasında uzunca bir süredir süren savaş ve son olarak Rusya tarafından kullanılan balistik füzeler ise nükleer riskin artığını gösteren bir başka unsur.
Çünkü bu konuda uzman kişiler balistik füze kullanılmaya başlandıysa bunun son ihtar olduğu ve bir sonraki adımın nükleer olacağına işaret ediyor.
Burada Rusya’nın Ukrayna ‘daki durumunu ünlü Rus şair ve devlet adamı Fyodor Tyutçev’in “Rusya akılla anlaşılmaz ve arşınla ölçülmez” vecizesinide hatırlatayım.
Peki bizde durum ne? Biz ne yapıyoruz?
Böyle bir savaşta ne yapacağımız ve halkı koruyucu ne gibi önlemler alacağımız konusunda bir çalışma var mı?Nükleer patlama Avrupada yada Ukraynada olursa bizi etkilemeyeceği mi düşünülüyor?Yoksa pandemi de olduğu gibi işişten geçinceye kadar bekleyecek ondan sonramı önlem alacağız.
Konu açılmışken nükleer bir patlamadan sonra neler yaşanacağınada bir miktar değinelim belki işin vahametini daha iyi anlarız.
Nükleer patlama sonrası atmosfere saçılan toz ve enkaz parçaları, yağmur şeklinde yağmaya başlayacaktır. Bu yağmur, büyük miktarda radyasyonu yeryüzüne indirecektir. Siyah yağmur olarak da bilinen bu siyah kurum, yüksek miktarda radyasyon içerir ve ölümcüldür. Serpinti, dokunduğu her şeyi kirletmektedir. Nükleer saldırının ilk etkilerinden kurtulunduğu takdirde, siyah yağmurdan korunmak için bir sığınak bulunmalıdır. Bilinçli bir sığınma işleminin yapılması için radyasyon tiplerinin (alfa, beta, gama ve nötron radyasyonları) ve özelliklerinin bilinmesi gereklidir.Ayrıca çevrede bulunabilecek maddelerin (çelik, kaya, tahta gibi) radyasyon zırhı olarak kullanılabilme özelliklerinin de bilinmesi yararlı olacaktır. Sığınağın duvarlarına yapılacak böyle güçlendirmeler, alınacak radyasyon dozunu azaltacaktır. Sığınaklarda kalma süresi en az 8-9 gün olacak şekilde planlanmalıdır. Hiçbir koşulda ilk 48 saat içinde sığınaklar terk edilmemelidir.Yeterli miktarda yiyecek ve içecek barındıran özel sığınaklarda kalınmadığı sürece yiyecek bulmak amacıyla radyasyona maruz kalınmak zorunda kalınacaktır. İşlenmiş gıdalar, paketlerinde yırtılma olmadığı sürece rahatlıkla tüketilebilir. Yabani hayvanlar yenebilir. Ancak bu hayvanların derileri, kalpleri, akciğerleri ve karaciğerleri dikkatli bir şekilde çıkarılmalıdır. Ayrıca kemiğe yakın etlerin yenmesi de kemik iliği radyasyon tutabileceği için sakıncalıdır. Yenebilir kökleri olan ya da toprağın altında yetişen bitkiler (havuç ve patates gibi) bitkiler yemek için çok uygundur. Açık su kaynakların serpintiden etkilenme ihtimalleri çok yüksektir. Doğal su kaynağı ya da kuyu gibi yer altı su kaynakları su için en uygun kaynaklardır. Nehir ve göllerdeki sular en son tercih olarak kullanılmalıdır. Su kaynatma ve temizleme yöntemlerini öğrenmek, temiz su bulmak için oldukça yararlı olacaktır.
Dışarıda olunan durumlarda, beta radyasyonundan kaynaklanabilecek hasarları engellemek amacıyla şapka, eldiven, gözlük, uzun kollu giyecekler gibi kapalı elbiseleri giymek gerekir.
Radyasyon ve termal yanıkların nasıl tedavi edileceğini bilmek önemlidir. Beta radyasyonu kaynaklı yanıklar, acı hafifleyene kadar soğuk su altında tutulmalıdır.
Eğer deri kabarcık toplar ya da çatlar ise, soğuk su ile kirleticiler temizlenerek yara steril bezler ile kapanmalıdır. Hiçbir koşul altında kabarcıklar patlatılmamalıdır. Eğer yara kabarcık toplamaz ya da çatlamaz ise kapatılmasına gerek yoktur. Soğuk su ile yıkandıktan sonra yanık kremi sürülebilir. Daha ciddi yanıklar su kaybı, şok, akciğer hasarı, enfeksiyon gibi hastalıklara yol açarak ölüme sebep olabilir. Ciddi yanıklara müdahale edebilmek için ilk yardım tekniklerini öğrenmek, nükleer bir saldırıdan sonra hem sizin hem de çevrenizdeki insanların kurtulabilmelerine yardım edecektir. Böyle bir durumda eğer mümkün ise tıbbi yardım alınmalıdır.
Radyasyon hastalığı geçiren ya da radyasyondan hasar görmüş insanlara yardım ederken rahat olunmalıdır. Radyasyon hastalığı bulaşıcı değildir ve hastalığın şiddeti kişinin aldığı radyasyon dozuna bağlıdır.Böyle bir durumda Radyasyon ölçüm birimlerini ve doz limitlerinin etkilerini bilmek yardımcı olacaktır.
Görünen o ki yaklaşık 1 yıldır yapılan uyarılarda artık sona gelinmiş.Risk kapıda.Kısaca bize bir şey olmaz dememek lazım.Bu durumu hafifede almayın. Felakete hazırlanmayı bir tür sigorta poliçesi olarak düşünürsek, nükleer savaş sonrası hayatta kalmaya hazırlanmanın da yiyecek, barınma, iletişim ve daha birçok konuda toplumun öz güvenini artırmada bir dizi faydası olduğu bir gerçek.
Savaşı önleyecek güce sahip olmadığımıza göre nükleer bir savaşa hazırmıyız?sorusunu kendimize muhakkak sormalıyız.
Bütün bunlardan sonra demem odur ki olasılığı düşük seviyelerde olsa da yaşanabilecek bir nükleer savaşta radyasyona karşı üstün özellikli gaz maskelerine tüm bireylerin gereksinimi olabileceği değerlendirilmektedir.Kovit 19 küresel salgınında başlangıçta yaşanılan maske trajedisi gibi radyasyondan kaynaklanan bir serpinti olayında günümüz teknolojisi ile bütünleşmiş modern gaz maskeleri her evde bulunmalıdır. Büyük şehirlerimizdeki sığınak olabilecek yerler gözden geçirilmeli, mevcutlar planlanmalıdır.
Çok geç olmadan.