Yazılı açıklama yapan İpekdal, ülkedeki atık su arıtma tesislerinin artırılmasının, kanalizasyon sistemine geçişin ivedilikle tamamlanmasının, potansiyel risk teşkil edebilecek atık su ve foseptik çukurların kontrolünün yapılmasının önemli olduğunu kaydetti.
KKTC’de dikine büyüme ve sık yapılaşma arttıkça, mevcut atık su ve kanalizasyon sistemlerine binen yükün de arttığına işaret eden İpekdal, yeni açılan ve yoğun kullanımda olan veya uzun zamandır kullanılan ancak bakımları yapılmayan eski foseptik çukurlarında, patlayıcı ve zehirli nitelikte gazların birikebileceği uyarısında bulundu.
İpekdal, “Foseptik çukurlarının uygun koşullarda yapılıp yapılmadığının denetlenmemesi, mevcutlarda yapılması gereken kontrollerin aksatılması, yeterli düzeyde havalandırılmaması, patlayıcı ve zehirli gazların birikerek patlama ve dolayısıyla can ve mal kaybı risklerini de beraberinde getirmektedir” ifadelerini kullandı.
İpekdal'ın açıklamasının tam metni şöyle:
"KKTC’de dikine büyüme ve sık yapılaşma arttıkça, mevcut atık su ve kanalizasyon sistemlerine binen yük de artmaktadır.
Bu durum özellikle İskele bölgesinde belirgin bir şekilde dikkatleri çekmektedir.
Yeni ve modern yaklaşımlarla yapılan binalar, ne yazıktır ki hala fosseptik temelli kanalizasyon sistemine sahiptir.
Gerek yeni açılan ve yoğun kullanımda olan, gerekse uzun zamandır kullanılmakta olup bakımları yapılmayan eski foseptik çukurlarında patlayıcı ve zehirli nitelikteki gazların birikmeleri söz konusu olabilir.
Metan gazı; renksiz, zehirli olmayan, doğada bolca bulunan, havadan hafif, kolaylıkla yanabilen bir gazdır.
Kömür madenlerinde ve kanalizasyon sistemlerinde bulunur, pis su atıklarının etkinleştirilmiş çamur işlemiyle arıtılması sırasında yan ürün olarak elde edilir.
Kolaylıkla yanabilmesi, sıkışınca ortam basıncını 9 kat artırarak patlayabilmesi yönleri ile risk teşkil etmektedir.
Hidrojen Sülfür gazı; renksiz, canlılar için zehirli, havadan ağır, aşındırıcı (korozif) , alevlenme özelliğine sahip bir gazdır. Çürük yumurta gibi kokar.
Kanalizasyon sistemlerinde birikme özelliğine sahiptir.
Solunması durumunda, doza bağlı olarak kanın oksijen taşıma kapasitesini bozarak ölümcül olabilecek sağlık sorunlarına yol açabilir. Sessiz katil olarak da bilinir.
Ülkemizde kanalizasyon ve atık su arıtma sistemlerinin yeterli seviyeye ulaşmaması nedeniyle foseptik çukurlarının sayıları ve bu çukurlara binen yük de artmaktadır. Foseptik çukurlarının uygun koşullarda yapılıp yapılmadığının denetlenmemesi, mevcutlarda yapılması gereken kontrollerin aksatılması, yeterli düzeyde havalandırılmaması, patlayıcı ve zehirli gazların birikerek patlama ve dolayısıyla can ve mal kaybı risklerini de beraberinde getirmektedir.
TSHHD olarak, ülkemizdeki atık su arıtma tesislerinin artırılmasının, özellikle dikine büyüyen ve nüfus yoğunluğunun hızlı artış gösterdiği yerleşim bölgelerinde kanalizasyon sistemine ivedilikle geçilmesinin, potansiyel risk teşkil edebilecek atık su ve foseptik çukurlarının kontrolünün yapılmasının önemini bir kez daha hatırlatmak isteriz."
,