Mehmet Kaya mı Metin Feyzioğlu mu?

KKTC şimdiye kadar hiç yaşanmamış bir süreçten geçiyor…

Özellikle Anavatan ile ilişkiler konusunda!

Bizimkiler biraz da beceriksiz olunca da haliyle bazı müdahaleler oluyor, bu da ortalığın karışmasına yetip de artıyor…

En son olarak yaşanan kabine değişikliğinde de Mehmet Kaya ve Büyükelçi Metin Feyzioğlu’nun adı fazlasıyla anıldı!

Alınan kararlarda bu iki şahsiyet arasında bir takım fikir ayrılıkları yaşandığı yönünde çeşitli iddialarda bulunuldu, bulunulmaya da devam ediliyor…

Öncelikle şunu söylemekte yarar var, karar mekanizmasında her geçen gün ipin ucu bizden kaçıyor!

Mehmet Kaya için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok yakını hatta karar verme yetkisine sahip olduğu söylenirken, Büyükelçi Feyzioğlu’nun da Türkiye’nin buradaki resmi yetkilisi olduğunu da göz ardı etmemek gerek…

Onların bir takım kararlarda ters düşmesi de fazlasıyla manidar bir durumdur!

Ankara bu çelişkili durumu bir an çözmezse bunun bize yansıması olumsuz sonuçlar doğuracaktır…

Kaç tane Ankara var sorularının da ardı arkası kesilmeyecektir!

Tüm bunların asıl sebebi de gelmiş geçmiş tüm hükümetlerinin altına attıkları işbirliği protokolleri imzalarına sadık kalmamalarının bir neticesidir…

Bunların hemen hepsi KKTC’nin kendi ayakları üzerinde durabilmesi, kaynaklarını doğru kullanması kapsamında olsa da nedense bizim hükümet edenler buna uymayıp kendi bildiklerini okumuşlar ve geldiğimiz noktada bir arpa boyu yol alınamamıştır!

Haliyle yıllardan beridir Kıbrıs Türkü’ne maddi ve manevi yardımlarını esirgemeyen Türkiyeli yetkililer de bizden umudunu kesip kendi yöntemlerini ortaya koymuş ve bu da iradeye müdahale olarak algı yaratmıştır…

Son kabine değişiklikleri hatta kurultay çalışmalarına bile el atmaları da bunun bir sonucu olarak değerlendirilmelidir!

Buna biraz da kendimiz ettik kendimiz bulduk meselesinden başka bir şey değildir…

Açık ve net olarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz…

UBP içinde hatta kamuoyunda kurultay tartışmaları yaşanadursun, bunun bir de Ankara ayağına bakarsak terazi Ünal Üstel’den yanadır!

Ankara eksik kalan projeleri tamamlamak için her ne kadar dışarıdan bakıldığında hoş görülmese de buradaki ekibini kendisi belirlemek istemektedir…

Onun için şunu kesin olarak söyleyebiliriz ki UBP kurultayı ne zaman yapılırsa yapılsın tek adaylı olacaktır, Üstel eksik kalan projeler bitirilinceye kadar hem partinin hem de ülkenin başında kalacaktır!

Kabul edelim ya da etmeyelim, ortada iradeye müdahale görünümü olsa da bizim başka bir alternatifimiz olmadığı sürece bunu değiştirmek gibi de bir lüksümüz yoktur…

Dün de bir miktar değinmiştik…

Yanlış yönetimler ve aldıkları kararlar neticesinde çuvalda artık ceviz kalmamış olup mirası hep birlikte elbirliği ile tükettik!

Ortada yeni bir içi ceviz çuvalı olmayacağı gerçeğini akıllardan hiç çıkarmamak gerek…

Dışarıdan müdahale istemiyorsak ki bu en doğal hakkımızdır geçmişe bir çizgi çekip sonucu acılı da olsa yeni bir sistem yaratmaktan başka bir çaremiz yoktur!

İşte müdahale algısı yaratan Ankara’nın kararları da buna yönelik faaliyetlerden başka bir şey değildir…

Ama tüm bunlar gerçekleşirken de burada ‘hangi Ankara’ söylemleri bu yöndeki algı operasyonları hem içeride hem de dışarıda bizi fazlasıyla olumsuz etkileyecektir!

Bu nedenle biz bile artık Kaya mı Feyzioğlu mu, başlığını kullanırken hiç de mutlu değiliz…

Bu kesinlikle çok nahoş bir durumdur ve TC-KKTC ilişkilerine zarar vermekten öteye gidemez!

Bilmem anlatabildik mi?

MESAJ KUTUSU

Sayın Fatma DEMİREL, KKTC’nin İstanbul Başkonsolos’u olarak bir soruşturun bakalım Türk bayrakları ile projeler satış ofisi kuran uyanık emlakçılar kimlermiş, böyle bir yetkiyi kendilerine kim vermiş. Sanki de KKTC’nin resmi bir kurumu gibi hava yaratmaları çok da hoş bir durum olmasa gerek değil mi?

Sayın Hakan TÖREHAN, bazı işletmelerinizin haberlerinizin bazı gazetelerde manşet olması için sunduğunuz para teklifleri çok da etik bir durum olmasa gerek. Para ile yaptıracağınız haberler kafalarda sadece soru işaretleri ve şaibeler yaratmaktan öteye gitmez, haberiniz olsun istedik!

Sayın Özdemir BEROVA, bazı kumarhanelerin kazanan müşterilerden kendi kafalarına göre vergi kesmesi sektörü fena halde karıştırdı. Konuyu disiplin altına almak için tarafları bir araya getirmeniz öneriliyor. Bu konuda ipin ucunu bir kaçırırsanız bir daha da yakalayamazsınız!

Sayın Ziya ÖZTÜRKLER, dün Başbakanlıkta Ünal Üstel ile bir saate yakın bir görüşme yaptığınızı, haliyle bu görüşme de epey merak konusu olmuş diye duyduk. O da artık bir süre sizde saklı kalacak desenize!

Sayın Hasan SADIKOĞLU, İskele bölgesinde yeni bir projeye göre 4 bin civarında villanın yapılacağını biliyor muydunuz? Ne hikmetse bunun da ardında İsrailli iş insanlarının olduğu söyleniyor, umarız belediyeniz tarafından verilecek izinlerde büyük hassasiyet gösterirsiniz…

Sayın Hasan TAÇOY, dün akşam saatlerinde Binali Yıldırım ile çok gizli ve özel bir toplantı yaptığınız konuşuluyor. Sohbette en fazla da kurultay tartışmaları konuşuldu diye duyduk. Bakalım etkili olabilecek mi yoksa artık umutlar başka bahara mı kalacak?

Sayın Dursun OĞUZ, ülkede çok büyük bir kimlik nüfus patlaması krizi yaşanırken yeni nüfus sayımı artık şart oldu. Zira gerçek nüfus bilenmezse yapılan tam plan ve projeler de sağlıksız sonuçlar doğuracaktır. Çok da gecikmeden sayımı hükümetin gündemine getirmenizde yarar görüyoruz…

Sayın Aytaç ÇALUDA, parti içinde bazı kurmaylar ile aranızın açıldığını ve üstlerine kalın bir çizgi çizdiğiniz konuşulmaya başlandı. Bu arada parti içi muhaliflerle dirsek temasını sıklaştırdığınız da gözleniyormuş, hadi bakalım artık hayırlara vesile olsun…

Sayın Ertuğrul HASİPOĞLU, 60 yıllık anılarınızı konu eden kitabınızı bir ay kadar sonra yayınlayacağınızı duyduk, hiç bilinmeyenleri de kaleme almanız yakınlarınız tarafından merakla bekleniyormuş, şimdiden hayırlı olsun…

Sayın Halis ÜRESİN, emeklilik için günleri değil saatleri saymaya başlamışsınız. Yeni emeklilik hayatından da bazı özel şirketlere danışmanlık hizmeti vereceğiniz söyleniyor, yılların deneyiminden elbette yararlanmak isteyecekler değil mi?