Mandıra sahibi devletten daha mı güçlü!

İki ay kadar önce kaleme almıştık;
G.Mağusa Devlet Hastanesi'ne yaptığımız bir ziyarette başhekim de dahil bütün çalışanların en büyük şikayeti çok yakında bulunan ve yüzlerce hayvanın barındığı mandıradan gelen kötü kokulardı...
Sakın yanlış anlaşılmasın, bu mandıra hastanenin komşusu filan değil!
Hastanenin resmi sınırları içinde yer alıyor...
Tek özelliği buraya hastane yapılmadan önce yerleşmiş!
Hastane hizmete girmiş ama sınırları içinde olan mandıra oradan kaldırılamamış...
Ya da kimsenin gücü yetmemiş onu oradan kaldırmaya!
...
Sağ olsun G.Mağusa Kaymakamı Şifa Çolakoğlu'na iletmiştik konuyu o zaman...
Uzun bir araştırma sonucunda bizi aradı ve bilgilendirdi;
Söz konusu arazi Kaymakamlık sınırlarının dışında bir bölge!
Yani yetki alanı değil...
Peki bu arazinin sahibi kim?
O da çok ilginç;
Sağlık Bakanlığı, Vakıflar İdaresi ve bir özel şahıs!
Böyle bir ortaklık nasıl olur akıl sır ermez değil mi?
Ama Şifa hanımın da dediğine göre yetki tamamen onlarda...
...
Dahası da var;
Hastane içindeki mandıra sahibine aylar öncesinden Atlılar köyünde, köylülerden de izin alınarak yer gösterilmiş...
Ama mandıra sahibi belli ki ensesi epey kalın olduğu için buna razı olmamış ve illa ki hayvanlarını mandıra içinde barındıracak!
Belli ki kendini devletin üstünde gören bir zihniyete sahip ve zaten de durum aynen öyle!
Kış da kapıda ya, yağmurdur, fırtınadır şimdi kokular çok daha fazla rahatsız ediyor hastane çalışanları ile hastaları...
Neredeyse kapıları pencereleri açamaz duruma gelmişler!
...
Hastane çalışanlarından bir kez daha gelen istek üzerine bu konuyu kaleme alma ihtiyacı hissettik;
Kokular berbat, görüntü berbat, bir de yasa tanımazlık var işin içinde!
Şimdi bu kez Kaymakamlığın değil de Sağlık Bakanlığı ve Vakıflar İdaresi'nin kucağına atıyoruz topu...
Görelim bakalım devlet mi güçlü yoksa kendini devletin üzerinde gören uyanıklar mı?
 
 
 
Zekai Altan’ı ne kadar çok seviyormuşsunuz meğerse!
 
Haklı ya da haksız…
İsyan etti ve kendiyle birlikte otelini de yakmaya kalktı!
Ortalık kalktı oturdu…
Hele de sosyal medyada yer yerinden oynadı!
Maddi ve manevi destek çağrıları yapıldı ve bir bankada hesap açıldı…
Ne kadar para toplandı bu hesapta biliyor musunuz?
2 bin TL kadarcık!
Olay basına yansıyınca yeri göğü birbirine katanlara ithaf olunur…
Ne kadar da çok seviyormuşsunuz kendisini!
 
“Babam yakında bakan olacak!”
 
İş dünyasının yaramaz çocuklarından bir tanesi…
Ciddi bir ekonomik sıkıntının içinde!
Çek yasağına da girdi diye duyduk…
Çek yasağına girmesin diye çok uğraştı, didindi ama beceremedi!
Çaldığı her kapıya ‘babam yakında bakan olacak ekonomik sorunlarım düzelecek’ diye konuşuyor!
İş dünyasının bazı isimlerinden bu konuda son günlerde ciddi şikayetler gelmeye başladı!
Lütfen artık şunun babasını bakan yapın da o da kurtulsun, herkes de kurtulsun bu saçmalıktan!
Bu ne yüzsüzlük böyle!
 
 
CTP doğru olanı yapıyor!
 
CTP-BG MYK’sı önceki akşam Türkiye’den gelen suyun yönetimi konusuyla toplandı.
Tartışmaların da yaşandığı toplantı sonrası sızan haberlere göre CTP’nin bu konuda ayak sürüyeceği iddia edilirken Talat dün bir açıklama yaparak konuya açıklık getirdi ve çok da ılımlı bir açıklama yaptı.
Kendisinin de dediği gibi büyük özveri ve harcamalarla adaya getirilen suyu reddetmek akıl karı değil!
Çok büyük ihtimalle su özelleşecek ve artık kaliteli hizmet alacağız…
Şimdi CTP’nin bu tavrından dolayı bir takım eleştiriler yapılacaktır ve dik durmadığı yönünde kışkırtıcı yayın ve yorumlar yapılacaktır…
CTP doğrusunu yapmıştır ve bu özelleştirmeye imzasını atacaktır!
Bardağın dolu tarafını da göz önünde bulundurmak gerekiyor…
 
Muhtar memur olunca!
 
“Bugün Muhtarlık işim olduğu için Karşıyaka'ya gittim.
Muhtar efendi devlet memuruymuş çalıştığı için ofisinde yoktu.Telefon numarasını bulup kendisine ulaştım ve acil onaylaması gereken bir evrakım olduğunu söyledim.
Efendi Muhtarlık işini akşamları 18-00 den sonra yaparmış!!
Böyle iş mi olur?
Mesai saati ben muhtarı bulamazsam hangi işimi halledebilirim sorarım size?
Bu işin kanunu kuralı yok mu? Bu efendi keyfine göre mi muhtarlık yapacak!”
 
(Soner KARASALİH)