MAAŞLAR ÖDENİYORSA SORUN YOK
Maaşı ödeyebiliyorsan devletsin,
Ödeyemiyorsan da gideceksin,
Zihniyet bu değil mi?
Hoş, bu zihniyeti yaratanlar da başımızdakiler ya…
Özel sektör her zaman üvey evlat,
Patronundan çalışanına hiçbir zaman düşünülmezler,
Hiçbir yerde de öncelikleri yoktur.
Bankada bile.
Kredi kartı almak için bile memur kefilin arandığı ülkede tabiî ki öncelik memurun olacak.
He bir de şu memur alımlarını becerebilseler,
En azından bu işi doğru yapacaklar ama, onu bile yapamıyorlar.
Seçim dönemi de bin bir gece masalları ile halkın karşısına geçiyorlar,
İnandırıyorlar ve yine aynı koltukta oturmaya devam.
Ülkede yatırım yapılmış mı,
Özel sektör canlandırılmış mı,
Çiftçi üretime teşvik edilmiş mi,
Hayvancı üretim yapmaktan memnun mu,
Bunlar pekte halk tarafından da sorgulanmamış zaten,
O sebeple siyasilere fazla yüklenmek de iyi değil.
Gelelim Belediyelere.
Malumunuz, Belediyeler de, sahip oldukları ilçe/köylerin Devleti.
Onlardaki durum ne?
E onlarda da aynı.
Maaşlar ödeniyorsa herhangi bir sıkıntı yok,
Maaşlar ödenmiyorsa vay sen Başkan’ının haline.
Tıpkı Lefkoşa’da olduğu gibi.
Dün’e kadar pisliğin eşiğindeydi Uluslararası Başkent.
Sokaklar çöp içinde,
Pislik paçadan akıyordu.
Çalışanların hakları konuşuluyordu,
Haksız da değillerdi,
Ama Başkent pisliğinde boğuldu.
İmzalar atıldı, gece çalışmalar yapıldı.
Temizlik yapılıyordu.
Bu arada tahsilat servisi de çalışıyordu.
Faturalar dağıtıldı her evin kapısına.
Kullanılan çamurlu suyun faturasını ödemek neyse de,
Temizlik parası da neyin nesiydi.
Ortalı götüren “kaka” için mi ödemek zorundaydık, evet.
İşçinin sıkıntısı bir nebze halledildi ama halk yine mağdurdu.
Tıpkı Genel’de olduğu gibi.
Yani cancazım,
Maaşlar ödeniyorsa sıkıntı yok, Belediyelerde deeeeee, Devlette de..
Sen bu saatten sonra ne mi yapacaksın?
Faturalarını çatır çatır ödeyecek,
Sorgulamayacak,
Susacak,
Bütün sırtını bir yerlere dayayanların ödemelerini yapacaksın.
Şimdiye kadar yaptığın gibi..