Sendika, yükseköğretim konusunda yapılması gerekenin belli olduğunu ifade ederek, “Devlet yeni akreditasyon programı ve kalite kriterleriyle tüm üniversiteleri yeniden kaydetmelidir. Uluslararası eğitimde kalite kriterlerini yerine getirmeyen üniversiteler kapatılmalı, öğrenciler diğer üniversitelere aktarılmalıdır” açıklamasında bulundu.
-“ABD’de 105 bin kişiye bir, KKTC’de 15 bin kişiye bir üniversite düşüyor”
“Üniversite enflasyonunun doğal sonucu: Çürümüşlük” diyen DAÜ-SEN açıklamasında, her toplumun nüfusu ve imkanları doğrultusunda üniversite kurduğu hatırlatıldı ve bazı rakamlar paylaşıldı.
Açıklamaya göre, dünyada en fazla üniversiteye sahip ülke Amerika Birleşik Devletleri'nde 105 bin kişiye bir, Britanya'da her 200 bin kişiye bir , Almanya'da 173 bin kişiye bir, Türkiye'de 400 bin kişiye bir, KKTC’de ise 15 bin kişiye bir üniversite düşüyor.
-“Üniversite sayımız kendi başına bir anomali”
Britanya, Almanya ve Türkiye'de yüzlerce, bazı ülkelerde binlerce yıllık akademi, üniversite geleneği bulunduğunun da hatırlatıldığı açıklamada, şunlar ifade edildi:
“Ülkemizde bırakın köklü bir bilim geleneği olmamasını; ilk üniversite mezunlarımız 70-80 yıllık bir geçmişe sahiptir. Tüm bu olgular dikkate alındığında ülkemizde üniversite sayısının kendi başına bir anomali olduğunu görebiliriz. Dolayısıyla asıl çürümüşlük bu küçük ada yarısında 26 üniversiteye izin vermek ve bu durumu sürdürmeye çalışmaktır.
Asıl sorun bir bakanın 16 üniversiteye izin vermesini normal görebilmektir. Zamanında buna tepki koyanların düşman ilan edilebilmesidir. Üniversitelerin aşırı sayıda olması doğal olarak anomali yaratacaktı ve yaratmıştır. Çok sayıda üniversite mezunu ara eleman ve işçi gibi kritik bir işgücünü ortadan kaldırmış, on binlerce kaçak yabancı öğrencileri yaratmış, sosyal ve altyapı sorunlarını ortaya çıkarmıştır.”
-“Bu alan ayrıca vergi ve sahte diploma cenneti yarattı”
Devletin bu alan üzerinde hiçbir kontrolünün olmadığının savunulduğu açıklamada, “Bu alan ayrıca vergi ve sahte diploma cenneti yaratmıştır. Sahte diplomaların konuşulduğu bir ortamda kolay diploma sorununun da altını çizmekte fayda vardır. Kolay diploma, en az sahte diploma kadar ciddi bir sorundur ve bu ülkemizde çok yaygın şekilde mevcuttur” denildi.
Üniversite sayısını artırmanın, bu alanı herhangi bir denetime ve standarda tabi tutamamanın, eğitimi sadece ciddi bir kazanç alanı olarak kurgulayıp, ticarileştirmenin bu alanda yapılacak en son şey olduğunun ifade edildiği açıklamada, şunlar da belirtildi:
“Ne yazık ki ülkemizde tüm bu hatalar yapılmıştır. Rüşvet, sahte ve kolay diploma, sahte ve ucuz profesörlük tüm bu hataların sonucudur. Doğru teşhis, doğru tedavinin şartıdır. Polisiye işlemler tedavi değil semptomların bastırılmasından öteye gitmeyecektir. Yapılması gereken bellidir: Devlet yeni akreditasyon programı ve kalite kriterleriyle tüm üniversiteleri yeniden kaydetmelidir. Uluslararası eğitimde kalite kriterlerini yerine getirmeyen üniversiteler kapatılmalı, öğrenciler diğer üniversitelere aktarılmalıdır. Bu bağlamda üniversite sayısı azami olarak 5'i aşmamalıdır. Bu mümkündür, acildir ve tek çare olarak görülmektedir. Bunun dışında tüm uğraşlar fayda etmeyecektir. Böyle bir yola girebilmenin ön koşulu ise rüşvet aldığı iddia edilenlerin yanında o rüşveti veren ve verdirenlerin üzerine gidebilmektir.”