Bazen güzel düşler kurarım. Düşlerimin arasında tertemiz karayolları; yol kenarlarında tüm göz zevkimi bozan, tam olarak neye hizmet ettiği belli olmayan o tabelaların olmayışı.. Şehir içinde meydanların rengarenk çiçeklerle donatılması, vatandaşların toplu taşıma araçlarına binip 7 /24 saat kentin bir ucundan diğerine kesintisiz yolculuk etmeleri.
Şimdi düşlerimde ‘son’dan başlayalım. Kim bunu hayal etmez ki; gece eğlence yerinden çıkıyorsunuz. Çıkışta şehir içi otobüse biniyorsunuz. Kazasız ve güvenli bir şekilde yolculuk ediyorsunuz. Arabanıza park bulmak derdiniz yok; park cezasından yazılma endişeniz yok. Kaza yapma riski neredeyse sıfır.
Konu toplu taşımacılıktan açılmışken öğrencilerin en yoğun yaşadığı Başkent Lefkoşa’da toplu taşımacılığın yükünü YDÜ ile DAÜ’nün öğrenci servisleri karşılıyor desek herhalde abartmış olmayız. Peki LTB ne yapıyor? Toplu taşımacılıkla ilgili bir çalışması var mı? LTB Başkanı M. Harmancı’ya göre sıkıntı büyük. LTB Eski Başkanı Kutlay Erk döneminde LETTAŞ diye bir şirket kuruldu. T izinlerini devretmediler ama şoförlerin daha etkili olduğu bir mekanizma yaratıldı. C. Bulutoğluları döneminde de 14 tane belediyeye ait T izni şoförlere satıldı. İşte bundan sonra işin zor kısmı başlıyor.
Ulaştırma Bakanlığı’ndan bir türlü çıkmayan şu meşhur T izni yasası. Sıkı durun! İlgili yasa diyor ki:
‘Herhangi kurum ya da şirket satılan T izinlerini devrederse, bir daha T izni alamazlar.’ Bu tuhaflıklarla dolu yasa işte LTB’yi de tıpkı normal bir şirket gibi gördüğünden ortaya böyle garabet bir şey çıkmış. Dünyanın neresine giderseniz gidiniz; toplu taşımacılıkta izin veren, düzenleyici olan otorite yerel yönetimlerdir. Bir tek biz hariç yani KKTC !
LTB Başkanı Mehmet Harmancı’ya göre engelin düğüm noktası: ‘çok başlı” yönetim. İlginç olan şu ki: T izinlerini verecek olan Ulaştırma Bakanlığı aynı zamanda denetleyici makam konumunda. Hadi çıkın bakalım işin içinden!
Başkan Harmancı diyor ki: “Hal böyle olunca bırakın toplu taşımacılık izni vermeyi; turistik T izinlerini dahi vermiyor ilgili Bakanlık.”
Yapılması gereken onca işin gücün arasında bir de şu köhnemiş yasaların sığ sularında debelenip duruyoruz. Her birimizin kafası güzel çalışıyor; harika planlarımız, projelerimiz var ancak bu çağdışı kalmış yasalarla olmuyor işte!
Hatırlar mısınız bir ara popüler konularımız arasında yerini almıştı şu Lefkoşa’ya tramvay projesi. Düşüncesi bile insanı heyecanlandırıyor.
Başkan Harmancı’ya göre bu tramvay işi bugün için değil ama 20 sene sonrası için rantabl olabilir. Hem olası bir çözüm durumunda hem de yıllar içinde açılan üniversiteler ve öğrenci bolluğu belki tramvay olayını yeniden devreye sokabilir ama sadece öğrenci değil; Lefkoşa’da yaşayan tüm nüfus tramvaya binip yolculuk etmeli ki; tramvay şirketi zarar etmesin. Bu kadar keyfine düşkün milletin her gün tramvayların tepesinde yolculuk etme fikri bana bugün de ütopya geliyor.
Kim bilir belki de 20 sene sonra…