KKTC’Yİ TİTANİK GİBİ BATIRACAK MISINIZ ?

Değerli okuyucularım,

Kibirli İngilizlerin dünya tarihine acı anıları taşıdığı önemli bir trajedi olan ünlü ,

TİTANİK,

gemisinin batışı ile ilgili biraz bilgilerimizi paylaşmak istiyorum.

Dünya denizcilik tarihinde önemli bir yere sahip olan İngilizler bu üstünlüklerini sürdürebilmek maksadıyla ünlü TİTANİK gemisinin siparişini verirler.

Bu 268 metre uzunluğunda ve 28 metre genişliğindeki TİTANİK gemisinin 2435 yolcu ve 892 mürettebat taşıma kapasitesine sahip olduğunu biliyoruz.

İlk seferi için 10 nisan tarihinde SOUTHAMPTON’ dan ayrılan geminin rotası NEWYORK olarak belirlenmişti.

– Kaptanı: John Smith, önderliğinde Olimpic sınıf buharlı bir gemi olan Titanik 21 knot ( 39 ) km hızla yol alırken ,

15 Nisan gece yarısı saatler 23.35’ i gösterirken KUZEY ATLANTİK’ in buz dağlarına çarpmasıyla,

2224 yolcudan,

1514 kişisi hayatını kaybetmiş,710 kişi ise ancak kurtarılabilmiştir.

TİTANİK’ in batışı ile ilgili çokça tartışılan en önemli husus geminin inşa edildiği KUZEY İRLANDA’nın BELFAST şehrinin tarikatçı bir şehir olduğu ve adı anılan geminin,

VAFTİZ edilmeden sefere çıktığı ve bu yüzden battığı iddiası hala geçerliliğini koruduğu değerlendirilmektedir.

Yani tarikatların ,

gerici anlayışların sözleri ve dikte yaklaşımları dikkate alınıp kabul edilmediği için bu geminin ilk seferinde battığı bugün bile hala iddia edilmektedir.

Dünyadaki yaşanan bir çok insanlık suçlarının bile tarikatlar nedeniyle yaşandığını en iyi bilen Türk toplumu olsa gerek.

Çünkü daha üç yıl önce, 15 temmuz 2016 tarihinde gerici ,

hain tarikatın temsilcisi olan Fetullah Gülen’in alçaklığını nasıl unutabiliriz.

DOLAYISI İLE Denizcilik tarihinin en büyük trajedisi olarak günümüzde hala anılan TİTANİK faciasından dünya insanlık tarihinin bazı önemli dersler alması gerektiği kanaatindeyim.

Öncelikle KİBİR ,

insanlık tarihinde bir çok trajediye yol açmıştır.

Kendini üst görmek ve hatasız addetmek yine İnsanoğlu BEŞER,ŞAŞAR , misali bir fani olduğunu unutmamak gerekir.

Ülkemizde yıllardır ,

yönetimsel zaafiyetler nedeniyle adeta BUZDAĞI’na dönüşmüş sorunları çözebilecek yetenek, irade ve beceriden yoksun yöneticileri hep BAŞTACI,

etmemizin acısını her geçen gün daha şiddetli bir şekilde hissettiğimiz kanaatindeyim.

KKTC’yi kurduk demekle artık ,

bağımsız ve özgür olduğumuza inanıyorsak hepimiz ama hepimiz çok yanıldığımızı göreceğiz.

Yıllardır aynı kişi, aile ve çevrelerin temsilcilerini bizleri yönet(eme) me, için seçerek onları KİBİR abidesine dönüştüren bizler değilmiyiz ?

Ekonominin en önemli unsuru olan üretimden koparılmamız neticesinde asgari ücretle geçinen dar gelirli insanlarımızı açlığa ve dolayısı ile ölüme mahkum ederken , yazımın ana konusu olan ünlü TİTANİK gemisinde, LÜKS KAMARADA’kilerden kurtulanların oranı diğer 2 ve 3 sınıf kamaradakilerin kurtulma oranlarından kat, kat üstün olma olayını hatıralarınıza getirmek istedim.

Anlaşılan,

adalet Titanik’tede yoktu,

Şimdi ülkemiz KKTC , ekonomik ,sosyal ve siyasal olarak batarken yine yok.

Kıymetli okurlarım,

Ben gerçekten kaygılıyım çünkü ,

Titanik batarken Wallace Hartley tarafından yönetilen sekiz üyeli orkestranın, yolcuları sakinleştirmek ve daha iyimser tutabilmek için yaptığı gibi son ana kadar

“Nearer, my God, to thee”

adlı şarkıyı çalmaya devam mı edilecek ?

Yoksa , Titanik batarken görevde olan Birinci subay Murdoch’in çarpışma sırasında vermiş olduğu, ancak yeterince dikkate alınmadığı için uygulanmayan emirlerdeki gibi

” TAM TORNİSAN ”

yapabilecek ve KKTC gemisini tam ters istikamete çevirebilecek bir kaptanımız çıkacak mı ?