KKTC’de siyaset çöküyor



Siyasal partiler 28 Temmuz seçimlerine harıl harıl hazırlanadursun, herhangi bir partiye mühür vurmayıp karma oy kullanacak veya sandığı protesto edecek seçmenler sayesinde KKTC’de siyasal partiler erime sürecine giriyor. Çürümüş, yoz siyasete yabancılaşan pek çok seçmen ya son bir umut karma oya yöneliyor ya da sandığa gitmeyerek siyasal partilere tepkisini göstermeye hazırlanıyor. Konuştuğum pek çok iş insanı sandığa gitmeyeceğini beyan ederken bazıları da karma oy vereceğini belirtiyor mesela. Sandığı boykot edenlerin küçümsenmeyecek bir bölümünü ilk kez liberaller oluşturacak diyebiliriz. Sosyalistler, demokratlar, entelektüeller ve liberaller birbirinden farklı gerekçelerle de olsa sandığa gitmeyerek ülkedeki sistemin farklı açılardan sürdürülemez olduğuna işaret edecekler.

Karma oy verenlerin ve sandığı boykot edenlerin toplam oranının % 40’lara varması ve hatta % 40’ı geçmesi durumunda, seçmenin mevcut siyasal partilere güveninin tamamen yittiği tescillenmiş ve devlet patronajını reddeden yeni bir siyasete ve yeni siyasal partilere ihtiyaç duyulduğu netleşmiş olacak. Seçmenlerin % 20’sinden fazlasının herhangi bir partiye mühür vurmayı tercih etmediği, % 30’a yakın seçmenin de hiçbir parti ya da vekil adayına oy vermeyerek sandığı protesto ettiği şartlarda, seçmenlerin en azından % 50’sinin mevcut siyasal partilerinin politikalarını onaylamadığı ortaya çıkacak. Bağımlı devlet kapitalizmine ve devlet patronajına dayanan sistemin yıkılışı için en önemli eşik böylece geçilmiş olacak.

Çözümü ertelenemez sorunları sürekli öteleyen ve oy kaygısı ile hareket eden popülist siyasetin çöküşünü hızlandırmak seçmenin elindedir. Devlet patronajından nemalanan seçilmiş siyasetçilerin yarattığı devlet faşizmine hayır diyecek olan seçmendir. Hiçbir yurttaş ülkeyi yönetecek kapasitesi olmayanları bakanlık koltuklarına kendi elleriyle yerleştirmemelidir. Koltuklara oturttuklarımızın çevirdikleri dolapları, yurttaşa çektirdikleri eziyeti unutmamak, pek çoğunun tek amacının devlet patronajını kendi menfaatlerine kullanmak olduğunu akıldan çıkarmamamız gerekir. Her gelen iktidarla giden umutlar ülkeye ve kendimize olan umudumuzu yok etmemeli. Mevcut partilerin hepsi yıllardır defalarca denenmiş, patronajdan ve devlet erkinden beslenerek varlığını sürdürebilen, sorun çözmeyip sorunları içinden çıkılmaz hale getiren partilerdir. İktidara gelmelerine ve senelerdir el birliğiyle yarattıkları sürdürülemez düzeni bir 3 sene daha sürdürmelerine izin vermemek elimizdedir. Yaptıkları hataların bedelini gene yurttaşa ödetecek olan mevcut partilere vermeyeceğiniz her oy, basmayacağınız her mühür patronaj partilerinin yok oluşunu hızlandıracak. Böylelikle ne yaptığını bilen, deneyimli, akıllı, yurtsever ve sorumluluk sahibi yeni siyasilerin kuracağı, yeni siyasal partiler ortaya çıkacak.

Yıllardır toplumun önündeki yolu tıkayan, sürdürülemez yapıyı ortaklaşarak kuran siyasal partilerin güçleri ancak sandığı boykot ettiğinizde veya partilere mühür vurmayıp, karma oy kullandığınızda tükenecek. Devletin asasını ellerine kaptıkları gibi başımıza vurmalarına bunca yıldan sonra daha fazla müsaademiz olmamalı.

Siyasetçi ve siyasal partiler bizim için vardır, bize rağmen var olamazlar.