“Kızıma torpil yapmadım!”

“Levent bey selamlar, 
Sizinle telefonda 29.10.2015 tarihli yazınız hakkında bilgi sahibi olmamdan sonra telefoniyen  konuşmuş olmakla birlikte konu ile ilgili bir takım detay bilgileri paylaşma ihtiyacı duydum. Bu konuda aktarmış olduğum bilgileri veya bu bilgiler ışığında yada başka kanallarda edinebileceğiniz bilgileri değerlendirip yayınlamak sizin takdirlerinize kalmıştır.
Yukarıda paylaştığım linklerden birincisi KHK tarafından yapılan 4.Derece Hava Trafik Kontrol Yardımcısı sınavının kesinleşmiş sınav sonuçlarıdır. Bu listeden de görüldüğü üzere 7. kişi ile 13. kişinin puanları eşit olup 70'tir. Sınav sonucuna bakıldığı zaman 6. gelen kişi ile 7.sıradan 13. sıraya kadar olan kişiler arasında sadece 1 soru fark bulunmakta olup, sınava katılan 48 kişiden sadece 27 kişi sınav tüzüğüne göre gerekli olan asgari 60 puan ve üzeri puan almıştır.
Bu kadro lise hizmet sınıfı olmasına rağmen yazılı ve sözlü sınav mülakat sonucu alınanların tümü üniversite mezunudur. (Belki de yazılı sınava girenlerin tümü ama kesin bilgim yok)  Eşit puan alanların sıralaması sınav tüzüğüne göre en eski mezuniyet yılı olan ilk sırayı alacak şekilde düzenlenmiştir. Yani 7. gelen kişi en eski mezun (Dolayısıyla yaş olarak en büyük) 13. gelen kişi ise en yeni mezundur. (Yani en genç olan kişidir)
Linklerden ikincisi ise mülakat sonucu oluşan kesin liste olup burada kesin ve nihai liste olduğu için isimlerde belirtilmiştir. Buradan görüldüğü gibi 29.10.2015 tarihli köşenizde isim belirtmemekle beraber ifadelendirdiğiniz şekliyle TORPİLLİ MÜDÜR ÇOCUĞU 10. sıraya yükselmiştir. Çünkü yazılı sınavda ilk 10 içerisine giren 3 kişi çeşitli gerekçelerle (Bilgim yok ama muhtemelen bu görevi ifa edebilmek için 15 ay boyunca Ankara Esenboğa Havaalanında eğitim görmeleri gerektiğinden dolayı) KHK'na verdikleri yazılı dilekçeyle bu görevi kabul etmeyeceklerini bildirmişlerdir. Bunun sonucu olarak ta yine sınav tüzüğünün verdiği yetkiye göre KH. sıradaki yani 14. 15 ve 16. sıradaki adayları mülakata çağırıp, mülakat sonucu 13 kişilik nihai listeyi oluşturmuştur. Buradan da görüldüğü gibi yazılı sınavda 14 ve 15. kişiler 68 16. kişide 66 puan almıştı. Sonuç olarak yazınızda ifade etmiş olduğunuz torpilli müdür çocuğu ilk münhal edilen 10 kişilik listeye 10. sıradan girmiş oldu.
Bu noktada açıkçası yazınızda Tamamen Yasalara Aykırı değerlendirmenizin bilgi eksikliğinden veya kasıtlı olarak yanlış bilgilendirilmiş olmanızdan kaynaklandığını düşünmekteyim. Kamuya ilk atamalarda bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm dönemlerde onlarca ek yetki alındığı bilinmektedir. Bu durumu en iyi bilenlerde Sendikalardır. Hatta geçmişte bu konuda kamunun ihtiyacı olduğu gerekçesiyle eylem yapıp 3 kişilik münhalin ek yetki ile 8'e çıkarıldığı bilinmektedir.
İlgi yazınızda Maliye Bakanlığı'nın ansızın bir karar üreterek münhal sayısını 13 yaptığını belirttiniz. Bu konuda gerçek durum şudur. Genel olarak ek yetki talepleri münhal ilan edilen kadronun bağlı bulunduğu daire tarafından kendi bakanlığına ek yetki alınması talebinden sonra o bakanlığından ek yetki talebiyle Başbakanlıktan yetki talep edilir. Başbakanlık Personel Dairesi aracılığıyla ilgili kadroda boşluk varsa ve bu ek yetki ile alınacak hizmete ihtiyaç duyulduğuna kanaat getirirse Maliye Bakanlığına bir yazı ile Mali Uygunluk talebinde bulunur Maliye Bakanlığı da uygun ise uygunluk bildiriminde bulunur, kısacası Maliye Bakanlığı bu süreçte 3. onay merciidir.
Bu noktada belirtme ihtiyacı duyduğum diğer bir durum ise İlgili daire yani Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı Sivil Havacılık Dairesinin başlangıçtaki personel talebi 24 kişi idi. Ancak malumunuz yıllık istihdam kotası zorunluluğu olduğu için ilk etapta münhal yetkisi 10 olarak verilmişti. (Bu konuda detay bilgiyi daire müdürü Sn. Mustafa Sofi'den alabilirsiniz) İlgi yazınızda sormuş olduğunuz gibi peki niye bir anda münhal sayısı 10'dan 13'e çıkarıldığı noktasında ise neticede taraf olmakla birlikte bugüne kadar yapılan tüm münhallerde puan eşitliği olması halinde, kadroda boşluk olması halinde ve o kadroya ciddi ihtiyaç olunması halinde ek yetkiler verilmiştir.
Bu konuda bugüne kadar ne kadar ek yetki verildiğini öğretmen/memur ilgili kurumlardan talep etmeniz halinde görebilirsiniz, kısacası bu münhalde ek yetki verilmesi noktasında kesinlikle bir gayri yasallık bulunmamaktadır. Torpilli denen kişide bu ülkenin bir vatandaşı olup yasaların kendine verdiği hakka dayanarak bir sınava girip yarışmıştır. Belki fazla özel olacak ama bu kişi sınav öncesine hatta mülakattan 1 gün öncesine kadar yurtdışındaki işine devam etti. Çünkü illaki kazanacak ve kamuya girecek diye bir garantisi yoktur ve bu garantiyi kimse veremez...
Bu ülkede geçmişte yüzlerce kişi geçici (Arka kapı) olarak kamuya istihdam edildi. Çok yakın geçmişte kamuoyunda Kurultay İstihdamları diye isim etmiş istihdamlar yapıldı. Bu  gibi durumları kimse tasvip etmez etmediği içinde Şubat 2014 tarihinde yasama organı Meclisimizde yapılan yasal düzenleme ile oybirliği ile bundan sonra geçici istihdam yapılmaması için yasal düzenleme yapılmıştır. Kamuda halen geçici olarak çalışanlara iş güvencesi verilerek bu konuda çözüm üretilmesi hedeflenmektedir. Hal böyle iken  bu ek yetki ile  gayri yasallık veya torpil yapıldı gibi değerlendirmelere sizin veya başkalarının her türlü görüşüne saygı duymakla birlikte katılmadığımı belirtirim. Çünkü sınavdan 1 gün önce ülkeye gelen sınav sonrası tekrar çalıştığı ülkeye geri dönen ve sırf kendi ülkesinde işleyip ailesinin yanında kendi vatanında hayatını sürdürmek isteyen genç bir insanın Torpilli olarak nitelendirilmesi ve daha işe başlamadan yaftalanması  beni bir Baba olarak derinden üzmüştür.
Saygılarımla…”
 
Erkan OKANDAN
Maliye Bakanlığı Müdürü
 
 
Bir baba olarak elbette sizi anlıyoruz ama…
 
“Kim bu torpilli müdür çocuğu?” başlıklı önceki gün kaleme aldığımız yazının muhatabı Maliye Bakanı Bakanlık Müdürü Erkan Okandan idi…
O yazıda isim belirtmememize rağmen aynı gün aradı görüşlerini belirtti sonra da uzunda bir açıklama gönderdi biz de yukarıda yayınladık.
Bir baba olarak onu anlamamız gayet mümkündür ve özellikle kurultay istihdamları konusunda yazdıklarında yerden göğe kadar hakkı vardır.
Ama bu konuda sitemlerini sadece bir baba olmasından dolayı anlıyoruz!
Zira;
Şimdiye kadar olan sınavlarda yetki artırımında Başbakanlık ve Personel Dairesi’nden uygunluk görüşü alınır ve sonra Maliye Bakanlığı yetki verirdi. Ve yapılan sınavda kazananlar arasında kamuda halen çalışan var ise sıralama ek külfet yaratmayacak şekilde aşağıya doğru inerdi.
Ama burada direk Maliye Bakanlığı hızlı bir şekilde yetki artırımı için Başbakanlığa ve Personel Dairesi’ne gönderdi.
Kazananların ilk 10 kişi içinde ise bir tek kişisi kamuda çalışan idi, dolayısı ile on birinci sıraya kadar inilmeli idi ama burada 13. Sıraya kadar yetki verildi.
Sonra komisyon bu 13 kişiyi de münhala çağırdı. Daha sonra münhala  çağrılanlar içinden Çarşamba günü (28. 9 15) üç kişi dedi ki ‘ben bu görevi kabul etmiyorum’.  
Ve yine komisyon sıraya göre üç kişilik aşağıya düştü…
Olay tamamen bundan ibarettir!
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Sıla Usar İNCİRLİ, ne yazık ki sizin de kabul ettiğiniz gibi Başbakan ve hatta Sağlık Bakanı da sizin eylem ve grevinizi iyi kavrayamayarak yasa dışı öyle bir karar aldılar ki şu anda hem devlette hem özelde çalışan hekimlerin bir zil takıp oynamadıkları kaldı. Bundan sonrası da artık tufan gibi gözüküyor!
Sayın Erkan OKANDAN, siz bizim gözümüzde çok değerli ve bu ülkeye yararlı bir bürokratsınız ama bu istihdam olayı olmadı işte! Ama siz de haklısınız özellikle kurultay istihdamları ile Kıb-Tek’e ve Kalkınma Bankası’na yapılan istihdamlara göre sizin yaptığınız devede kulak kalır! Kızımıza yeni işinde başarılar dileriz…
Sayın Mehmet Ali TALAT, UBP’ye üye yazılan bir hayli CTP’li üye yarınki kurultayda hangi aday için oy kullanacakları konusunda sizden işaret bekliyormuş. Eğer yeni başkan birkaç oy ile belirlenecekse bu konuda büyük sorumluluğunuz var değil mi?
Sayın Ali PİLLİ, yarınki kurultayda destekleyeceğiniz adayı belirlediniz ama son dakika kararı ile bunu açıklamama kararı aldınız! İşte şimdi siyaseti öğrenmeye başladınız…Hiç insan böyle bir süreçte kimi destekleyeceğini açıklar mı? İlk seçimlerde sizi öyle bir dilim dilim keserler ki karpuzları bile kıskandırırsınız!
Sayın Şerife ÜNVERDİ, kurultayda siz genel başkanınıza tam destek veriyorsunuz ama sizin oğlan başka bir adaya oy vereceğini söylüyor. Demokratik bir aile böyle olur değil mi? Hayırlara vesile olsun artık…
Sayın Ersin TATAR, sadece yarın ki seçimler için değil kurduğunuz çok özel ekiplerle ikinci tur için de çeşitli projeler ürettiğinizi duyduk. Bize göre ikinci turda en fazla diğer kazanamayan adayların yönlendirmeleri önemli olacak, onlarla arayı iyi tutmakta yarar var…
Sayın Çelen OBEN, yıllarını UBP’ye vermiş bir aile olarak son kurultayda üye yapılmamanız nedeniyle siteminizi çok iyi anlıyoruz. UBP’de parti çıkarları koltuk çıkarlarının ardında kalınca ne yazık ki böyle üzücü durumlar ortaya çıkabiliyor. Büyük geçmiş olsun…
Sayın Feriha NURLUÖZ, sizin için de artık UBP’nin yeni döneminde aktif siyaset başlamış olacak diyorlar. Önce parti meclisi üyeliği sonra da milletvekilli adaylığı niye olmasın ki? Yarın için başarılar dileriz…
Sayın Serdar DENKTAŞ, tarafsız vatandaş artık ülkede muhalefetin kalmadığından şikayetçi olmaya başladı. İki büyük parti icraat fakiri çıkınca aslında size de gün doğmuştu ama sizde hiç hareket yok ki!
Sayın Emine DİZDARLI, Ombudsmanlık göreviniz iyi ki başladı ki arkadaşlar kapıdaki Türk bayraklarını anında değiştirdiler. Bu konuların takipçisiyiz zira sizin dairenin önünden günde en az iki kere geçeriz. Bu arada başarılı bir çalışma dönemi dileriz!
Sayın Kemal Eşref OKTAR, başta Göçmenköy ve Taşkınköy olmak üzere Lefkoşa’da bazı gruplar sizi parti meclisi üyesi yapmak için ciddi bir gayret içine girdiler. Madem ki ekipler kuvvetli sizin için de çok yeni bir dönem başlıyor demektir, hayırlı olsun…
Sayın Savun GÖKSU, bir bakan şoförü olarak sorumluluğunuz çok büyük ve herkesten daha çok sinirlerinize hakim olma gibi bir durumunuz var. Ağzınızdan çıkacak her kelime sizin bakanı da olumsuz etkiler aman dikkat!
Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, sizin adınıza bazı adaylara destek mesajları verilince hasta olup yataklara düştüğünüzü öğrendik. Büyük geçmiş olsun ama artık bir makam sahibi olarak böyle tezgahlara da alışmak zorundasınız!
Sayın Ersoy İNCE, her nedendir bilinmez ama gönüllü olarak gurme olmak istediğinizi söylemeye başlamışsınız! Burada muhakkak kamuoyuna bir mesaj vardır ama inanın bunu biz de anlayamadık…