Kendi ilacını kendin üret...

Bizde tüketilen ilaçların yüzde 80’ine yakını Türkiye’den geliyor...
Şimdiye dek ilaç konusunda ciddi bir sıkıntı yaşamadık!
Ama anladığımız kadarıyla önümüzdeki süreçte ciddi sıkıntılar yaşanacağa benziyor...
Konunun uzmanları eğer acil bir önlem paketi hazırlanmadığı taktirde başta kronik hastaların kullandığı ilaçlar başta olmak üzere piyasada bir çok ilacı bulamayacağız!
Uluslar arası ilaç firmalarının Türkiye’den mali nedenlerden dolayı çekilmeye başlaması tehlikenin ilk mesajları oldu...
Bu gelişmeden sonra 932 ilacın işletmeler ve Sağlık Bakanlığı arasındaki fiyat uyuşmazlıklarından dolayı iptal edildi ve bunun da KKTC’ye yansıması doğal olarak büyük krizin başlangıcı olarak kabul ediliyor...
...
İleride büyük bir sıkıntının yaşanacağı kesin ama bu konuda bizim ilgili makamların nasıl bir önlem alacağı yönünde de tünelin ucunda bir ışık görülmüyor...
Konuyla ilgili ayrıntılı bir açıklama da şimdiye kadar yapılmadı!
Yani ortada gözle görülen bir politika halen üretilmedi...
Bizi bekleyen sorun patates, domates biber olsa umuruz bile olmayacak ama konu hayati öneme sahip ilaç olunca insanın içi ürperiyor!
Ayrıca artık sorumluluk sadece Sağlık Bakanlığı’nın sorunu olmaktan çoktan çıkmış ve hükümetin hatta devletin en önemli sorunları arasında listenin başında yer almaktadır...
Peki devlet bu kadar hassas ve hayati önem taşıyan bir konuya nasıl bakmaktadır?
Ya da böyle bir derdi var mıdır?
...
Olayın vahametini bildiğimiz için ileride yaşanması kesin olan ilaç krizini Eczacılar Birliği Başkanı Umut Öksüz’e sorduk...
Bir dokunduk bin ah işittik!
Öksüz bu konuda olmazsa olmazımızı 4 kelime ile anlattı;
“Kendi ilacını kendin üret...”
Yaşanacak olan ilaç krizine karşı alınması gereken önlemlerin elbette başında geliyor ama her konuda olduğu gibi dışarıya bağımlı olduğumuz ilaç konusunda kendi ilacını kendin üretmek o kadar da çok kolay olmasa gerek...
Ya da şimdiye kadar niye yerli üretim kimsenin aklının ucuna bile gelmedi!
...
Bildiğimiz kadarıyla ilaç üretimi yapan tek bir firma var...
Onun da ciddi ekonomik zorluklarla boğuştuğunu biliyoruz!
İşte bundan sonra en azından bu firmaya karşı devletin büyük sorumluluğu var...
Bu sorumluluğu üzerine alır mı, kesinlikle almak zorunda!
Dediğimiz gibi sorumluluk tek bir bakanlığın sorunu olmaktan çoktan çıkmış ve devletin boynunda asılı durmaktadır...
Bu konuda yoğun bir seferberlik şart olmuştur!
...
Dün itibarıyla bir engelliler gününü daha geride bıraktık...
Tabi ki aynı terane, aynı tam aynı hamam yaşandı!
Devlet erkanı engellilere ne kadar önem verdiklerini açıklayan bildiriler yayınlarken engelli örgütleri de koro halinde sıkıntılarını bildiren açıklamalar yaptılar...
Özellikle de işve aş konusu ön plana çıktı!
Oysa devlet kurumlarında engelli istihdamı yapılması yasalarla belirlenmiş olduğu halde bizde istihdamlar genelde arka kapıdan yapıldığı için engelliler zurnanın son deliği olarak kabul ediliyor...
Sonuçta bu yıl yapılan açıklamalar bir yıl sonra yine yapılacak ama yaşanan sorunlar da kesinlikle çözüme kavuşmayacak!
...
Duydunuz mu Pakistan’da KKTC standı kurulmuş...
Bu tür girişimler tanıtma ve turizme yararlı olur mu bilemeyiz ama ülkede çalışan Pakistanlı sayısının daha da yoğunlaşacağından emin olabilirsiniz!
Lütfen yazın bir kenara...
...


MESAJ KUTUSU

Sayın Feridun ADAHAN, önümüzdeki süreçte ülkemizde yaşanması beklenen ilaç krizi konusunda şu anda çözümün anahtarı olarak sizin fabrikanız görülüyor. İlgili makamlar sizin ile irtibata geçti mi, kendilerine isteklerinizi belirttiniz mi yoksa ölen ölür kalan sağlar bizim politikası mı güdülecek...
...
Sayın Tufan ERHÜRMAN, parti kadroları olarak tek başına iktidar sloganı bir kez daha yapılırken yapılan son genel seçim anketinde tek başına iktidara çok da yakın olmadığınız sonuçları ortaya çıkıyormuş. Bir yerlerde hata yapılıyor ama onun analizini de artık siz yapacaksınız...
...
Sayın Filiz BESİM, devlet hastanelerinde en az bir tane de olması gereken PET cihazı konusundaki çağrınız doğru olsa da okuyucu sormaya başladı, bakanlık döneminde niye bu cihazı hastaneye kazandırmadınız diye. Gayet yerinde ve kesinlikle yanıtlanması gereken bir soru olsa gerek değil mi?
...
Sayın Ayer YARKINER, Karayolları Dairesi müdürünün muhasebeci olmasını eleştiriyorsunuz, hakkınız da yok değil ama bu ülkede hangi makamdaki kişiler liyakat sahibi bu gerçeği de unutmamak gerek değil mi? Bizim ülkede siyaset ne yazık ki liyakatsızlık üzerine kurulmuş ve sistem haline gelmiştir...
...
Sayın İlter ÖKTER, dünkü uyarımız üzerine müdür olduğunuz Sigortalar Dairesi internet sitesine ulaşımın sağlanması için yaptığınız girişimden dolayı teşekkür ederiz. Bir de eczane listelerini zaman zaman basın bildirileri ile yayınlarsanız iyi bir amme hizmeti yapmış olacaksınız...
...
Sayın Pınar BARUT, malınız, mülkünüz ve araçlarınız sizin olsun ama şu son model milyonluk araçlarınız önünde fotoğraf çekilelim ki en azından çevremize karşı havamız olur. Belli ki yine birilerinin nasırına fena basmış olmalısınız ki türlü yayınlara karşı maruz kalıyorsunuz...
...
Sayın Gazi YÜKSEL, Dünya Yılın Fotoğrafları onur ödülüne layık görüldüğünüzü memnuniyetle öğrendik gönülden tebrik ederiz. Artık ustalık dönemini de geride bıraktınız sanatı yeni nesillere öğretecek neredeyse tek kişisiniz.
...
Sayın Süleyman KANSU, G.Mağusa Devlet Hastanesi’ne sizin de maddi destek sağlayarak iki odayı 5 yıldızlı hale getirdiğinizi öğrendik, tebrik eder tüm iş insanlarına örnek teşkil etmesini temenni ederiz.
...
Sayın Didem GÜRSES, televizyon programlarınızda kura ile soru uygulaması başlatan ilk sunucu olarak çok da ilginç bir ilki gerçekleştiriyorsunuz. Bunun yakın tarihte moda haline geleceğinden kesinlikle kuşkunuz olmasın, başarılı yayınlarınızın devamını dileriz...
...