KAMULAŞTIRMA NEDİR , NASIL YAPILIR?

Kolejlere ,Üniversitelere giriş için ,Kamuya memur alımı için yeterlik sınavı varken Milletvekili olmak için herhangi bir sınav yok.

Üstelikte bu Milletvekili Bakan hatta Başbakan olup memleketin sorunlarını çözecek bir makama oturabiliyorken.

En büyük talihsizliğimiz.

Eskinin köhne çağdaş ve refah toplum yaratma anlayışından uzak sorun çözmede yetersiz kalan demokrasi artıklarından keşke kurtulabilsek.

Belki biz göremeyeceğiz ama bunun birgün gerçekleşeceğine olan umudum yüksek.Keşke bugünden bu hataları görüp düzeltebilecek toplumsal öngörü ve beceriye sahip olabilsek.

Görünen o ki memleketi yönetmesi için seçtiklerimiz ne yazık ki memleketi yönetecek temel bilgilerden bile yoksun. Böyle oluncada söylem ve eylemler sonucu kişiler değil Devlet zarar görüyor.

İşin kötüsü toplumu aydınlatması gereken gazeteci yazar aydın kesimlerde de ayni sorun var.

Gönlüm arzu ederdi ki her Milletvekili adayı aday olabilmek için kamu yeterlik sınavına benzer bir sınava girerek çevre nasıl korunur ,sağlık hizmeti nasıl verilir eğitimin çağdaş uygulamaları nelerdir ekonomi ve para politikaları ve kamulaştırma nedir nasıl yapılır gibi soruları içeren bir sınava tabii tutulabilseydi…Ama bizde oda torpile takılır diye korkuyorum...

Geçtiğimiz günlerde kamulaştırma ile ilgili bir tartışmaya denk geldim.

Yazılarımda niyetim kesinlikle birilerine akıl vermek değil .Ama içinde yaşadığım toplumun gözüönünde ceryaneden bazende aklımızla bile alay eden tartışmalarda edindiğim bilgiler doğrultusunda doğru olana işaret etmek ve gerçekleri anlatmak .Maksadım tamamiyle doğrusunun öğrenilmesine yardımcı olmak.

Gelelim konumuza;

Kamulaştırma.

Yani Devletin kamu yararını gerekçe göstererek bir kimsenin sahipliğinde bulunan özel mülkiyete rızası dışında son vermesidir.

Ülkemizide ne yazık ki uzun yıllardır bununla ilgili sorunlar yaşanmaktadır.

Ve acil olan toplum yararına gerçekleşmesi elzem olan birçok iş ya yarım kalmakta yada yapılması çok uzun süreler almaktadır.

Sebebine gelirsek;

Siyasetçinin söylediklerinin aksine bu konuda yapılan işlerin durmasının yada gecikmesinin sebebi Anayasadaki yada yasalardaki madde yada kurallar değil Hükümet edenlerin işlerini Anayasaya yasalara ve kurallara uygun yapmamasındandır.

Kamulaşltırma hernekadar Devletin kamu yararı için özel mülkü sahiplenmesi olarak açıklansada bununda belli başlı kuralları vardır.

Ve hiçkimse aklına estiği gibi istediği bir mala el koydum diyemez.

Bir süreci ve adım adım yapılması gerekenleri vardır.

İdare kamu yararını gerekçe göstererek bir kimsenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazına rızası dışında el koyabilir.Doğrudur.

Bu anayasanın 41 maddesinde çok açık bir şekilde açıklanmıştır.

Ancak çok önemli bir nokta vardır ki Kamulaştırma yapan idare, bedelini ödemek koşuluyla gerçek ve özel hukuk tüzel kişilere ait bulunan taşınmaz mallara sahip olabilirler.

Bunun içinde izlenecek bir yol vardır.Öncelikle Kamulaştırma bedeli için ödenek ayrılması.

Kamulaştırmayı yapacak olan yetkili kurum kamu yararı kararı alır. Bu karar ilgili onay mercii tarafından onaylanır.

Kamulaştırılacak taşınmazın kayıtlı bulunduğu tapuya yazı yazarak taşınmazın üzerine kamulaştırma şerhi konulmasını talep edilir.

Ardından taşınmazın değerini tespit etmek amacıyla bir komisyon görevlendirilir.

Komisyonunun belirlediği bedel üzerinden taşınmazı pazarlıkla satın almak üzere uzlaşma komisyonu oluşturulur.

Taşınmazın maliklerine yazı yazılarak söz konusu taşınmazı pazarlıkla ya da takas usulü ile satın almak istediğini bildirilir.

Kamulaştırılacak olan taşınmazın malikinin 15 gün içinde idareye başvurması ile uzlaşma komisyonunca belirlenen bir tarihte pazarlık görüşmeleri başlar.

Bu görüşmelerde, önceden belirlenen bedelin üzerinde olmamak kaydıyla bir anlaşmaya varılırsa tutanak tutulup taraflarca imzalanır.

Ardından da tapuya gidilerek mal sahibi taşınmazı kamulaştırmayı yapan kuruma devreder.

Diğer taraftan bu süreçte sorun olursa, örneğin yürütülen pazarlık görüşmeleri sonuçsuz kalır ise ‘kamulaştırma davası‘ olarak bilinen kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası söz konusu olur.

Herkes, Anayasada temel haklar arasında yer alan ve kişi hakkı olarak belirlenen mülkiyet hakkına sahip olup bu hak ancak kamu yararı amacıyla ve kanunla sınırlanabilir (anayasa, m. 36). Yine anayasaya göre devlet ve kamu tüzel kişileri, kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla kamulaştırma yapabilirler (anayasa, m. 41).

Her iki maddenin de buluştukları nokta “kamu yararı”dır. Anayasanın koruduğu bir temel hak olan “mülkiyet hakkı” ile yine anayasada yer alan bir devlet yetkisi olan “kamulaştırma”nın anayasaya uygun olarak kullanılmaları veya bir başka anlatımla bağdaştırılabilmeleri ancak kamu yararı ile olabilir.

Ancak hem yasama organı sınırlamayı yasayla yaparken anayasanın 12. maddesinde belirtildiği gibi hakkın özüne dokunmaksızın ve anayasanın bu hakkı düzenlediği maddesinde belirtilen nedenlere bağlı kalmak hem de idare kamulaştırma yetkisini kullanırken Anayasanın ve ilgili yasanın sözüne ve ruhuna uygun davranmak ve Devletin saygınlığınıda korunmak zorundadır.