İyi bir şey mi söyledi, kötü bir şey mi?
CHP Genel Başkanını ağırladık Mayıs ayının ilk iki gününde. Kılıçdaroğlu; “umarım TC’deki siyasiler KKTC’nin demokrasi kültüründen biraz yararlanırlar” dedi giderayak. Sizce CHP Genel Başkanı “İyi bir şey mi söyledi kötü bir şey mi? “
Kemal Kılıçdaroğlu, sözleri ile ilgili olarak somut göstergesinin önceki gün gerçekleşen 1 Mayıs kutlamaları olduğunu belirtti ve “Türkiye’de biz 1 Mayıs kutlamalarını acı ve gözyaşına boğduk. Bizim için üzüntü verici ama KKTC’de 1 Mayıs’ın bir bayram havası içinde kutlanması buradaki demokrasi kültürünün nasıl oturduğunu göstermesi açısından önemli. Umarım Türkiye Cumhuriyeti’ndeki siyasiler KKTC’nin demokrasi kültüründen biraz yararlanırlar” diye konuştu.
CHP Genel Başkanı bir tek 1 Mayısa bakarak, bizde “ileri” demokrasi olduğunu söyledi ve “oturun ve halinize şükredin” dedi ve gitti. Gerçekten de 1 Mayıs İstanbul’un aksine bizde kavgasız gürültüsüz geçti. Ama İstanbul’un Anadolu yakasında veya Türkiye’nin değişik yerlerinde de 1 Mayıs olaysız ve patırtısız geçmişti zaten. Bir tek inatlaşmadan ötürü İstanbul 1 Mayıs’ı olması gerektiği gibi geçiremedi. Adına yakışmayan bir bayram oldu 1 Mayıs İstanbullular için.
Bir tek İstanbul’a bakarak CHP Genel Başkanının bizde demokrasinin daha iyi işlediğini söylemesi Demokrasimiz adına sevindirici, Anavatan Türkiye’nin ana muhalefet partisine göre ise düşündürücüdür.
Bakın Türkiye Büyük Millet Meclisinde 4 siyasi parti ve onların grubu vardır. AKP-CHP-MHP ve BDP. Bu dört siyasi partinin toplamda 550 tane milletvekili var.
Türkiye Cumhuriyetini son 10 yıldır AK Parti Hükümeti yönetiyor. Ama mecliste yasalar tüm vekillerin katılımı ile geçiyor. Muhalefet oy vermese de görüşünü çıkıp dile getiriyor. Bazı yasalar oy birliği ile geçiyor. Veya iktidar ile bazı muhalefet partileri antlaşıp öyle geçiriyorlar.
TBMM'de vekiller 2002'den 2012’nin Haziran ayına kadar; 2 bin kanun tasarı ve teklifi yasalaştırdı. Türkiye Büyük Millet Meclisi, son 10 yılda yaptığı mesaiyle 2 bin kanun tasarı ve teklifini yasalaştırdı. Milletvekilleri, aynı dönem içinde 7 bin 273 sözlü soru, 53 bin 33 yazılı soru, 2 bin 523 araştırma önergesi verdi.
TBMM Genel Kurulu, 3 Kasım 2002'den bugüne kadar çıkardığı 2 bin yasanın, bin 411'i kanun tasarısı ve 589'u kanun teklifi oldu. TBMM'nin, 3 Kasım 2002-22 Temmuz 2007 yıllarını kapsayan 22. Dönemi'nde 795 tasarı, 288 teklif olmak üzere toplam bin 83 kanun çıktı.
Yine aynı dönem içinde 2 bin 590 sözlü soru önergesi Meclis Başkanlığı'na sunuldu. 22. Dönem'de milletvekillerinin yazılı soru önergesi sayısı ise 22 bin 994 oldu. Meclis soruşturması açılması için verilen 12 önergeden 7'si kabul edildi; kabul edilen bu 7 önergeyle 5 komisyon kuruldu. 22. Dönem'de 434 Meclis Araştırması önergesi sunuldu. Kabul edilen 65 önergeden 57'si birleştirilerek, 27 komisyon kuruldu. Komisyonlardan 26'sı raporunu verirken, raporlardan 20'si Genel Kurul'da görüşülebildi. Bu dönemde verilen 8 gensoru önergesinin 8'inin de gündeme alınması reddedildi.4 Ağustos 2007-12 Nisan 2011 arasını içeren 23. Dönem'de ise TBMM Genel Kurulu, toplam 761 kanun çıkardı. Bunların 513'ü tasarı, 248'i ise teklif oldu.
Bu dönemde TBMM Başkanlığı'na 2 bin 506 sözlü soru, 20 bin 898 yazılı soru önergesi sunuldu. Sözlü soru önergelerinden bin 705'i, yazılı soru önergelerinden 9 bin 525'i yanıtlandı. Genel görüşme için 26 önerge, Meclis soruşturması için 3, gensoru için 13 önerge verildi.
Şimdi 10 yıllık TBMM performansı bir kenara koyup bizim Cumhuriyet Meclisinin hafta da sadece iki (2) gün bile toplanabilmesinin “başarı” sayıldığı bir ortamda karşılaştırma yapmaya benim ne elim ne vicdanım yanaşmamışken CHP Genel Başkanının söylediği “umarım TC’deki siyasiler KKTC’nin demokrasi kültüründen biraz yararlanırlar” sözü ile iyi bir şey mi söyledi yoksa kötü bir şey mi? Ben karar veremedim bari siz verin….
Kim Bu İbrahim?
Dünkü “Keser Döner, Sap Döner, Gün Olur, Devran Döner” başlıklı yazımızda adı geçen LTB çalışanı Ogün Kişmir dostum cevap hakkını kullanmış. İşte sevgili dostumuzun bana ulaştırdığı o yazı…
Alihan kardeşim köse yazını okudum şimdi benimle ilgili daha secici kelimeler kullanmanı beklerdim en azından yılların verdiği bir dostluk var sanıyordum olayın gerçeğini bana sorabilirdin.
Kardeş yazılanılanların bir kısmı doğru ama benim başkanın odası basmak ya da başkana saldırmak gibi bir niyetim yoktu. Ben başkanla görüşmek üzere gittim başkanın odasına. 1 hafta önce beni saçma bir sebepten disipline verdi başkan. 1 hafta sonrada bu olay yasandı art niyet aradım gidip konuşup konunun gerçeğini öğrenmek istedim fakat belediye personeli olmayan ve başkanın özel şoförlüğünü yapan İbrahim diye biri vardı orda ben sekreterle konuşurken adam araya girdi ve bana “cık dışarı sen bu odaya giremezsin” dedi. Bende ona tepki gösterdim kapıyı yüzüme kapatınca ateş basıma vurdu. Bütün olay bu unun üzerine bende biraz bağırıp çağırdım. Orda kapıya vurdum ama başkanla alakası yok!
Şimdi sevgili Oğün’ün anlattıkları üzerine iki durum ortaya çıkıyor.
BİRİNCİSİ; İki hata bir doğru etmiyor
İkincisi, LTB’de Kadri Fellahoğlu’nu belediye personeli olmayan kişiler mi koruyor?
Kadir FELLAOĞLU: Bu İbrahim kimdir? Necidir? Bunun maaşı nereden ödenir? Bu konuda bir cevap verirseniz çok seviniriz.
Özkan YORGANCIOĞLU: Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutlarken yeni oluşuma da göndermede bulunmuşsunuz. Ama o oluşum kulaklarını kapadı. Sorularımıza bile cevap vermiyor? Nasıl olacak bu iş?
Ferdi Sabit SOYER: Dün meclis kürsüsünde yaptığınız bankacılık ve faiz konularında gündem dışı konuşmaya Maliye Bakanı Tatar, söylediklerinize büyük ölçüde katıldığını belirtti. Allah muhabbetinizi arttırsın bu günlerde..
Ünal ÜSTEL: Girne Antik Limanı’nda yaşanmakta olan sorunlarla ilgili dün Çevre Dairesi Girne Şubesi’nde basın toplantısı düzenlediz. Basının karşısında da tam kadro çıktınız. Hatta Maliye Bakanını bile yanınıza aldınız.
Sümer AYGIN: Girne Antik Limanı’nda lağım kokusunun hakim olmasına neden olan kanalizasyon pompasının çalışmamasının nedeninin, birikmiş elektrik faturasının ödenmesi konusunda uzlaşmalarına karşın Turizm, Çevre ve Kültür Bakanlığı’nın ödeme yapmamasından kaynaklandığını söylediniz ve topu bir kez daha ilgili bakanlığa gönderdiniz.
Mustafa YEKTAOĞLU: Sözlü ve yazılı sorular okunurken, içeride milletvekillerinin ve bakanların yer almamasından dolayı çoğunu ertelemek zorunda kaldığınızı keşke CHP Genel Başkanına da söyleseydiniz.
Kamil KAYRAL: KTAMS Başkanı Ahmet Kaptan ve Genel Sekreter Güven Bengihan’ı dün kabul etmişsiniz ve sendikalarla ilk günden sıcak ilişkilere girmişsiniz.
Akay CEMAL: Kıbrıs Türk Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olarak bugün farklı bir etkinlik söz konusu mu?
Dilek ÇETERESİ: Güner’in elinden 10 porsiyon döner yediğiniz sonrada kolesterol ve tansiyonunuz tavan yaptığı iddia ediliyor. Ne diyorsunuz bu iddialara?
Çelebi ILIK: Merak etme ben dışarıdan da gündemi takip edebilirim. 10 yıl gelmesem orada ne olup bittiğini yine ilk ben duyarım. Sen bizi takip etmeye devam et…
Turan BÜYÜKYILMAZ: Başkan son durum ne? Var mısın Yok musun?
GÜNÜN SÖZÜ
“Limanda çirkin kokular yayan pompa istasyonunun elektriğini bağlamamıza rağmen yine ne olduğunu bilemeyeceğim. Bu sefer arızalandırıldı ve şu anda çalışmıyor. Konuya baktığımızda elektrik borcu bugüne kadar niye ödenmedi, bilemiyorum… Turizm mevsiminin başladığı, otellerde yüksek doluluk yaşandığı bugünlerde Girne Antik Limanı’nı güzel bir çehreye kavuşturmak için yapılan çalışmaları baltalamak için mi? Niye Girne halkına istenmeyen görüntü ve hoş olmayan kokular yaşatılıyor, bilemiyorum…”
Turizm Çevre ve Kültür Bakanı Ünal Üstel
BİZİM TEMEL
*Temel'le Dursun, İstanbul'da minibüsle bir yere gidiyorlarmış...*
*Şoför "Levent, Fatih, Eyüp" diyormuş. *
*Dursun sıkılmış ve Temel'e:*
*"Ula Temel, ne zaman ineceuk?" demiş. *
*Temel de demiş ki: *
*"Çatlama ula, ismimuz okunsun ineruk!"...