İstanbul Uyanırken


Haftalar sonra yeniden bembeyaz bir sayfa var önümde.
Kasaba politikacılığından, küçük hesaplardan, bitmek bilmez çıkar kavgalarından ve günlük streslerimden kurtulmak istediğim bir anda Kıbrıs’tan uzaklaşırken bambaşka sorunlar buldum karşımda.
Hem de bu sorunlar öyle ufak, tefek kıpramalardan ne olacak bu memleketin hali söylemlerinden çok daha öteydi.
Ağır aksak bir hava vardı İstanbul’da…
Bir yandan hayat normal akışı ile devam ederken, öte yandan sorunlarını saklayan, sıkıntıları gizliden gizliye büyüyen, ansızın dalıp giden, akşamları ağlayarak uykuya dalan bir insanın ruh hali varı havada…
İstanbul hüzünlüydü, İstanbul her an patlamaya hazır bir bomba gibiydi.
Ansızın hiç bir şey yokken Taksim’e yüzlerce polisin gelişi…
Ya da hiç yoktan karşıma çıkan toplumsal olaylara müdahale araçları vermişti zaten bu mesajları.
Bunun sonucunda biraz ansızın, biraz da kendini belli ederek patladı olaylar.
Küçük bir kıvılcım yetiyordu aslında olayları patlatmaya, bardağı taşırmaya.
Kendi adıma ise biraz kafa dinlemek ve uzaklaşmak için çıktığım yolculuğum hüsranla sonuçlanmıştı.
Ama olsun her son bir başlangıçtı, her hüzün bir mutluluk, her savaş barış, her yokluk bir kazançtı…
Olaylar biryandan devam ederken biryandan da yeni başlangıçlar bekliyor Türkiye’yi ve elbette Kıbrıs’ı .
Şimdi geriye sayım başladı, bakalım neler bekliyor bizleri.
Sanmayın bu günler unutulup gidecek, her şeye rağmen bir uyanış, bir canlanma, bir direnme bir mücadele sardı ruhları…
Direniş zaten çoktan başladı sonlar yeni başlangıçlara ulaştı.
Önümüzdeki seçimler de bunun bir göstergesi bir yansıması olacaktır.
Yeni dönemler, yeni başlangıçlar ve yeni yüzler hayata yeni bir umut olacak.
Umut ise kaybedildiği anda yeniden bulunacak.