İnanmadığına evet denmez.
Hayır çekersin şöyle onur ve gurur dolu.
Beğenmediğine güzel denmez.
Olmamışı oturtursun vakur bir edayla.
Da, kim yapıyor bunu?
Kimse.
Herkes yalaka olmuş.
Yalakalık yetmemiş.
Herkes bir de üstüne yalancı olmuş.
******
Komşuya yalakalık.
E napalım yahu 40 senelik komşu diyerek.
Tamam da 40 senelik komşu bu.
Dürüstlüğü hak etmiyor mu bu 40 yıl?
Etmiyormuş demek ki
Siyasetçi felaketini konuşmuyorum bile.
Oralarda iş daha vahim.
*****
Siyasetçi ve seçmen yani toplum atbaşı bu konuda.
Hangisi daha yalaka belli değil.
Hangisi yalancı hiç belli değil.
Siyasetçi seçmene yalancı ve seçmene yalaka.
Peki toplum siyasetçiye nasıl?
Bir tamam siyasetçi ile ayni.
Siyasetçiye yalan, siyasetçiye yalaka.
******
Bu yeni bir kültür mü desem?
Yoksa hep mi böyleydi emin değilim.
Ama yalakalık ve yalan ayni eşikte duruyor.
İkisi de riya.
İkisi de ikiyüzlülük.
İkisi de omurgazsızlık.
******
Vazgeçer miyiz?
Bilemem.
Çok da memnuniyetsiz durmuyoruz.
Hatta hoşnut gibiyiz hepimiz de.
Sonumuz ne olur peki?
Orasına hiç girmeyelim.
Sonumuz belli gibi.
Yok olmak.
Tutunamamak.
Tükenmek.
Bitmek.