İnsanoğlunun en önemli sosyal becerilerinden biri, yüzleri tanıma yeteneği. Gerçi ben bu konuda bazen tökezliyorum. Kendimde şunu fark ettim: Sürekli aynı yerde gördüğüm ve az samimiyet kurduğum kişileri, farklı zaman ve mekanlarda aniden gördüğümde tanımakta zorlanıyorum. Çünkü onları zaman ve mekanda algılıyorum. Ansızın karşıma çıktıklarında bazılarını hatırlayabiliyorum. Bazıları kendilerini yeniden tanıtmak zorunda kaldıklarında açıkçası kendimi aptal gibi hissediyorum. Onları neden o anda hemen tanıyamıyorum? diye kendime kızıyorum.
Bazılarımız böyledir. Kiminin görsel hafızası iyidir. Tanıdık yüzleri kolayca tanır ve tekrar sunulan görüntülerden yabancı yüzleri tanımayı öğrenirler. Bazılarının sesleri ve kokuları algılamada yetenekleri vardır. İşte ben bu işte fena sayılmam. Sesten o kişinin adını ve nerede karşılaştığımıza dair karışık bilgileri hafızamda tutabiliyorum.
Ancak gelin görün ki yüz tanıma konusunda kimi zaman iyi bir durumda olduğum söylenemez. Peki size bir gün koyunların özel bir çalışmayla farklı insan yüzlerini tanıdıkları söylense buna inanır mıydınız?
Haber çok yeni.. Cambridge Üniversitesi araştırmacılarından rapor edilen koyunların fotoğraflardan farklı yüzleri tanımak üzere eğitilebilecekleri ve daha önce bir eğitim almadan bir fotoğrafta işleyicisini belirleyebilecekleri sonucu ortaya çıktı.
Nasıl mı? Cambridge Fizyoloji, Gelişim ve Sinir Bilimleri Bölümü'nden araştırmacılar, bilgisayar ekranlarında gösterilen fotoğraf portrelerinde dört ünlü kişinin (Fiona Bruce, Jake Gyllenhaal, Barack Obama ve Emma Watson) yüzlerini tanımaya yönelik sekiz koyunu eğitmişler. Çalışmada, koyunların bilişsel yeteneklerini izlemek için verilen bir dizi test yapılmış. Beyindeki nispeten büyük ve uzun ömürlü oldukları için koyun, Huntington hastalığı gibi nörodejeneratif bozuklukların araştırılması için iyi bir hayvan modeli olduğu konusunda hemfikir olunduğu belirtiliyor.
Test bir çok aşamadan geçiyor. Koyunların karar verme eğitimi, özel olarak tasarlanmış bir kalemin etrafında ilerledikçe yapılmış. Kalemin bir ucunda, iki bilgisayar ekranında görüntülenen iki fotoğraf görecekler ve ünitenin fotoğrafını seçmek için (ekrana yakın kızıl ötesi ışın kırarak) bir yemek ödülü alacaklardır; yanlış fotoğraftan seçtiyseler bir zil sesi duyulur ve ödül almazlar. Zaman içinde, ünlülerin fotoğraflarıyla bir ödül ilişkilendirmeyi öğrenirler.
Koyunlara bakar mısınız? Öğretilince onlar bile neler yapmıyorlar ki? Eğitim sonrasında koyunlara iki fotoğraf gösteriliyor - ünlü yüzü ve ünlünün başka açıdan yüzü. Bu testte koyun, onlardan sekiz kez öğrenilen ünlü yüzü doğru bir şekilde seçtiği belirtiliyor. Müthiş bir çalışma!.
Araştırmayı yöneten Profesör Jenny Morton, "Koyunlarla vakit geçirmek için zaman harcayan herkes akıllı, bireysel hayvanlar olduğunu ve işleyicilerini tanıyabildiğini bilecek" diyor ve ekliyor:
"Çalışmamızla koyunların insan ve maymunlarla karşılaştırılabilen gelişmiş yüz tanıma yeteneklerine sahip olduklarını gösterdik.”
Yeri gelmişken ben öyle labarotuvarlara girip, olayı bilimsel hale getirecek çalışmalar yapmıyorum tabi ama gözlemlediğim kadarıyla benim kedim Arap’ta da benzer durumlar var. Bir süredir gözlemliyorum; kedim eve dönüş saatimi biliyor. Saat geç de olsa fark etmiyor. Eve geleceğimi gördüğü anda bir yerlerden önüme atlayıp kendini fark etmemi sağlıyor. Gerçi annem: “Bu kedi seni kullanıyor ve sevgini sömürüyor. Acıktığında karnını doyurmak için çevrende dolanıyor. Sen de inanıyorsun.” dese de böyle kullanılmaya razıyım. Çünkü aramızda müthiş bir duygusal bağ olduğunu hissediyorum ve besletip büyüttüğüm bir canlı o.
Gerçekten hayvan deyip geçmemek lazım. İnsanlardan o kadar cana yakın ve yalansızlar ki..