Bugünkü konumuz Belediyeler.Halkın en yakınında olan ve kente yaşayan halka mutlu bir yaşam sağlaması gereken Belediyeler.
Zaten Belediyeler yasasını açıp içerisine baktığınızdada daha ilk sayfasında şunlar yazıyor.
Beldenin gelişmesi ve belde halkının esenlik, refah ve mutluluğu konusunda ortak yerel gereksinimlerin çağdaş bir anlayış ve demokratik bir tutum ile ele alınıp karşılanması görevleri vardır.
Haliyle sizde bekliyorsunuz tabii.
Esenliği refahı ve mutluluğunuzu sağlamasını.
Bizdeki Belediyecilik küçük bir kısmını bunun içinden tenzih etmiş olsamda genelde vatandaştan toplanan vergilerin bir sonraki seçimde kullanılabilmesi üzerine kurgulandığı için kıt kaynaklardan dem vurularak yol kaldırım yapma çöp toplama işinin ötesine geçememiştir.
Sokaklarda ağzı açık duran rögarlar,devrilmiş yan atmış içinden çöp suyu akan çöp kovaları,paslı direkler ,korkuluklar ,kent estetiğine uymayan dört tarafı duvar ile çevrili trafo binaları,sökük kaldırım taşları ,kazılıp toprak doldurulan çukurlar vs.ilede mutlu olmaktan uzak kentler ve asabi insanlar yaratılmıştır.
Halbuki Dünya ve en yakınımız Türkiyede Belediyecilik çok farklı bir kulvarda yol alıyor.
Belediyelerin amacı kentte yaşayanların mutluluğu ise bir şehre yollar, caddeler, binalar, parklar, sosyal donatılar, büyük şaşalı yapılar yapabilirsiniz, ancak bunları şehrin ruhuyla bezeyemezseniz, o şehirde yaşayan insanların mutlu, huzurlu ve gururlu olmalarını sağlayamazsanız, hiçbir anlamı olmaz.
Bunun içinde caddedede sokaktada ne varsa kente katmalısınız.
O zaman mutlu kentler yaratabilirsiniz.
Bir şehre hayat vermek zor değil aslında ve herzaman çok parayada ihtiyaç yoktur.
Yeterki biraz vizyon ve şehre ait umudunuz olsun.
Bazen küçük dokunuşlar bile şehrin yaşamına büyük anlamlar katabiliyor. İnsanların umutlarına umut mutlulularına mutluluk katabiliyor.
Türkiye genelinde pekçok şehirde özelliklede İstanbulda son birkaç senedir trafo boyama furyası yaşanıyor.
78 adet trafo binası, “Sihirli Resim” tekniğiyle boyanarak, İstanbul’un ana arterlerinin modern bir görünüme kavuşması Mimarlık ve Şehircilik kuralları çerçevesinde Kent Estetiğinin sağlanması, işlevsel, yaşanabilir mekanlar oluşturulması amaçlanmış.
Bursada trafo binaları ve istinat duvarlarını tuval gibi kullanıp sokakları sanatla buluşturan Kent Estetiği Şube Müdürlüğü ressamları, bu kez grafiti faaliyetiyle bütün Bursalılara sokak sanatına ortak etmiş.
Kentsel gündelik hayatın içinde kendi programları (barınma, ticaret, sağlık…) ile yer alan binalar mimari içerik olarak üstlendikleri işlevsellikleri ve görüntüleri aracılığıyla alıştığımız kentsel hayatın bir çeşit fonunu oluştururlar.
Elektrik trafoları, elektrik direkleri,çeşmeler ,rögar kapakları ,istinat duvarları vs gibi a-programatik yapılar ise dolaylı işlevleri nedeniyle dokunabildiğimiz programlara sahip değillerdir.
Onlar kentsel gündelik hayat içinde yanından geçtiğimiz, etrafında dolaştığımız ama bir türlü temas edemediğimiz, yaşantının sürekliliği içinde yer al-a-ma-yan, dilsiz, uyuyan hayalet yapılardır.
Bu hayalet yapıları ise kent yaşamına insanın kentteki yaşamına ortak etmek elimizde.
Her sabah işe gitmek için yanından geçtiğim trafo binasının bir konak olması, sahilde dolaşırken yanından geçtiğim elektrik ,telefon direklerinin gökkuşağının renklerine boyanması insana mutluluk vereceği ortada.
O zaman daha esenlikli refah ve demokratik kentler yaratabiliriz.
Belediyelerimiz bu işe neder bilemiyorum ama faydası olduğu açık.
Ve
Daha mutlu insanlar ve kent yaratmak gaylesinde olanlar içinde denemeğe der.