Oymen “Yaşam için temel gereksinim duyduğumuz her şey, dozaj aşımında tehlikeli bir zehre dönüşür. Sonuç olarak burada dikkat etmemiz gereken nokta, tükettiğimiz gıdanın miktarıdır” ifadelerini kullandı.
Oymen, birkaç gündür kamuoyu gündemini meşgul eden bor minerali tespiti sonrasında İsviçre piyasasından toplatılan maden suyu konusu ile ilgili kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla açıklama yaptı.
Oymen açıklamasında, İsviçre Federal Gıda Güvenliği ve Veterinerlik Bürosunun geçen günlerde Türkiye’den gelen Beypazarı markasına ait maden suyu ile ilgili raporunda, maden suyunun içinde yüksek miktarda bulunan borun insan sağlığını tehlikeye soktuğunu, hamile kadınlarda fetal gelişimini ve doğurganlığı engellediğini ifade ederek, Beypazarı marka maden suyunun tüketilmemesi gerektiği uyarısında bulunduğunu anımsattı.
Doğal mineralli sulara eklenebilecek maddelerin üst sınır değerleri mevzuata göre belirlenmiş olsa da bor için bir limit konmadığını kaydeden Oymen, şu ifadeleri kullandı:
“İsviçre bor minerali için üst limiti Avrupa Birliği içme suyu limiti olan 1mg/L olarak belirlemiş ve piyasadan toplatma kararı alınan üründe ise bu değerin 2,2 mg/L (±%20) olarak tespit edildiği açıklanmıştır.
Ancak Beypazarı Maden Suyu, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Avustralya Ulusal Sağlık ve Tıp Araştırmaları Konseyi’nin içme suyundaki sınırlarını (2,4 mg/L ve 4 mg/L) referans olarak aldığından insan sağlığı için risk oluşturmayacak değerlere sahip olduklarını belirtmektedir.
Yani maden suyunun tehlikeli ya da sağlıklı olup olmadığı, hangi kurumu baz aldığınıza göre değişiyor. Buradaki karışıklığın sebebi, bor tüketimi limiti konusunda uluslararası bir standart olmamasıdır. Her ülkede insani tüketime yönelik gıda, su ve içecekler için ilgili mevzuat sınırları o toplumun gıda alışkanlıklarına göre farklı olabilmektedir. Bor, toprak ve suda oldukça değişken miktarlarda bulunan bir elementtir”
Borun birçok gıdada (fındık, ceviz, baklagiller, meyve ve sebzeler) doğal olarak bulunduğunu kaydeden Oymen, içme suyunun da bor açısından önemli bir kaynak olduğunu belirtti.
Bor minarelinin insan vücuduna yiyeceklerle, içeceklerle ya da solunum yolu ile girebileceğini dile getiren Oymen, bu mineralin doğru dozlarda vücuda alındığında başta kemik sağlığı olmak üzere sağlık üzerine olumlu etkisi bulunduğunu kaydetti.
-“Yüksek dozun üreme sistemi üzerinde olumsuz etkileri bulunuyor”
Ancak yüksek konsantrasyonda borun erkek ve dişi üreme sistemi üzerinde olumsuz etkileri olduğunun bilindiğine işaret eden Oymen, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yetişkin sağlıklı bireylerin beslenme yolu ile günlük 1-13 mg bor tüketebileceğini belirlediğini ve Ulusal Sağlık Enstitüsü (NIH) ise 18 yaşın üzerindeki sağlıklı bir bireyin alabileceği üst limiti günlük 20 mg olarak sınırlandırdığını belirtti.
Oymen, “İsviçre’deki analize göre 200 mL bir şişe maden suyunda yaklaşık 0,4 mg bor bulunduğu göz önünde tutulursa, günde 50 şişe maden suyu içilirse günlük sınırın aşılabileceği anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
Yaşam için temel gereksinim duyulan her şeyin, dozaj aşımında tehlikeli bir zehre dönüştüğünü belirten Oymen, dikkat edilmesi gereken noktanın tüketilen gıdanın miktarı olduğunu vurguladı.