GÜNEY KIBRIS SİLAHLANIRKEN BİZ ÇÖZÜM ARZUSU İLE TUTUŞUYORUZ
Bu son 6 aydan itibaren en fazla duyduğumuz kelimelerden biri. Hatta o kadar fazla duyuyoruz ki bir an kendimizi çözüm sürecinin sonuna yaklaştığımıza inandırmaya başladık. Yani bir nevi algı yaratıldı herkeste. Halbuki kırk yıldır çözüm için atılan adımlar hiçbir sonuç vermediği gibi kimsenin çözüm olacağından da ümidi yoktu. Tabi köklü bir değişime şahit olduk. Cumhurbaşkanı Akıncı’nın iyi niyet halleri Kıbrıs’ta yaşayan herkesi umutlandırdı, ümitlendirdi. Özellikle ortak yapılabilecek birçok adım vardı ve atılması için bu kaçınılmaz bir fırsattı. Hal böyleyken ‘’bizler’’ çözüm için yanıp tutuşurken, diğer tarafta durumun ayni olmadığına şahit oluyoruz. Bir anda silahlanmayı artıran hatta geçtiğimiz gün tank taşıyıcısına kadar askeri teçhizatlarını artıran RMMO, nasıl bir yapılanma içerisine girmeye başladı anlamış değiliz.
Politis gazetesinde yer alan bir haberde, Kıbrıs sorununun çözümü amacıyla gerçekleştirilen müzakerelerin, RMMO’nun silahlanma programlarıyla ilgili planlamaları bozmuş olabileceğini, ancak çözümden sonra kullanılabilecek olan programları durdurmadığını yazdı.
ayrıca gazete Rum Yönetimi’nin İsrail’den 44 milyon Euro’ya bir adet açık deniz gemisi satın almaya karar verdiğini ve depozitonun ödendiğini de anımsatarak, 2015 yılı bütçesinde, 4 adet UAV (insansız uçak) satın alınmasına dair bir madde bulunduğunu da ifade etti. Bunun anlamı ne idi peki? Bizler çözüm için yanıp tutuşurken RMMO hızla silahlanıyor.
Düşün bir orta yol bulmak ve uzlaşıya varmak adına liderler sürekli görüşmeler yapıyor, yeni yıl mesajları veriyor hatta şakalaşıyor. Bizlerin gözü önünde yaşanan bir samimiyet var ortada. Uzlaşmaya varabilmek için her iki taraf kriterlerini ortaya koydu. Koyarken de masada bulunan her iki taraf bir şeyler vererek bir şeyler de almak durumundadır. Burada sıkıntı yok ama bu süreçte bizim neler verdiğimizden çok ne alacağımızın ortaya konması gerekir. Siyasi eşitliğimizden, eşit egemenliğimizden, Türkiye’nin Garantörlüğünden vazgeçmek suretiyle bir ilerleme sağlanıyorsa burada sorun büyüktür. Bir tarafta çözüm için yanan millet diğer tarafta sınırsızca silahlanan ve alt yapısını güçlendiren bir ordu. Kapalı kapılar ardında yürütülen görüşmelerde bugüne kadar gelinen aşama nedir henüz net değil. Öncelikle Kıbrıs Türk hem de Kıbrıs Rum halkı bu konuda bilgilendirilmelidir. Bir çözüm sonrasında bu çözüm içerisinde hayatlarını idame ettirecek olanlar sadece siyasiler değil iki halktır ve bu halkın kararları önemlidir. Yani bir taraf çözüm isterken diğer taraf hızla silahlanıyorsa bunun adı nedir?